TEMMUZ-AĞUSTOS 2023 / BİTKİSEL ÜRETİM

İhtiyacımız olan türlerde çeşit geliştirmeye öncelik veriyoruz


Sema ÖZAY    

26.10.2023 


İçinde yaşadığımız dünyada küresel ısınma, nüfus artışı ve sonu gelmeyen savaşlar sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşma konusunda endişeleri artırırken tarımsal üretimi de her geçen gün daha stratejik hale getiriyor. Ülkelerin kendi gıda ihtiyacını gidermesi ve ihtiyaç fazlasını başka ülkelere satabilmesi için verim ve kalite artışını sağlayacak çeşitlerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Ülkemizde bu konudaki araştırma çalışmalarını farklı alanlarda uzmanlaşmış 49 enstitüsü ile Türkiye’nin en büyük tarımsal araştırma kuruluşu olan Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü yürütüyor. Hangi türlerde kaç çeşit geliştirildi, yeni çeşitlerin farkları neler, AR-Ge süreçleri nasıl ilerliyor ve tohumluk piyasasında TAGEM’in payı ne gibi sorularımızı Kurumun Genel Müdürü Dr. Metin Türker cevapladı.

Tarım açısından bitki ıslahı ve çeşit geliştirme neden önemlidir? 
 
Bitki ıslahı; geleneksel ve modern ıslah teknolojileri kullanılarak sürekli gelişen ve değişen ekolojilere uyumlu, gelişmiş özelliklere sahip yeni bitki türlerinin elde edilmesi olarak tanımlanabilir. 
 
Bilindiği gibi dünya nüfusu hızla artıyor. Artan nüfus ve gelir artışına bağlı gıdaya artan  talep, toprak ve su kaynaklarındaki azalmalar ve iklim değişikliği tarım üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor.  Birim alandan alınan verimin artırılması açısından bu durum verim, kalite ve sürdürülebilirlik amaçlı ıslah çalışmalarının önemini daha da artırıyor.  
 
Bitki ıslahı da suni tozlaşma, türler arası melezleme, hücre fizyolojisi ve DNA teknolojileri gibi sürekli gelişim içinde. Üstün vasıflı tohum, yetiştirme tekniklerindeki gelişmeler ve sulama ile birlikte, ilaç ve gübre kullanımı bitkisel üretimde verim artışını hızlandırdı. Örneğin; buğdayda verimin dekar başına 50 kilogramdan 200 kilograma çıkması yaklaşık 1000 yıl sürerken, modern ıslah teknolojileri ile 200 kilogramdan 600 kilograma çıkması sadece 35-40 yıl sürdü.
 
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün (TAGEM) bitki ıslahı ve çeşit geliştirme ve genetik araştırmalara ilişkin ülke tarımındaki rolü nedir ana hatlarıyla açıklar mısınız?
 
TAGEM, "Bakteriyolojihane-i Osmani adıyla kurulan araştırma enstitüsüne dayanan 130 yıllık AR-GE  geçmişi ve 30 yıllık kurumsal deneyimi olan bir kuruluş. 10 ülkesel, 13 bölgesel ve 26 konu bazlı araştırma enstitüsü ile 2400 araştırmacısı (41’i doçent, 780’i doktorasını tamamlamış araştırmacısı) 28 ileri AR-GE  merkezi, 300 laboratuvarı, 200 bin dekar arazisi ile alanında ülkemizin en büyük kurumu. Dünyada ise en büyük 10 AR-GE  kurumu arasında yer alıyor. En güçlü olduğumuz alanlardan birisi de tarla ve bahçe bitkileri ile ilgili ıslah ve çeşit geliştirme çalışmaları. 
 
Bildiğiniz gibi tarımsal üretimin başlangıcı ve en önemli girdisi tohum. Tohum, günümüzde sadece tarımsal bir girdi değil aynı zamanda teknoloji kullanılarak elde edilen ve yüksek gelir getiren ekonomik değere sahip bir ürün. 
 
Tohumculuk zincirinin birinci halkasını bitki ıslahı oluşturur. Sağlıklı ve rekabet gücü yüksek bir tohumculuk endüstrisi için çeşit geliştirme sürecinin güçlü olması gerekir. Islah ve tohumculuk faaliyetleri uzun soluklu ve zahmetli işler. Tohumluk dediğimizde sadece tohum değil, fide ve fidan da akla gelmektedir. Bitkisel üretimde stratejik bir öneme sahip olan tohumluk sektöründe, TAGEM olarak hedefimiz tarla bitkileri, sebze, süs bitkileri, meyve ve bağda yerlî ve millî çeşitlerimiz ile öncelikle iç piyasada geniş yer almak. Tabii ki gelecekte de bu millî çeşitlerimiz ile ülkemizde ve dünya piyasalarında söz sahibi olmak.

Haber Görseli

BU YIL 42 YENİ TARLA BİTKİSİ ÇEŞİDİ TESCİL ETTİRİLDİ 
Bu yıl geliştirilen çeşitler hakkında bilgi verir misiniz? Yeni çeşitlerin farkları neler?
 
TAGEM’e bağlı araştırma enstitülerimizde ülkemizin ihtiyacı olan türlerin çeşit geliştirme çalışmalarına öncelik veriyoruz.  Enstitülerimiz tarafından tarla bitkileri alanında 2022 yılında 18 farklı türde 44 yeni çeşit, 2023 yılında ise 16 farklı türde 42 yeni çeşit tescil ettirilerek üreticilerimizin hizmetine sunuldu. 
 
2023 yılında geliştirdiğimiz çeşitleri şöyle sıralayabiliriz: Serin iklim tahıllarından 4 arpa, 4 ekmeklik buğday, 2 makarnalık buğday, 1’er kavılca buğdayı, tritikale ve yulaf  olmak üzere toplam 13 çeşit; endüstri bitkilerinden 4 ayçiçeği, 9 tütün, 6 pamuk, 1’er patates ve yer fıstığı olmak üzere 21 çeşit geliştirildi. Çayır mera ve yem bitkilerinden İtalyan çimi ve gazal boynuzunda 2’şer ve  yem bezelyesinde 1 olmak üzere 5 çeşit; tıbbî ve aromatik bitkilerden  kekikte  2 çeşit ile yemeklik tane baklagillerden kuru fasulyede de 1 çeşit geliştirildi. 
 
Yeni geliştirilen çeşitlerin en belirgin özelliği iklim değişikliği ile oluşan şartlara adaptasyonu yüksek, özellikle kuraklığa dayanıklı, hastalıklara toleransı iyi, yüksek verimli ve kaliteli olması diyebiliriz. 

Fotoğraf Galerisi

TAGEM tarafından geliştirilen çeşitlere firmalar ve üreticiler ilgi gösteriyor mu? Yeni geliştirilen çeşitlerin üretim sürecine girmesi nasıl oluyor? 
 
TAGEM’e bağlı araştırma enstitülerimiz tarafından geliştirilen çeşitleri özel sektör firmaları yakından takip ediyor ve bu çeşitlerin tohumluk üretimine talep oldukça yüksek. Özellikle kuru tarım alanlarında TAGEM’e bağlı araştırma enstitülerimiz tarafından geliştirilen çeşitler tercih ediliyor. 
 
Çeşitlerin tanıtımı için tarla günleri, eğitim toplantıları ve yayım faaliyetleri yapıyoruz. Bu kapsamda çeşitli basılı ve görsel materyaller, internet, sosyal medya, bilgilendirme mesajları, görüntülü yayın vb. kitle yayım araçlarını kullanarak yeni çeşitlerimizi en iyi şekilde tanıtmaya çalışıyoruz. Tanıtım çalışmalarıyla amacımız başta üreticiler olmak üzere sektör paydaşlarında yeni geliştirilen çeşitlere farkındalık oluşturmak, devamında ise çeşitlerin üretim, verim, kalite gibi özeliklerinin bilinmesini ve üretimde kullanılmasını sağlamak. 
 
Geliştirdiğimiz çeşitlerin üretim sürecine girmesi; bitki çeşit,  çeşit adayı ve ıslah materyalinin tohumculuk kuruluşlarına devri “Tohumluk Üretimi ve Pazarlama Hakkı Satışı Hakkında Yönetmelik” kapsamında gerçekleştiriliyor. Yeni çeşitlerin üretim, satış ve pazarlama haklarının devri ile çeşide ait üst kademe tohumlukların özel sektör tohumculuk firmalarına sözleşme ile satışı yapılıyor. Bu kapsamda TAGEM Enstitü Müdürlüklerimiz tarafından tarla bitkilerinde 2021 yılında 243, 2022 yılında 185 adet lisans sözleşmesi imzalandı. 

Fotoğraf Galerisi

TOHUMLUKTA TARLADA YÜZDE 40, SEBZEDE YÜZDE 19 PAY TAGEM’İN 
Piyasadaki çeşitlerin içinde TAGEM’in geliştirdiği çeşitlerin oranı nedir? Bu konuya yönelik bir araştırmanız var mı?
 
TAGEM tarafından tarla bitkileri alanında bugüne kadar 953 çeşit ve bahçe bitkileri alanında bin 23 çeşit geliştirilerek sektörün hizmetine sunuldu.  
 
2022 yılı verilerine göre tarla bitkileri alanında kullanılan 1,4 milyon ton sertifikalı tohumluğun yüzde 40’ını Kurumumuz tarafından geliştirilen çeşitler oluşturuyor. Yine TAGEM’in payı ekmeklik buğdayda yüzde 58, makarnalık buğdayda yüzde 64, arpada yüzde 68 ve çeltikte yüzde 72.
 
Türkiye meyvecilikte de dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi. Genel olarak, Anadolu birçok meyve türünün birincil veya ikincil anavatanı. Bahçe bitkilerinde millî çeşit listesine kayıtlı 261 sebze çeşidi, 28 süs bitkisi, 588 meyve çeşidi ve 150 üzüm çeşidi bulunuyor.
 
Sebze ile ilgili çalışmaları anlatacak olursak son 20 yılda, TAGEM araştırma enstitülerimiz tarafından küresel iklim değişikliğinin etkileri olan kuraklık, yüksek sıcaklık vb. olumsuz iklim koşullarında  bile yüksek verim verebilen yeni sebze çeşitleri geliştirmek üzere farklı sebze türlerinde ıslah çalışmaları yapıldı. Bu ıslah çalışmaları sonucunda 120 sebze çeşidi geliştirildi. Bunlardan 50 çeşidin  üretim için devri yapıldı. Ayrıca 400 nitelikli hat çeşit adayı, özel sektör tohum firmalarına devredilerek sektörün kullanımına sunuldu. Günümüze kadar araştırma enstitülerimiz tarafından sebze ıslah çalışmaları ile geliştirilip enstitülerimiz adına tescil edildikten sonra üretim hakları özel sektöre devredilen çeşit veya tohumluklar, ülkemiz sebze tohumluk üretiminde yüzde 19 paya sahip. Türkiye’de 2022 yılında sebze tohumluk üretim miktarı 3 bin 200 ton olup bunun yüzde 6’sı  yani 150 tonu TAGEM araştırma enstitüleri adına tescilli 20 farklı türdeki 68 çeşide ait.
 
Hibrit sebze tohum üretimi, günümüzde yazlık sebzede yüzde 60 düzeyine ulaşmış olup bu tohumları 45 ülkeye ihraç ediyoruz. İthâlâtımızın en büyük kısmını sebze tohumları oluşturmakta. İthal edilen sebze tohumlarıyla üretilen ürünlerin büyük bir kısmı Avrupa pazarına ihraç ediliyor. 
 
TAGEM olarak sebze tohumculuğu AR-GE  çalışmalarında yerli tohum firmalarının sebze ıslahı konusundaki hem know-how kapasitesini geliştirecek hem de bitkisel genetik materyal yönünden destekleyecek çalışmalar yapıyoruz. Bu amaçla 2004-2014 yıllarında DPT ve TÜBİTAK destekleri ile yürütülen Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşitlerinin Geliştirilmesi ve Tohumluk Üretiminde Kamu-Özel Sektör İş birliği Projesi ile yazlık sebzede yerli hibrit tohumu kullanımı son 20 yılda yüzde 10’dan yüzde 60’a çıktı. Hem yazlık hem de kışlık sebze tohumculuğundaki AR-GE  çalışmaları hâlen devam ediyor. Sebze tohumluğunda türlere göre yüzde 16-100 arasında değişmekle birlikte yeterlilik oranımız yüzde 80.
 
Kışlık sebze tohumculuğunda yüzde 1 olan yerlilik oranımızı artırmak ve yerli çeşitlerimizi geliştirmek amacıyla yürüttüğümüz projeler de var. Hedefimiz yerli tohum kullanım oranını orta vadede yüzde 30’lara, uzun vadede ise yüzde 50’nin üzerine çıkarmak. 
 
TAGEM olarak yine 12 adet yerli patates çeşidimizi ülkemiz tarımına kazandırmış durumdayız. Son yıllarda tescil başvurusu yapılan çeşitlerin büyük çoğunluğu yüksek verimli, bazı hastalık ve zararlılara dayanıklı, yemeklik ve sanayilik çeşitler. Tescil ettirilen çeşitlerin verim ortalaması Türkiye verim ortalamasının üzerinde.
 
ISLAH ÇALIŞMALARI EMEK YOĞUNLUKLU VE UZUN YILLAR SÜRÜYOR
Bir de madalyonun öbür tarafından bakalım. Islah ve çeşit geliştirme çalışmaları ne kadar sürüyor? Bir maliyet ve emek değerlendirmesi yapmanız gerekirse neler söylersiniz?
 
Bakanlığımızın AR-GE  faaliyetlerine verilen önem çerçevesinde son 15 yılda araştırma enstitülerimizin alt yapıları yenilendi ve son teknolojiye sahip, konu bazında uzmanlaşmış ileri araştırma ve eğitim merkezleri kuruldu. Islah çalışmaları emek yoğunluklu, zahmetli ve uzun yıllar süren çalışmalar. Biyoteknolojik yöntemler hem ıslah süresinin kısaltılmasında hem de maliyetlerin azaltılmasında kolaylıklar sağlıyor. Klasik ıslah yöntemleri ile birlikte kullanılarak daha ekonomik, kalite ve kantitite yönünden daha yüksek bitkisel üretimin gerçekleştirilmesine yardımcı oluyorlar.
 
Bir çeşidin elde edilmesi klasik ıslah metotlarıyla 10 ile 15 yıl arasında sürüyor. Bir ıslahçı büyük bir hassasiyetle başlangıç materyalinden seçtiği bireylerle başlattığı çalışmasını bilgi ve becerileriyle harmanlayarak verim denemelerine kadar götürür. Sonrasında Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü (TTSM) tarafından yapılan deneme testlerinde piyasada bulunan en yoğun çeşitlerle yarışma mantığıyla mukayese edilir. Rakiplerini geçmesi durumunda tescil edilir. Bazı türlerde ıslah süresini kısaltmak ve etkinliği artırmak için kullanılan Double Haploid, İndirgeyici Hat ve Moleküler Tekniklere rağmen verilen emek azalmıyor. Araştırmacılarımız ülke tarımına, ülke çiftçisine hizmet etmek için özveriyle çalışıyorlar. 
 
AR-GE  bütçesini, kullanılan teknolojileri ve çalışmalarınızı tarımsal üretimde ileride olan ülkelerle kıyaslarsak ne durumdayız, bir değerlendirme yapar mısınız?
 
Tarım AR-GE   harcamaları ile tarımsal hâsıla arasında doğrusal ilişki vardır. Türkiye'de kamu kurumları, mali ve mali olmayan şirketler, yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlar tarafından yapılan tarımsal AR-GE  harcamaları, 2003 yılından itibaren artarak devam ediyor. Türkiye, dünya tarım ve hayvancılık piyasasında önemli bir paya sahip olmasına rağmen, maalesef yapılan AR-GE  harcamaları istenilen düzeyde değil. Bu kapsamda, Türkiye tarım sektörünün sürdürülebilir bir büyümeyi devam ettirmesi ve uluslararası düzeyde rekabet gücünü koruması için AR-GE  harcamalarının artarak devam etmesi lazım. Tarım sektöründe verimliliğin artışı ve ekonomik büyümeye önemli katkı sağlayacak hâle gelmesi AR-GE  bütçesi ve çalışmaları ile direkt ilgili. 
 
Dünya tarım ihracatının yüzde 1,57’sini ve ithâlâtının yüzde 1,14’ünü gerçekleştiren bir aktör olarak Türkiye 56 milyar dolarlık üretim gerçekleştiriyor ve 30 milyar dolarlık ihracat kapasitesine erişmiş bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği göz ardı edilmeden, ülkemizin öncelikli ihtiyaçlarına göre çeşit geliştirme faaliyetlerimiz devam edecek.

tagem çeşit geliştirme Metin Türker