Sever, su verimliliğinin ideal seviyelere ulaşmasının, sadece bilinçlendirme ve alışkanlık değişimiyle mümkün olmayacağına, yapısal tedbirlere de ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaparak “Yağmur suyu hasadı, gri su sistemleri, kullanılmış suların yeniden kullanılması, denize akan suların tekrar kullanılması, deniz suyunun arıtılması gibi alternatif kaynakların kullanımına imkân veren uygulamaların vatandaşlarımız tarafından benimsenmesi için mevcut yasal ve teknik altyapının geliştirilmesini ve teşvik edilmesini hedefliyoruz.” dedi.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmüş olan kullanılmış suların yeniden kullanım alternatiflerinin değerlendirilmesi çalışmaları kapsamında Türkiye’de 601 atık su arıtma tesisi, 328 tarımsal sulama tesisi, 4 ayrık sistemle toplanan yağmur suyu şebekesinin ve 12 soğutma suyu kullanıcısının potansiyel kullanılmış su kaynağı olarak değerlendirildiğini ifade eden Sever, şunları kaydetti: “Bu potansiyelin uygun kaliteye getirilmesi için arıtma önerileri getirilmiş ve bu suların tarımsal alanlara, peyzaj sulama, sanayi, yeraltı suyu besleme vb. kullanılabileceği alanlar belirlendi. Böylece ülkemizin kullanılmış su potansiyeli, kalitesi, kullanılacağı alanlar belirlendi. Ayrıca su kaynaklarında iklim değişikliğine uyum çalışmaları kapsamında iklim değişikliğine karşı direncimizin artırılması maksadıyla su fiyatlandırması, gri suyun kullanımı ve yağmur suyu hasadı gibi uyum faaliyetleri ile ilgili fayda maliyet ve yapılabilirlik analiz çalışmaları gerçekleştirilmekte konu ile ilgili Büyükşehir Belediyelerine eğitim verilmektedir.
Önemli bir alternatif su kaynağı olarak görülen kullanılmış suların yeniden kullanımı 'azalt-yeniden kullan-değiştir' stratejimizin en önemli bileşenlerinden birini oluşturuyor. Ülkemizde suyun büyük bir bölümünün tarımsal sulamada kullanıldığı düşünüldüğünde bu sektör için kullanılacak olan suyun tasarrufu en önemli tasarruflardan biri olacaktır. Bu yüzden atık su arıtma tesislerinde arıtılan atık suların uygun kaliteye getirildikten sonra özellikle tarımsal sulamada kullanılması suyun etkin kullanımının en önemli yöntemlerini oluşturmaktadır. Aynı zamanda atık su arıtma tesislerinde arıtılan atık suların içeriğinde azot ve fosforun olması da sulama suyunun yanında gübre ihtiyacını da azaltmış olacak. Bununla birlikte atık su arıtma tesislerinde arıtılan atık suların sanayi, peyzaj, çevresel besleme, yer altı suyu besleme ve içme suyu kaynaklarının beslenmesi alternatiflerinde de kullanılması suyun tasarrufunda önemli bir yer tutuyor.
Alternatif su kaynaklarından yağmur suyu hasadı, geçirimsiz yüzeylerden akışa geçen yağış sularının yeniden kullanım için yerinde biriktirilmesi ve depolanmasıdır. Günümüzde şehirlerde geçirimsiz alanlar büyük yer kaplamaktadır. Bu bağlamda bir su potansiyeli israf edilmekte olup yağmur suyu hasadının değerlendirilmesine ilişkin çalışmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Gri su ise siyah su olarak kabul edilen tuvalet atıkları ve çöp öğütücülerinden elde edilen gıda atıkları hariç olmak üzere duşlar, el yıkama lavaboları, çamaşır makineleri ve mutfak sularından kaynaklanan evsel atık sulardır. Yüksek kaliteli su kullanımı gerekmeyen alanlarda gri suyun kullanılmasıyla kaynaklarımızdan çekilen su miktarı önemli oranda azaltılabilecektir.”
Su Yönetimi Genel Müdürü Sever, iklim değişikliği, nüfus artışı, kentleşme ve benzeri baskıların su kaynaklarının akılcı ve entegre bir şekilde yönetilmesi gerekliliğini vurguladığını belirterek Su Kanunu başta olmak üzere suyun korunması ve etkin kullanımına ilişkin politikaların geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını kaydetti. Bu bağlamda kentsel, kırsal ve endüstriyel gelişim planlarının havzaların su potansiyellerine uygun olarak gerçekleştirilmesinin kritik rol oynadığını ifade eden Sever, “Bu çerçevede; bütüncül bir havza yönetimi esas alınarak su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde korunması, kullanılması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, Entegre Su Kaynakları Yönetim Planlarının (Havza Yönetim Planı, Kuraklık Yönetim Planı, Sektörel Tahsis Planı ve Taşkın Yönetim Planı) hazırlanması, bu planlardaki tedbirlerin hayata geçirilmesi ve özellikle yeni yerleşim alanlarının ve sanayi alanlarının bu planlara göre yapılması, ülkemizin maruz kalacağı iklim şartlarına hazırlıklı olunması ve su ile ilgili yasal düzenlemeler ile 'Su Verimliliği Seferberliği'yle ulaşılacak hedeflerin sağlanması sayesinde su kaynaklarımızın gelecek nesillerimize aktarımı güvence altına alınmış olacaktır. Unutulmamalıdır ki su bizlere miras değil, çocuklarımızın emanetidir. Suyumuzun değerini bilmeli ve verimli kullanmalıyız.” şeklinde konuştu.