OCAK-ŞUBAT 2023 / EL SANATLARI

Hayvancılıkla başlayan bir meslek: "Çan yapım ustalığı"


Hilal DOĞAN     Filiz ERYILMAZ 

18.04.2023 


Hayvancılık var olduğundan beri toplumların günlük yaşamı da ona göre şekil almış, hayvancılıkla uğraşmanın ve doğayla iç içe olmanın mecbur kıldığı birtakım alışkanlıkları, iş bölümünü ve zanaatları da beraberinde getirmiştir. Bir çoban yahut sürü sahibi için alabildiğine geniş ve göze uçsuz bucaksızmış gibi görünen geniş, yemyeşil meralarda yüzlerce koyunu, kuzuyu otlatmak, takip edip yönetmek; verimli ve zevkli olmasının yanında meşakkatlidir de.

Bu meşakkatler beraberinde kolaylık ve çözümler de getirmiş; sürüdeki hayvanların türüne göre ve kaybolmalarını önlemek için demir levhalardan yapılan ve hareket ettikçe kendisine has bir ses çıkartan, boyunlarına asılmak suretiyle hem çobanın işini hem de koyunların birbirini takip edebilmesini kolaylaştıran kalıcı bir çare diye nitelendirilebilecek "çan"lar düşünülmüş ve yapılmaya başlanmıştır. 
 
Orta Asya’dan Anadolu’ya getirdikleri ve bu "Küçük Asya" coğrafyasında hayatlarını idame ettirdikleri hem meslek hem bir sanat olan ata geleneklerinin; kimi zaman zengin değişimlerle daha da gelişip yaygınlaşarak adeta bir yaşam biçimine dönüşmesi; hayvanlar ve doğayla daima iç içe bir yaşam sürmüş, hayvancılığı bir gelenek olarak beraberinde getirmiş Türklerin kendilerine has özelliklerindendi. Demirle ilk uğraşan ve demirciliği meslek edinen en eski toplumların başında gelen Türkler; demirden sac levha yaparak bu levhayı da hayvanlarına verdikleri öneme binaen ‘çan’a dönüştürerek çan yapım ustalığını da hayvancılıkla beraber yürüyen ve onunla nefes alan bir meslek haline getirmişlerdir. Çanın aynı zamanda kötü ruhları kovduğu ve takıldığı sürü hayvanını koruduğu inancı oldukça geçmişe götüren bir mirastır. Zirâ Altay Bölgesinde başta Şamanizm olmak üzere çeşitli inanç sistemlerinin parçası olan ayin ve seremonilerde de çanın kullanıldığı, ona anlamlar yüklendiği bilinmektedir. Altaylarda yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalarda küçük çan ve çıngırakların çıkartılması neticesinde ünlü Türkolog Wilhelm Radloff; Türklerin, çanları çeşitli amaçlarla kullanmış olduklarını ifade etmiştir.

Haber Görseli

Eski Türkçe bir isim olan "çan" sözcüğü; "koyun, keçi, inek, deve gibi küçükbaş ve büyükbaş hayvanların boyunlarına takılması amacıyla hayvancılık yönünden kolaylık sağlayan bir etmen olarak; ekseriyetle demirden yapılma, içindeki dilin hareket etmesiyle ses çıkartan alet, çıngırak" manası taşımakla birlikte göçebe hayvancılık döneminden günümüze dek kullanılagelmiştir. Anadolu’nun kadim geleneği ve var oluş sırlarını içine alan hayvancılık geleneğinin yaşattığı çancılık da yaratıcının insana armağanı olan bereketli sürüler, uçsuz bucaksız meralar ve bu kıymetlerin bilincindeki topluluklar olduğu müddetçe sürüp gidecektir. 
 
Aynı şekilde geçmişten günümüze sürüp gelmiş ve çocukluğundan bu yana babasından öğrendiği usulle çan yapan ve bu geleneği yaşatan bir ustayla beraberiz.  Türk Tarım Orman Dergisi okuyucuları için Ziya Güven’le bir görüşme gerçekleştirdik.
 
Bize kendinizi ve işinizi anlatır mısınız?
 
1976 doğumluyum. 35 yıldır bu mesleği yapıyorum. Burdur Altınyayla ilçesinde çan yapımını sürdürmekteyiz. Şu an eşimle beraber çalışıyoruz, yanımda çalışan herhangi bir elemanım yok. Babam bu mesleği 50 yıl boyunca yaptı. En son ben kaldım, Burdur Altınyayla’da bu işi yapan tek kişiyim. 
 
ÇAN KOYUNLARIN VAZGEÇİLMEZİ 
 
Çocukluğumdan beri 35 senedir yaptığım bu işle ilgili bildiğim bir şey var: Çan, koyunların vazgeçilmezi ve fabrikasyon çanlar yerine el yapımı olanlar tercih ediliyor. 
 
Çan yapımı çok eski zamanlara dayanıyor. Siz bu zanaatı nereden öğrendiniz ve ne kadar zamandır çan yapıyorsunuz? 
 
Bizim memlekette çan yapımı 80 yılı geçti. Fakat geçmişi nereye uzanır onu bilmiyorum. Ben bu mesleği babamdan öğrendim. Babam çan ustasıydı. Ben de 35 yıldır çan yapıyorum.
 
Çanları hangi malzemelerden yapıyorsunuz? Yaparken kullandığınız aletler neler? 
 
Dkp sac denilen bir malzemeden yapıyorum. Tamamen elde döverek yapılıyor, fabrikasyon bir ürün yahut makine kullanmıyorum. Çanı yaparken çekiç, kalıp, plastik dil, makas, kısaç, zımba, kerpeten, körük, örs, kömür ve sac alet ve malzemelerini kullanıyorum. 
 
İyi bir çan nasıl olmalıdır?
 
Tamamen elle dövülerek yapılmış olanları ideal olandır. Fabrikasyon ve makineli kullanım olmamalı. El emeği olmalı. Ayrıca iyi bir çanın uzaktan da duyulabilmesi gerekir. 

Haber Görseli

Genellikle kimler tercih ediyor ve çan talebinde bulunuyor?
 
Genellikle küçükbaş hayvancılıkla uğraşanlar çan talep ediyor. Civar illerden ve Türkiye genelinden talepler, siparişler alıyoruz: Konya, Eskişehir, Niğde, Nevşehir, Ankara vs. Bunun ana sebeplerinden biri de el yapımı çan ustalarının kalmayışı. 
 
Çanın takılan hayvanlara ve çobana faydası nedir? 
 
Çanın çobana en büyük faydası, hayvanlarının nerede olduğunu bilir. Sesleri artık ezberlemiştir. Hayvanın kaybolmasını çan önler. Boyutu ve sesinden küçükbaş ve büyükbaş mı, koyun mu keçi mi olduğu ayırt edilir. 

Haber Görseli

Çanların boyutları ve türleri var mıdır?
 
Çanlarımızı küçük, orta ve büyük boy olarak yapıyoruz. 12 boy çan yapıyorum. Bunların 7-8 boyu küçükbaş, 4 boyu büyükbaş için.  Tür olarak da Türkiye genelinde tercih edilen "yassı model" ve Afyon-Emirdağ yöresinde tercih edilen ‘topak model’ dediğimiz türlerden oluşuyor. 
 
Bir çanı ne kadar sürede yapıyorsunuz? Çanın kullanım ömrü var mıdır?
 
Boyutuna ve işçiliğine göre değişir yapma süresi. Sabah yapmaya başladığım 50 adet çan, öğleden sonra bitmiş olur. Çanın ömrü de nem, rutubet olmadığı sürece nerdeyse ömürlüktür, 50-60 sene kullanılır. 
 
ÇIRAK YETİŞMİYOR
Bu işi öğrettiğiniz kimse var mı?
 
Maalesef çırak yetişmiyor. Bu işler küçük yaşlarda başladığından liseyi bitiren gençler de öğrenemiyor ve tercih etmiyor. Eşime öğrettim, bana destek oluyor.
 
Çan yapım ustalığı, kaybolma tehlikesi taşıyan mesleklerden mi sizce?
 
Evet, ne yazık ki bizim mesleğimiz kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden. Bununla ilgili olarak devlet bize belge de verdi. Çırak yetişmemesi ve öğrenmeye merak duyan kimsenin gelmemesi bizi üzüyor. Ağır, zor ve tamamen el emeğine dayanan bir iş bizimkisi. Rahmetli babamın 11 tane çırağı olmasına rağmen sadece 1 tanesi çan yapımına devam ediyor. 
 
TÜRKİYE’DE ÇAN YAPAN USTALAR AZALDIĞI İÇİN TALEPLER BELLİ USTALARA YIĞILDI
Çan taleplerinin artış sebebi nedir? 
 
Çan yapıcısı ustalar, sanatkârlar bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azaldı. Haliyle de hayvancılıkla uğraşanlar ve çobanlar, çan yapan belli ustalara yoğunlaşmak zorunda kaldılar. 
 
Mesleğiniz, Maliye Bakanlığı tarafından "kaybolmaya yüz tutmuş meslekler" kategorisinde değerlendiriliyor ve belgelendirilmiş. Sizin, zanaâtinize dair eklemek istediğiniz ve buradan hem okuyucuya hem de yetkililere iletmek istediğiniz bir husus var mı?
 
Bizim mesleğimiz ancak usta-çırak ilişkisi ve bizzat görerek, yaşayarak, uygulayarak öğrenme ve öğretme metoduna, el emeğine dayandığından; çıraklar ve öğrenmek isteyenler olmazsa mesleğimiz kaybolup gidebilir. Eğitim kurumları bu konuyu ele alırsa ve daha ilkokul-ortaokul çağında çocukları yeteneklerine göre el sanatlarına yönlendirirlerse hiçbir el sanatımız kaybolmaz ve mutlaka bir öğreneni, sürdüreni çıkar. 
 
Ayrıca "çift tesirli pres" makinesi de biz çan ustalarının önemli bir ihtiyacıdır. Destek olunabilirse ne mutlu. 

Çan yapım ustalığı