MAYIS-HAZİRAN 2023 / NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLER
Anadolu efsanesi pars koruma altında
Ülkemiz, iki kıtanın birleştiği bir alanda bulunmasından dolayı sahip olduğu biyoçeşitlilik ile değişik hayvan türlerine ev sahipliği yapıyor. Bunlardan biri olan Anadolu parsının ülkemizde neslinin tükendiğine inanılıyordu ancak son birkaç yıldır yapılan çalışmalar ve elde edilen kanıtlar Anadolu Parsı’nın ülkemizde yaşadığını ortaya çıkardı. Anadolu'da önemli bir türün ülkemizde hâlâ yaşıyor olması heyecan yarattı.
Leopar türü (Panthera pardus), Felidae (kedigiller) ailesinin dünyadaki 36 adet kedi türü içerisinde en geniş yayılışa sahip olan kedi türüdür. Dünyada leopar türünün alt türlerine ilişkin çalışmalar devam etmekle birlikte yapılan son genetik çalışmalara göre 8 alt türde toplanır. Türkiye sınırlarında yayılış gösterdiği bilinen alt tür; Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, İran, Rusya, Türkmenistan gibi ülkelerde de dağılım gösteren Anadolu parsı (Panthera pardus tulliana) alt türüdür. Anadolu Parsının tüm leopar alt türleri içerisindeki en büyük leopar alt türü olduğu bilinmektedir.
Anadolu parsı, biyoçeşitlilik açısından Türkiye’nin en önemli yırtıcı memeli türü olduğu gibi Anadolu tarih ve kültüründe de önemli bir değere sahiptir. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN)’ne göre “EN-Tehlikede” kategorisinde yer almakla birlikte ülkemizde çok daha kritik durumda olduğu bilinmektedir.
Ülkemizde yöreden yöreye değişmekle birlikte pars, “panter”, “leopar”, “dağ aslanı” veya “kaplan” olarak bilinirken; pelenk, böbür, tekir ve ala canavar olarak da anılır. Anadolu’da hüküm süren Anadolu Selçukluları ve Osmanlılar zamanında ise parslar, avda yardımcı olarak kullanılmışlar ve bu iş için en iyi şekilde yetiştirilmişlerdir. Av halkı avlanmada kullanılmak üzere parsı eğiterek ava alıştırmışlardır.
PARS İLE İLGİLİ BİLGİLERİN KAYNAĞI ÇOK ESKİ DÖNEMLERE KADAR UZANIYOR
Anadolu’nun hem tarihi ve kültürel hem de biyolojik açıdan çok önemli bir memeli türü olan pars ile ilgili bilgilerin kaynağı çok eski dönemlere kadar uzanır. Türkler, parsı çok eski tarihlerden beri tanımaktadırlar. Pars, On İki Hayvanlı Türk takvimindeki hayvanlardan biridir. Leoparların Anadolu'daki varlığının en eski göstergesi, Konya Çatalhöyük'te bulunan ve 9 bin yıl öncesine tarihlenen Leopar Tapınağı'ndaki duvar kabartmalarıdır. Tarih boyunca pek çok mimari eser, heykel buluntusu, seramik ve sikke Anadolu tarihinin hemen her döneminde Anadolu parsının önemini göstermektedir. Romalı devlet adamı Marcus Tullius Cicero, MÖ 51-50 yılları arasında Kilikia Valisi olarak görev yaparken gladyatör savaşlarında kullanılmak üzere bugün Türkiye'nin Antalya, Burdur ve Denizli illeri arasında yer alan Kibyratis bölgesinden Anadolu parslarının gönderilmesini istemiştir. Modern araştırmacılar bu dönemde Cicero'nun belirttiği özelliklere dair notlarından yola çıkarak leopar türlerini sınıflandırırken leopar türünün Anadolu'daki popülasyonlarına Cicero'nun ön adı olan Tullius'tan esinlenerek 'Tulliana' adını vermiştir.
Anadolu parsı, boyu 200-250 cm, ağırlığı dişilerde 35-50 kg, erkeklerde 45-70 kg civarında olan etçil bir türdür. Pars, uzun gövdeye, oldukça kısa ayaklara; çok çevik, hafif ve ince, uzun kuyruğa (kuyruk uzunluğu vücudun 1,5 katından daha uzun) ve nispeten küçük yuvarlak kafaya sahiptir. Yüz kısmı orta derecede uzun; kulakları kısa, yuvarlak ve geniş; gözleri küçüktür. Vücut boyunca aynı uzunlukta kıllara sahiptir. Çevik bir yapısı ve güçlü kasları vardır. Kırmızı sarımsı bir zemine sahip hayli canlı ve parlak postlarının üzerinde siyah benekler bulunur. Uzun kuyrukları, onları diğer yırtıcılardan ayıran en önemli özelliklerinden biridir.
Ocak-şubat aylarında çiftleşen parslar nisan ayında çoğunlukla iki yavru doğurur. Hamilelik süresi genellikle üç ile üç buçuk ay arasındadır. Yavrular 1-1,5 yaşındayken analarından bağımsız olurlar. Ortalama yaşam sürelerinin de 15 yıl kadar olduğu bilinir. Erişkin erkek ve dişilerin her biri kendi hemcinsleriyle örtüşmeyen alanlarda yaşar ve burayı savunur. Yerleşik bir erkek parsın savunak alanı (territory) genellikle 2-3 dişinin alanını kaplar. Besin tercihini çoğunlukla yaban keçisi, yaban domuzu, geyik ve küçük memeliler oluşturmakla birlikte kuş ve böceklerle de beslenebilir. Pars kendini çok iyi saklayabilen, tek başına avlanarak yaşayan bir türdür. Diğer yabani kedi türleri gibi insan yerleşim alanlarına yakın yaşam sürseler dahi çok fazla görüntü vermezler. Gündüzleri de avlandıkları bilinmekle birlikte genellikle geceleri aktiftirler. Çok çeviktirler, ağaçlara kolayca tırmanabilir, 6 m uzağa ve 3 m yüksekliğe sıçrayabilirler. Kısa mesafede hızla saldırarak avını yakalamaya çalışırlar.
Deniz seviyesinden iki bin beş yüz ile üç bin metre yüksekliğe kadar saklanacak bitki örtüsünün bulunduğu yerlerde ve seyrek ormanlık arazilerde yaşadıkları bilinir. Güneybatı Anadolu’da parsın kızılçam ve maki bitki örtüsü hâkim olan alanların dışında kalan dağlık bölgeleri yaşam alanı olarak tercih ettiği, zeytinlik alanlarda da görüldüğü rapor edilir. Geçmişte, ülkemizde Trakya bölümü hariç tüm bölgelerde yaşadıkları ile ilgili çeşitli kanıtlara ulaşılmıştır. Ancak günümüzde yaşam alanları oldukça daralmıştır. Ağır kış koşullarında alçak alanlara inmek dışında belirgin bir göç davranışları yoktur.
2019 YILINDA İLK KESİN KAYITLARA ULAŞILDI
Geçmişteki kayıtları çok eski tarihlere dayanan Anadolu Parsı ülkemizde 20. yüzyılın sonlarına doğru kaçak avcılık baskısı nedeniyle azalmaya başlamış ve giderek yok olmanın eşiğine gelmiştir. Son bilinen kayıtlara göre en son vurulan pars 1974’te Ankara’nın Beypazarı ilçesindedir. Parsın ülkemizde yok olup olmadığı o tarihlerden bu yana tartışma konusu olmuş varlığına dair spekülasyonlar olmakla birlikte kesin bir kayıt uzun yıllar boyunca elde edilememiştir. Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü türün varlığını tespit etmeye yönelik olarak fotokapan çalışmaları yürütmüş ancak bu dönemde sağlam bir veri elde edememiştir.
Uzun yıllar sonra ilk kesin kayıt 19 Ağustos 2019 tarihinde fotokapanla çekilen 2 fotoğrafla geldi. Bu tarihten sonra Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından koordine edilen Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi öğretim görevlilerinin de dâhil olduğu bir ekip tarafından araştırma çalışmalarına hız verildi. Söz konusu ekibin ilk görüntülerin alındığı bölgeye yakın habitatlarda yaptığı çalışmalar sonucunda başka görüntüler de elde edildi.
Bu alanda çalışma yapan Genel Müdürlük ekibince 2019 yılı sonunda parsa ait olduğu fotokapanlarla tespit edilen örneklerden Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ile iş birliği içerisinde DNA analizi yaptırıldı. Yapılan analizler sonucunda türün Anadolu parsı olduğu kanıtlandı. Dünya Gen Bankasına Anadolu Parsı (Panthera pardus tulliana) olarak kaydedildi.
Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğünce bu gelişmelere ve bu alanda yapılacak çalışmaların önemine istinaden 2020 yılında ‘Leopar Araştırma Birimi’ kurularak bu alanda çalışmalar yapacak uzman bir ekip oluşturuldu. Bu ekip tarafından yapılan çalışmalar kapsamında Anadolu parsının araştırılmasına ilişkin Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü ekiplerince iki bölgede çalışmalara devam edilmekte olup bugüne kadar 120 kayda ulaşıldı. Söz konusu bölgelerdeki araştırma ve izleme çalışmaları ekiplerce titizlikle yürütülüyor.
EYLEM PLANI HAZIRLANIYOR
Ayrıca bu yılın başında, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ile Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü arasında "Leopar (Panthera pardus) Araştırma ve İzleme İş Birliği Protokolü" yapıldı. Bunun yanında ilgili üniversite iş birliğinde yürütülen ve TÜBİTAK 1001: Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) tarafından desteklenen, “Parsın (Panthera pardus) Akdeniz ve Ege Bölgesi'ndeki Yayılışının Araştırılması Projesi” doğrultusunda çalışmalara başlandı. Bu proje kapsamında Genel Müdürlüğe bağlı 4. Bölge Müdürlüğünce 3 yıl boyunca pars araştırmaları yapılacak. Bu araştırma ekibinde Genel Müdürlük çalışanları ile birlikte konusunda uzman 12 öğretim görevlisi bulunuyor.
Son olarak, ülkemizdeki pars izleme ve koruma çalışmalarının "Bölgesel Leopar Eylem Planı" ile eş güdüm içerisinde yürütülmesi amacıyla ülkemizdeki Anadolu parsı popülasyonunu hedef alan bir eylem planı hazırlama çalışması başlatıldı. Bu çalışmada kapsamlı bir araştırma ile ülkemizde mevcut-potansiyel yaşama alanlarında Anadolu parsı alt türünün yayılış haritasının oluşturulması ve bu alanlarda bireylerin tespiti, koruma ve geliştirme tedbirlerinin alınması için Tür Eylem Planı hazırlıkları başlatılarak bu amaçla Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğünde bir ekip oluşturuldu.