TEMMUZ-AĞUSTOS 2023 / KAPAK KONUSU

“Ana hedef güvenilir gıda arzı ve üretimde sürdürülebilirlik”


Müge ÇEVİK    

26.10.2023 


Sürdürülebilir tarım sağlıklı ve yeterli gıda elde etmek kadar bu ürünleri elde ederken doğayı, toprağı, suyu korumayı da önceleyen bir yaklaşımı ifade ediyor. Tüm dünyada iklim değişikliği, savaşlar, doğal afetler gibi olaylar nedeniyle gıdanın ve gıdaya ulaşımın önemi her geçen gün daha çok gündeme gelirken, gıdaya ulaşırken katedilen aşamaların da dünyamıza en az zarar verecek şekilde tasarlanması gerekiyor. Bu bağlamda ülkemizde sürdürülebilir tarım konusunda merak ettiklerimizi Bitkisel Üretim Genel Müdürü Uğur Erdem’e yönelttik. Erdem, hem sürdürülebilir tarımın önemini hem ülkemizde konuya ilişkin çalışmaları hem de gelecek planlarını dergimize anlattı.

Öncelikle sürdürülebilir tarım ve sürdürülebilir tarımın ilkeleri, amaçları nelerdir anlatır mısınız?
 
Sürdürülebilir tarım; tarımsal üretimde uzun vadede çevresel, sosyal ve ekonomik devamlılığı sağlayacak sahaya özgü uygulamaları ve kuralları içeren entegre bir üretim sistemi anlamına geliyor. Sürdürülebilir tarımda; üretimin tüm aşamasında, çiftlikten çatala kadar olan tüm döngüde planlama yapılarak ekosistemin korunması, onarılması ve iyileştirilmesi amaçlanıyor. Tarımsal faaliyetlerde toprak, su ve havayı kirletici unsurlardan sakınarak, tarımda sürdürülebilirliği sağlamak amaçlanıyor. 
 
Sürdürülebilir tarımın prensipleri; insan ve hayvan beslenmesi ile yaşam için gerekli olan tarımsal ürün ihtiyacının giderilmesinde uzun vadede devamlılığını sağlamak, tarım ekonomisinin dayandığı çevre kalitesini ve doğal kaynak tabanını geliştirmek,  tarımsal üretimin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak, tarımsal verimliliği, yeterliliği ve kaliteyi oluşturmak, tarım işletmesinin ekonomik devamlılığı sağlamak; kırsal kesimin ve bir bütün olarak toplumun yaşam kalitesini artırmak olarak sıralanabilir.
 
SU KISITI OLAN HAVZALARDA SU TÜKETİMİ AZ OLAN ÜRÜNLERİN EKİLMESİ SAĞLANIYOR
Bitkisel üretimde sürdürülebilirlik kapsamında yapılan çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? 
 
Küresel iklim değişikliği yanında tarım ve gıda piyasalarında yaşanan dalgalanmalar sektörü önemli ölçüde etkileyerek riskleri ve belirsizlikleri artırıyor. Günümüz koşullarında küresel ısınmadan dolayı su kaynaklarının ekonomik kullanılması gerekliliği her geçen gün artıyor. Bu nedenle çeltik üretiminde su kullanımında önemli tasarruf sağlayan damla sulama sistemi kullanılarak üretim yapılması Bakanlığımız tarafından destekleniyor ve damla sulama sisteminin yaygınlaştırılmasıyla ilgili çalışmalar yürütülüyor.

Haber Görseli

Genel Müdürlüğümüz çalışmaları kapsamında bitkisel üretimde; ülke potansiyelini etkin kullanmak, planlı üretime geçmek ve tarımsal yeterliliğimizi üst seviyeye çıkarmak için uygulanan "Havza Bazlı Destekleme Modeli" ile ülkemiz için önemli olan tarımsal ürünlerde kendi kendine yeten planlı bir üretim için yeni ve etkin bir destekleme modelinin etkinleştirilmesi hedefleniyor. Havza Bazlı Destekleme Modeli kapsamında yapılan üretim planlaması ve yönlendirmeye yönelik olarak havzalarda desteklenecek ürünlerin belirlenmesinde iklim, toprak, topoğrafya bilgilerine göre oluşturulan ürün uygunluk alan bilgileri, olası iklim değişiklikleri senaryoları, tarımsal yer altı su kısıtı bilgileri kullanılıyor.
 
Ülkemizde yer altı sularının tarımsal açıdan yetersiz olduğu havzalar, Bakanlığımız tarafından yapılan ölçümler, analizler ve saha ziyaretleri neticesinde belirlendi. Elde ettiğimiz sonuçlar bitkisel üretim destekleme politikasında önemli bir unsur olarak kullanılıyor. Bu kapsamda 11 il, 52 ilçe yeraltı sularının tarımsal açıdan yetersiz olduğu havzalar olarak tespit edildi. Su kısıtının olduğu havzalarda, bitki su tüketimi yüksek olan mısır gibi ürünler yerine su tüketimi az olan ürünlerin ekimini sağlayacak tedbirler alındı. Su kısıtı olan tarım havzalarında damla sulama yapmayan dane mısır üreticilerine, fark ödemesi destek ödemesi yapılmıyor. Ayrıca bu havzalarda su tüketimi daha az olan mercimek, nohut yetiştiren çiftçilerimize ilave yüzde 50 fark ödemesi desteği ile kilograma 75 kuruş ödeniyor.  Az su tüketen fiğ, macar fiği, burçak ile mürdümük eken çiftçilerimize ise ilave yüzde 50 yem bitkileri üretim desteği ile dekara 90 TL ödeniyor. 

Fotoğraf Galerisi

Ayrıca yer altı sularının tarımsal açıdan yetersiz olduğu belirlenen 11 il 52 ilçede 2023 üretim yılında Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı arazilerde yurt içinde üretilip sertifikalandırılan yağlık ayçiçeği tohumunu kullanarak ekim yapan çiftçilere dekara 135 TL sertifikalı tohum kullanım desteği ödemesi yaptık.
 
Bununla birlikte bu havzalarda su kullanımının azaltılmasını sağlamak için ülkemiz topraklarının organik madde miktarının yükseltilmesi, gübrede kullanılan kimyasalların azaltılması, bitki besin maddesi etkinliği ile birlikte organik ve organomineral gübre kullanım etkinliğinin artırılması ve gübrelemede kullanılan materyallerin millî kaynaklardan sağlanması amacıyla ilk defa 2019 yılında organik ve organomineral gübre kullanan çiftçilerimize dekara 10 TL destekleme ödemesi yapılmaya başlanmıştı, bu destek 2023 yılı itibarıyla dekara 30 TL olarak devam ediyor.
 
TARIM ALANLARININ YÜZDE 1,5’İNDE ORGANİK TARIM YAPILIYOR
Sürdürülebilir tarımın sağlıklı ürün elde etmenin yanında toprağı, suyu, çevreyi koruma ve enerji tasarrufu gibi alanlardaki katkıları nelerdir?
 
Organik tarım ve iyi tarım uygulamalarında; çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretimin yapılması, doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması,  tarımda izlenebilirlik ve güvenilir ürün arzının sağlanması çok önemli bir unsur ve bunun yanında üretimi sürdürülebilir kılmak da ana hedef. 
 
Organik tarım faaliyeti, kimyasal ve sentetik girdi kullanılmayan, kaynakların doğal ve sürdürülebilir şekilde kullanılması prensibine dayanan, izlenebilir, kontrollü ve sertifikalı bir tarımsal faaliyet. İyi Tarım Uygulamaları (İTU) ise tarımın kendisi olup alternatif bir tarımsal üretim modeli değil. Konvansiyel tarımda olduğu gibi kimyasal ilaç, suni gübre vb. uygulamalara izin veriliyor. Bu uygulamalar entegre ürün yönetimi prensiplerinde insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek şekilde tatbik ediliyor.
 
İyi tarım uygulamaları ve organik tarımda hangi noktadayız?
 
Türkiye’de 45 bin çiftçi ile 311 bin hektar alanda organik tarım faaliyeti yürütülüyor. Bu alan toplam tarım alanlarının yüzde 1,5’lik kısmını oluşturuyor. Geleneksel ihraç ürünlerimizden 8 ürün ile başlayan organik tarım faaliyetleri, 2022 yılında 268 ürün çeşidiyle toplam 1,6 milyon tona ulaştı. Bahsedilen üretim hacmi ile Türkiye organik tarım alanı açısından dünyada 26’ncı sırada. Üretici sayısında dünyada 13’üncü, Avrupa’da ise 4’üncü sırada. Ayrıca kurutulmuş ve taze meyve, meyve suyu, sebze, buğday, yağlı tohumlar (soya hariç) gibi ürünlerde Türkiye 155 bin ton ile Avrupa ülkelerine en çok organik ürün ihracatı yapan 6’ncı ülke konumunda. 
 
İyi tarım uygulamaları 2007 yılında 18 ilde 651 üretici ile 5 bin hektar alanda yapılmaktayken 2022 yılında 70 ilde, 9.570 üretici ile 207 bin hektar alanda 160 ürün çeşidiyle 5 milyon ton üretim yapıldı. İyi tarım uygulamaları yapılan alan toplam tarım alanının yüzde 1,4'lük kısmını oluşturuyor. 

Fotoğraf Galerisi

PARİS İKLİM ANLAŞMASI VE YEŞİL MUTABAKAT
 
Paris İklim Anlaşması ve Yeşil Mutabakat kapsamında karbon salınımı olan kimyasalların azaltılması kararı alındı ve gübre sektörü de bu kapsamda değerlendiriliyor.
 
Bu kapsamda kimyevi gübre kullanımının 2030 yılına kadar yüzde 20 azaltılarak kullanım etkinliğinin yüzde 50 artırılması öngörülüyor. Ülkesel kaynaklar kullanılarak organik, organomineral gübreler ile kaplama, inhibitörlü ve yavaş salınımlı gübrelerin kullanımının yaygınlaştırılması planlanıyor. Belediyelerin faaliyet alanı kapsamında bulunan “pazar atıkları” ve “evsel atıkların” kompostlaştırılması sonrasında organik ve organomineral gübre üretiminde ham madde olarak kullanılması tarımın sürdürülebilirliğine yönelik çalışmalarda önem arz ediyor.
 
Sürdürülebilir tarım uygulamalarının geliştirilmesi ve iklim değişikliği ile mücadelenin etkinleştirilmesi amacıyla Avrupa Birliği tarafından yayınlanmış olan “Avrupa Yeşil Mutabakatı” ve ilgili mutabakat kapsamında hazırlanan “Çiftlikten Çatala Stratejisi” ile uyumlu olarak ülkemizde “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” yayınlandı. “Ülkemizde organik tarım üretiminin geliştirilmesi, AB’nin organik tarım mevzuatının uyumlaştırma çalışmalarının tamamlanması ve Türkiye ile AB arasında organik tarım ticaretini geliştirmek amacıyla AB ile organik tarım alanında karşılıklı tanıma sağlanabilmesi için AB nezdinde girişimler yürütülmesi hususları “Eylem Planı Hedefleri” içinde yer alıyor.
 
Bu doğrultuda Bakanlığımız nezdinde Organik Tarımın Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi, İyi Tarım Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi, Gökçeada-Bozcaada Tarımsal Kalkınma ve İskân Projesi yürütülmekte ve ilgili proje faaliyetleri neticesinde “Biyoçeşitlilik Stratejisi”nde bahsi geçtiği üzere doğanın ve biyoçeşitliliğin korunması, tarımsal üretimin sürekliliğinin, sürdürülebilirliğinin ve güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla ilgili sektörün gelişmesine ciddi katkı sunulmakta. 
 
Ülkemizde sürdürülebilir tarım faaliyetleri kapsamında ekilmeyen tarım alanlarının üretime kazandırılmasına yönelik neler yapılıyor, paylaşır mısınız?
 
Bitkisel Üretimin Geliştirilmesi Projesi çatısı altında Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi uygulanıyor.
 
Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi kapsamında 2021-2023 yıllarında ülke genelinde işlenmeyen tarım alanları ve nadas alanlarda gerek bitkisel üretimin artırılması gerekse kuraklığa dayanıklı çeşitlerin ekilişlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik 81 İl Tarım Orman Müdürlüğünden gelen proje teklifleri değerlendirildi ve kuraklıkla mücadele kapsamında olanlara öncelik verildi.
Bahse konu proje ile üreticilere yüzde 75 tohum desteği ve ideal yetiştiricilik konusunda (uygun sulama sitemlerinin oluşturulması, sulama sistemi kullanımı, mikrobiyal gübre kullanımı) teknik yardım sağlanıyor.
 
KENT TARIMI YENİDEN GÜNDEMDE
 
Bakanlığımızca 2020-2022 yıllarında yürütülen çalışmalar sonucunda son 3 yılda; nadas alanları 2,1 milyon dekar azaldı. Stratejik ürünlerimizin içerisinde olduğu tarla bitkileri üretim alanında 8,8 milyon dekar artış yaşandı. 7,21 milyon dekar alan, tarımsal üretime kazandırılarak toplam ekilen alanlar 238,6 milyon dekara yükseldi.   
              
Bununla birlikte kırsaldan kente başlayan göç ile artan şehirleşme ve sanayileşme, tarımı daha çok kırsal alanda yürütülen bir faaliyete dönüştürmüş durumda. Ancak küresel boyutta yaşanan gelişmeler, tarım ve gıdanın önemini bir kez daha ortaya koyarken kent merkezlerinde tarımsal faaliyetleri tekrar gündeme getirdi. 
 
Kent tarımı, o kentin kaynaklarıyla, o kentin gıda ihtiyaçlarının üretilmesi, işlenmesi ve dağıtılmasına yönelik geniş bir çerçeveyi içerisinde barındırıyor. Kent tarımıyla kentlerde yaşayanlar için daha taze ve daha ekonomik gıdalar üretilirken aynı zamanda tarım topraklarının korunması ve daha çok yeşil alanın oluşturulmasına da katkı sağlanıyor.
 
Kentlerde yapılacak tarımsal üretim ile lojistik maliyetler azalacağı gibi tüketicilere sunulan tarım ve gıda ürünlerinde karbon ayak izi de düşecek, hasat edilen ürünler kısa sürede tazeliğini koruyacak şekilde halkımıza sunulacak ve gıda kayıpları azaltılacak. Ayrıca kent merkezlerindeki tarım arazileri de korunarak üretime kazandırılacak. 
 
Sürdürülebilir tarımın gelecekte öngörülen gıda arzı sıkıntıları ve gıda güvenliği için önemi nedir?
 
Tarım sektörü, küresel bazda ciddi bir dönüşüm geçiriyor. Pandemi niteliği kazanan Covid-19, iklim değişikliği, sosyal ve ekonomik alanda meydana gelen gelişmeler, yaşanan krizler, gıda milliyetçiliği geçmişte olduğu gibi gelecekte de en önemli sektörün tarım, stratejik ürünün ise gıda olacağını gösteriyor. 
 
Önceliği artan bu sektörün yönetim modelinde ise kriz yönetiminden ziyade orta ve uzun dönem stratejilere yer verilen “risk yönetimi” modeli öne çıkıyor. Tarımsal arz boyutunda yaşanan değişim yanında, talep boyutunda da önemli bir değişim yaşanıyor.
 
Bakanlığımızca ülkemizde bitkisel üretimi artırmaya, verim ve kaliteyi yükseltmeye, üretim maliyetlerinin karşılanmasına katkıda bulunmaya, sürdürülebilirliği sağlamaya, kayıtlılığı arttırmaya ve çevreye duyarlı alternatif tarım tekniklerinin geliştirilmesine yönelik olarak çiftçilere destekleme yapılıyor.
 
2023 yılında ürüne göre dekar başına 107 TL ile 366 TL arasında mazot ve gübre desteği veriliyor. 2022 üretim yılında destekleme uygulamalarında değişikliğe gidilerek mazot ve gübre destekleri ayni olarak ödenmeye başladı, 2023 yılında ödenmesi gereken hububat grubu ürünler için mazot ve gübre destekleri de erkene alınarak 2022 yılında ödendi. 2023 üretim yılında da mazot ve gübre destekleri ayni olarak ödeniyor. 2024 yılında ödenmesi gereken hububat grubu ürünler için mazot ve gübre destekleri de erkene alınarak 2023 yılı Ekim ayı içinde ödenecek. 
 
Bakanlığımızca yürütülen politikalarla Türkiye 23,8 milyon hektar işlenen tarım alanı varlığı ile her geçen gün tarımsal üretimini artırarak 85 milyonu aşan ülke nüfusunun ve kısa ve uzun süreli misafirlerin besin ihtiyacını karşılama yanında ihracatta da bulunarak Avrupa’nın 1’nci tarım ülkesi olma özelliğini devam ettirmekte. Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar ve üretime yönelik teşvikler ile çok sayıda tarım ürününde dünya liderliğimiz devam etmektedir.
 
2002 yılında 98 milyon ton olan bitkisel üretim miktarımız yüzde 31 artarak 2022 yılında 128,6 milyon tonu aştı. Cumhuriyet tarihinin üretim rekoru kırıldı. 
 
2022 yılında 1,3 milyon tonu aşan sertifikalı tohum üretimi ile Cumhuriyet tarihinin üretim rekoruna ulaşıldı. Yurt içinde kullanılan sertifikalı tohumluk miktarının yüzde 96‘sı yerli imkânlarla yurt içinde üretilerek karşılanıyor. 2002 yılında 17 milyon dolar olan tohum ihracatımız, 2022 yılında 13,7 kat artışla 233 milyon dolara yükseldi.  Bugün, 94 ülkeye tohumluk ihracatı yapıyoruz.
 
Talebe bağlı arz sisteminde, gıda güvenliğinden gıda güvenilirliğine, enerjiden sanayi girdisine, gen çeşitliliğinin korunmasından sürdürülebilirliğe kadar uzanan çizgi, tarımsal girdiden tüketime kadar olan süreçte her noktanın yönetilmesini zorunlu kılıyor. Bu kapsamda tarım sektörü ile ilgili politikaların tespit edilmesi,  planlanması ve koordinasyonuna ilişkin yapılan yasal düzenlemeler ile arz ve talep durumuna göre üretim gerçekleştirilerek kaynakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde verimli kullanılmasına imkân sağlanıyor. Yapılacak tarımsal üretim planlamalarında iklim, toprak, topoğrafya bilgileri, iklim değişiklikleri senaryoları, su varlığı ve su ihtiyacı dikkate alınıyor.

gıda arzı tarımsal üretim