MAYIS-HAZİRAN 2023 / GÜNDEM
Keskin: “Hayvancılıkla ilgili sorunların çözümü süttür”
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği (SÜTBİR ) Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Keskin 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla Tarım TV'de yayınlanan Tarım Orman Gündem programında Yeliz Yılmaz’ın konuğu oldu. Türkiye’de süt üretimi ile ilgili bir sıkıntı yaşanmadığını belirten Keskin, süt üretiminin kayıt altına alınmasının önemine de işaret etti.
SÜTBİR Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Keskin 1 Haziran Dünya Süt Günü Tarım Orman Gündemi programına katıldı. Dünya Süt Günü kapsamında süt tüketiminin önemine ilişkin farkındalık yaratmak adına çeşitli etkinlikler düzenlendiğini belirten Keskin, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından çocuklar için hazırlanan “Boyacı Tırmık Süt Peşinde” etkinlik kitabı için de teşekkür etti. Süt birliklerinin bulunduğu yerlerdeki okullarda ve deprem bölgesinde süt dağıtımı yapıldığını anlatan Keskin, her platformda sütün önemini anlatmaya çalıştıklarını kaydetti. Keskin, “Sütün sağlıklı nesiller, sağlıklı zihinler yetişmesi açısından ne kadar önemli olduğunu çocuk yaşta öğrenmek gerekiyor. Süt sadece çocuklar için bir besin kaynağı değil. Yetişkinler de sabahları bir bardak süt tüketmeliler” dedi.
Türkiye’deki süt tüketimi ile ilgili bilgi veren Keskin, kişi başına tüketimin yılık 230-240 litre olduğunu belirtti. Avrupa ülkeleri göz önüne alındığında sütün doğrudan tüketimi konusunda Türkiye'nin geride olduğunu ancak peynir, yoğurt ve ayran gibi süt ürünleri söz konusu olduğunda tüketimde Avrupa ülkelerini geçtiğini ifade eden Keskin, “Dünya ortalamasına baktığımızda da iyi seviyelerdeyiz. Ama tüketimi daha da ileri bir seviyeye getirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Haber Görseli
Tevfik Keskin Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
ÜRETİM SIKINTISI YAŞAYAN KÜÇÜK ÜRETİCİ
Süt üretimine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Keskin, süt üretimi konusunda sıkıntı yaşanmadığını belirtti. Keskin, şunları kaydetti:
“Süt ineği kesimleri oldu evet ancak süt üretimi konusunda sıkıntımız yok. 2022 yılında 2021 yılına göre yüzde 7 civarında bir azalma oldu. Ancak yakın zamanda açıklanan TÜİK rakamlarına baktığımızda geçen yıla göre yüzde 3 artış söz konusu. Üretimi azalan aslında ineğini satmak zorunda kalan küçük üreticiler. Ama büyük üreticilerimizde üretimle ilgili herhangi bir sorun yok. Geçen yılki fiyat ayarlamasından dolayı süt ineklerinin bir kısmının kesildiği doğrudur. Ama korkulacak kadar bir miktarda da kesim söz konusu değil. Süt üretiminde bilindiği gibi mevsimsel artışlar var. Bunun için de süt tozu müdahalesi yapılıyor. Sivil toplum örgütleri olarak isteğimiz, Bakanlığımızın her yıl hatta her ay müdahale etmesi. Üreticinin elinin güçlenmesi açısından bu çok önemli. Süt her zaman süt tozuna çevrilmez. Fazla üretim olduğunda süt tozu yoluyla müdahale edilir. Sütün depolanabilmesi açısından da bu gereklidir. Bu şekilde süt 1,5-2 yıl süt tozu olarak saklanabiliyor. Nasıl TMO’nun bitkisel üretime yönelik müdahale alımı varsa, süt de her gün üretildiği için müdahale her zaman yapılabilmeli. Sanayicinin sütü ucuza almak istemesi onlar açısından haklı olabilir ancak üretici olarak bizler fiyatların düşmemesi için devlet alımını gerekli görüyoruz. Taban fiyat uygulaması da bu açıdan bizim için çok önemli. Fiyatlar belli bir noktaya düştüğünde devlet süt alımı gerçekleştirerek üreticiyi koruyor. Sütün ekonomiye katkısı çok önemli ve bu tarz müdahaleler olmak zorunda. Devlet, bu işin içinde olmazsa olmazdır. Aksi halde büyük üretici de bu işi bırakır. Serbest piyasada ben üretici olarak satıcı konumundayım, sanayici de alıcı konumda. Sanayici kazanmak için ucuz almaya çalışıyor, üretici de kazanmak için pahalı satmaya çalışıyor. Bu işi dengelemek için devletin müdahalesi çok önemli. TMO gibi Et ve Süt Kurumu gibi kuruluşlar bu dengeyi sağlamış oluyor. Üreticilerimiz bu konuda müsterih olsunlar, üretime devam…”
SÜT ÜRETİCİLERİNİN ÖRGÜTLENMESİ
Konuşmasında tarım alanında üretici örgütlenmesinin önemine de dikkati çeken Keskin, Türkiye’de süt üreticilerinin örgütlenmeleri ile ilgili de bilgi verdi. Küçük üreticilerin daha çok korunması gerektiğini vurgulayan Keskin, “Büyükler zaten profesyonel çalışıyor. Küçük üreticileri de hem sosyal açıdan hem geleceğimiz açısından hem de ticari denge açısından korumak gerekiyor. “Üç-beş ineği olan bu işi yapmasın” deniyor. Bırakın yapsınlar. Hatta onları ayrı bir yönetmelikle desteklemek gerektiğini düşünüyorum. Sadece üretici değil, küçük sanayicileri de yöresel ürün üreticilerini de desteklemek gerektiğini düşünüyoruz. Üç beş inekle köyde hayatını idame ettirmeye çalışan bir üreticiyi düşünün. Onun çocuğu, torunu geliyor; ineği görüyor, sütün nasıl elde edildiğini görüyor. Bizim bunları da unutturmamamız lazım” ifadesine yer verdi.
Türkiye’de birlik ve kooperatiflerde kâr-zarar ortaklığı olduğunu belirten Keskin, “Ancak SÜTBİR’de böyle bir şey yok. Üyemiz gelir bize istediği zaman üye olur, istediği zaman da ayrılır. Hiçbir sorumluluğu da yoktur. Tek sorumluluğu aidatını ödemektir. Tüm sorumluluk birliktedir. Bir kez daha vurgulamak isterim ki örgütlenme çok önemli. Devlet bu konuda bir kanun çıkarmış, bizim de buna sahip çıkmamız lazım. Her şeyi devletten beklememek lazım. Kanunlar, kurallar çerçevesinde biz işimizi yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki bazen beklentiler fazla olabiliyor. Ama biz bu kanunların dışına çıkarsak bu sefer kanunsuzluk yapmış oluruz, yanlış yapmış oluruz. Şu anda bunu bir üretici örgütü olarak Bakanlığımızla çok uyumlu bir şekilde götürüyoruz. Biz Bakanlıkla üretici arasında ve Bakanlıkla sanayici arasında köprüyüz. Yani biz üreticimizin sorunlarını Bakanlığa taşıyoruz. Elbette sektörün kendi içinde sorunları var. Bunlar çok normal çünkü canlı hayvan bakıyorsunuz ve her gün üretiyorsunuz. Bu sorunlardan biz rahatsız olmuyoruz. Bütün süt üreticilerimiz rahat olsunlar. Biz devletimize güveniyoruz. Devlet örgütlü toplum oluşturmaya çalışıyor. Bunun kuralları, çerçevesi belli, sözleşmeleri belli. Hiç kimsenin aklına başka bir şey gelmesin. Hiç de korkmasınlar. Süt birliklerimize istedikleri gibi üye olabilirler. Bizim de isteğimiz örgütlü üretimi teşvik etmek” ifadelerini kullandı.
TÜM SÜT ÜRETİMİ KAYIT ALTINA ALINMALI
Türkiye’de sütü kayıt altına alan ilk kuruluş olduklarına dikkat çeken Keskin, “Süt pazarlaması yapan başka örgütler de var. Onlar da kendi üyelerinin üretimlerini kayıt altına alıyorlar. Devlet üreticiye destek verdi. Bundan da 1,5 milyar TL vergi elde etti. Bu çok önemli. Yani sütü kayıt altına almanın, üreticiye, tüketiciye, kurumsal sanayiciye ve devlete çok büyük katkısı var. Burada kaybeden kayıtsız iş yapanlar, merdiven altı çalışanlar. Bazı ülkelerde öyle bir destek veriliyor ki süt üreten kişi kendi içme sütünü bile marketten alıyor. Yani çok ciddi destekleme söz konusu. Eğer destekleme düşerse devletin de çok büyük vergi kaybı oluyor. Dolayısıyla üretimden tüketime kadar olan zincirde çok ciddi bir kayıp oluyor. Kayıt altına almak tüketicinin korunması açısından da önemli. Tüketici sağlıklı ürün tüketiyor çünkü nereden geldiği belli oluyor. Sanayiciler de rahat oluyorlar. Ama merdiven altı tabir ettiğimiz üretimde üretici destekleme alamadığı için yanlışa kayabiliyor. Hayvancılıkla ilgili sorunların çözümü süttür. Süt üretimini belli bir seviyede tuttuğumuzda et de ucuzlar, diğer süt ürünleri de ucuzlar” diye konuştu.
Süt üretiminin zorluklarından da bahseden Keskin, küçük üreticinin azalmasının bir sebebinin de bu zorluklar olduğunu kaydetti. Keskin, küçük üreticinin yaşadığı zorluğun karşılığı olan parayı kazanamadığında üretimden çekildiğini belirterek “Öyle bir şey ki canlı hayvan bakıyorsunuz, yirmi dört saat bekliyorsunuz. Kendi yemeğinizi erteleyebilirsiniz ama onun yemini erteleyemezsiniz. 'Cenaze bekler süt beklemez' derler. Sütte böyle bir durum var. Onun için süt konusuna çok önem vermemiz gerekiyor. Fiyat dalgalanmalarını da sigorta altına almamız lazım. Yani üretici 'yeme zam gelse de ben bunun farkını alacağım' diyebilmeli. Ticaret tarafında da sıkıntılar var. Üreticide fiyat düşse de markette düşmüyor. Bunu yapmamak lazım. Üreticide fiyatlar düştüğünde markette de düşürmeyi bilmemiz lazım. Bu alışkanlığı kırmak lazım. Dünya Süt Günü dolayısıyla şunu belirtmek istiyorum. Üreticilerimiz de tüketicilerimiz de bize güvensinler. Bakanlığımızla birlikte bizim her şeyimiz açık, net. Üreticilerimiz üretime devam etsinler, tüketicilerimiz de süt içmeyi unutmasınlar” dedi.