TEMMUZ-AĞUSTOS 2018 / AYIN KONUĞU
Hande Fırat ”Tarım aynı zamanda benim için sağlık demek”
Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilciliği görevini yürüten genç, dinamik gazeteci Hande Fırat Tarımdan beslenmeye, hobilerinden meslek seçimine kadar Türktarım dergisinin sorularını cevapladı. Hatta çok özel bir kek tarifi bile verdi.
Kamuoyunun ekranlardan aşina olduğu, Türkiyenin başarılı ve tanınan gazetecilerinden biri. 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanımız ile canlı bağlantı kurmasıyla da hafızalara kazındı. Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilciliği görevini yürüten genç, dinamik gazeteci Hande Fırat Tarımdan beslenmeye, hobilerinden meslek seçimine kadar Türktarım dergisinin sorularını cevapladı. Hatta çok özel bir kek tarifi bile verdi.
Bize hayat hikayenizi anlatsanız kısaca neler söylerdiniz? Çocukluğunuz, öğrenciliğiniz…
1974 yılında Ankara’da doğdum. Ankara Tevfik Fikret Lisesini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümünü bitirdim. Üniversitede Kanal D’de yaptığım stajla beraber televizyonculuk hayatım başladı. Kanal D, NTV, BRT gibi kanallarda çalıştım. 1999 Yılında Başbakanlık muhabiri olarak CNN Türk’te göreve başladım ve 2011 yılında da Ankara Temsilciliği görevine başladım. 2014 yılında Kanal D ve CNN Türk Ankara Temsilcisi görevine getirildim. Bu görevlerimin yanı sıra birçok liderin ve siyasetçilerin katıldığı “Ankara Günlüğü” programını ve CNN Türk’te “Parametre” programında gündemi yorumladım. 2016 yılından beri de Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi olarak görev yapıyorum.
Türkiye’nin başarılı ve tanınan gazetecilerinden birisiniz. Meslek seçiminizi ne etkiledi? Gazeteci olmasanız ne olurdunuz?
Rahmetli babamın çok etkisi oldu. Ben üniversite sınavına girerken, radyo televizyon sinema bölümünü yazmamı istedi “önümüzdeki süreçte özel kanallar artacak, çok önemli bir meslek olacak “ demişti. Onun sayesinde yazdım ve kazandım. Gazeteci olmasam ne olurdum hiç düşünmedim.
Tarım sizin için ne ifade ediyor? Ülkemizde tarım alanındaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gittikçe artan nüfusun gereksinimini karşılaması ve ülke ekonomisi açısından çok önemli. Son dönemde ülkemiz tarımı verimlilik, üretim ve kalitede önemli gelişmeler kaydediyor. İhracatımız verilere göre son 5 yılda 4 kat arttı. Çiftçiye verilen desteklerin artması da önemli bir gelişme. Tarım aynı zamanda benim için sağlık demek. En büyük kaygım sağlıklı ürünler tüketiyor muyuz? Aslında hepsi bir bütün. İklim değişikliği, sanayileşme ve atık tesislerinin yetersizliği, topraklarımızın verimsiz hale gelmesi, doğru tohum ya da gübre kullanılmaması ve neticede “biz ne tüketiyoruz? Yediklerimiz bizi hastalandırıyor mu? Sorusunun ortada durması. Bence çok hassas ve çok üzerinde durulması gereken bir başlık.
Profesyonel olmasa da amatör bir şekilde tarımla uğraştınız mı? Mesela saksıda bir meyve bir çiçek yetiştiriyor musunuz? Doğada vakit geçirmek için bir çaba harcıyor musunuz?
Evet, çiçekleri özellikle canlı çiçekleri çok seviyorum. Evimin bahçesinde yetiştirdiğim, ektiğim ve onları seyrederek keyiflendiğim çiçeklerim var. Küçük bir bahçem var: maydonoz, taze soğan, nane yetiştiriyorum. Çok keyif alıyorum. Çok yoğun olsam da zamanım çok kısıtlı olsa da vazgeçemeyeceklerimden biri de doğadır. Az da olsa doğaya çıkıp nefes almayı, yürüyüşler yapıp açık havada müzik dinlemeyi çok seviyorum. Enerjimi toplamak, kafamı boşaltmak için en güzel yol benim için.
İÇİNDE UN, ŞEKER VE YAĞ OLMAYAN KEKLERİM VAR
Bu yoğun çalışma temposunda beslenmenize özen gösterebiliyor musunuz? Alışverişlerinizde tercihinizi nasıl yapıyorsunuz?
En azından özen göstermeye çalışıyorum. Kahvaltı benim için önemli bir öğün. Çoğu zaman öğün saatlerimi atlamamaya özen gösteriyorum. Daha çok sebze tüketmeye ve bol su içmeye özen gösteriyorum. Alışverişlerde de dengeli olmaya çalışıyorum. Sebze ağırlıklı, abur cuburdan uzak beslenmeye çalışıyorum. Kırmızı et yerine daha çok beyaz et tüketmeye çalışıyorum. Bakliyat ve tahılın alışveriş sepetimde ve mutfağımda önemli yeri vardır.
Olmazsa olmazım dediğiniz ve her gün düzenli tükettiğiniz gıdalar var mı?
Var… Yoğurdumuzu evde kendimiz yapıyoruz. Her gün mutlaka yoğurt yerim. Ayrıca haftanın en az beş günü evde kendi pişirdiğimiz diyet tuzlu ve hafif tatlı keklerim var. İçinde un, şeker ve yağ yok. Tarifini de verebilirim. Yulaf ezmesi, chia, siya kinoa, üç kaşık yoğurt, yarım çay bardağı süt, lor peyniri, bir rendelenmiş kabak, çörek otunu karıştırıyorum. Yağlanmış tepside 40 dakika pişiriyorum. Ekmek yerine kullanıyorum ama aynı zamanda insanı tok tutuyor. Lor peyniri ve kabağı çıkarıp, rendelenmiş üç elma, kuru üzüm ve kuru meyve parçaları ile bunun tatlısını da yapmak mümkün.
Mutfakla aranız nasıldır? Yemek yapmayı seviyor musunuz?
Mutfağı çok seviyorum yemek yapmayı da. Fırsat buldukça birçok çeşit yemek yapmayı deniyorum bazen de anne yemeklerinden kendimce yapıyorum.
RESİM YAPMAK BENİM İÇİN BİR MUTLULUK
Medyanın içinde biri olarak medyada her gün ekranlardan gıda ve beslenmeyle ilgili bilgi kirliliğine maruz kalıyoruz. Bu bilgileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Tabii ki ben bu konuda uzman biri değilim. Son zamanlarda yazılı ve görsel basında yer alan yanlış bilgilendirmeler elbette bizlerin sağlığını etkiliyor. Konu hakkında birçok kişi rastgele bilgiler verip yanlış yönlendirebiliyorlar. Halkın bu tür haberler ile ve işin ehli olmayan kişilerle ilgili olarak bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Boş zamanlarınız eğer oluyorsa nasıl vakit geçiriyorsunuz? En son okuduğunuz kitap ve izlediğiniz filmi öğrenebilir miyiz?
Boş zaman bulduğum her anımı kızımla değerlendiriyorum onunla olmayı, kaliteli zaman geçirmeyi seviyorum. Ayrıca resim yapmak benim için ayrı bir mutluluk. En son Bernard Lewis’ten Ortadoğu’yu okudum. En son film değil dizi izliyorum bu sıralar. Sense 8’i henüz bitiremedim.
ALLAH ÜLKEMİZE VE ÇOCUKLARIMIZA BİR DAHA ASLA YAŞATMASIN
15 Temmuz yaklaşırken bu günde önemli bir misyon üstlendiniz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın halka mesaj vermesine vesile oldunuz. O an neler yaşadınız?
Aslında benim hatta haberciler için normal bir gündü. İş çıkışı kızım Nehir ve ailemle yemeğe çıktık. Eve geçtiğimizde o zaman haber müdürü olan Dicle aradı ve “ tuhaf bir hareketlilik var dedi. Ben de hemen birçok kaynağımı aramaya başladım. Kimisine ulaşamıyordum kimi de tam olarak ne olduğunu bilmiyor ancak bir hareketlilik olduğunu ve algılamaya çalıştığını söylüyordu. Ofise geçtik, tüm haber kaynaklarımızı aramaya başladık. Çalışmaya başladık, başbakanın ilk açıklamasından sonra ne olduğu netleşmişti, haber kaynaklarımızdan haber alıp yayın yapıyordum durmadan. Daha sonra Cumhurbaşkanlığından Hasan ile irtibata geçtim, neler olup bittiğini öğrenmeye çalıştım. Birkaç telefon görüşmesi ve ısrardan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız ile Facetime bağlantı kurduk. Çok heyecanlandım. Çok korktucu bir geceydi. 2018 yılında darbe kelimesini duymak, bir terör örgütünün harekete geçmiş olması bunların hepsi ülkemiz, çocuklarımız yarınlarımız için büyük endişe yarattı. Zor bir geceydi atlatıldı. Tabii ki hepimizin hayatlarında bir travma bıraktı. Allah ülkemize ve çocuklarımıza bir daha asla yaşatmasın.