KASIM-ARALIK 2018 / EL SANATLARI
Baston sanatına ahlat ve devrek imzası
Antik çağlarda yaygın olarak kullanılmış olan bastonun, dinler tarihinde de simgesel bir önem taşıdığını görüyoruz. Baston ve asa, geçmişten günümüze değin dini, siyasi ve idari bir kuvveti temsil ediyor. Geçmiş ulusların kendilerine has bir biçimde sürdürdüğü bu geleneği Osmanlı Devleti’nde 2. Mahmut’la birlikte görmekteyiz. Kendisi ilk baston taşıyan padişah olarak literatüre geçmiştir. Tarihçi yazar Reşat Ekrem Koçu, 19. yüzyılda Osmanlılarda yaygınlaşan bastonun, sınıfları gösteren bir temsil gibi kullanıldığını ifade ederek şöyle nakleder: ‘’ihtiyaç olmaktan çıkmış ve kullanan kişiyi adeta ayak takımından ayıran bir alamet-i farika gibi telakki edilmiştir. Baston bir şıklık ve alafrangalık icabı bilindi.’’ Sözlüğümüzde; ‘yürümeyi kolaylaştırmak için destek, dayanak olarak kullanılan, ağaç ve metal malzemelerden yapılan, işlenip süslenerek sanatsal bir nitelik kazanmış olan araç’ şeklinde ifade edilen baston yapımının, ülkemizde yoğunlukla Bitlis’in Ahlat ilçesinde ve Zonguldak’a bağlı Devrek’te devam ettirildiğini görüyoruz. Türk Tarım Orman Dergisi olarak bu sanat ve uğraşı kendi ustalarının dilinden öğrenmek istedik. Ahlatlı baston ustası Refa Gökbulak ve Devrekli baston ustası Tansel Işık’la röportajlar gerçekleştirdik.
100’ÜN ÜZERİNDE KAFA VE GÖVDE ÇEŞİDİ OLAN BASTON ÜRETİYORUZ
Ahlat’ta baston yapımının kökü nereye uzanmaktadır?
Ahlat bastonu burada yaşamış olan medeniyetin bir mirası diyebiliriz. Ahlat tarihi ile başlayan ve insanımızın ihtiyacına binaen ortaya çıkmış tarihi bir el sanatıdır. Burjuva sınıfının ortaya çıkmasıyla sanat erbapları, günün koşullarına insanımızın göz zevkine ve ruhuna hitap eden eserler yaparak her beğeniye uygun ve yüksek kalitede ürünler üretmişlerdir.
Baston deyince ne anlamalıyız? Sadece destek, dayanak olarak kullanılan bir yardımcı mıdır baston?
Baston her ne kadar dayanak olarak kullanmaya yönelik ortaya çıkmış olsa da günümüzde, kimilerine göre dekoratif bir ürün, kimilerine göre asaletin sembolü, kimilerine göre giyim kuşamı tamamlayan bir aksesuar, kimilerine göre de üçüncü bir ayak olarak görülmektedir.
Bu mesleği seçme sebebiniz nedir? Ne kadar zamandır bu işle uğraşmaktasınız? Kendinizden bahseder misiniz?
Baston sanatı baba mesleğim o sebepten bu işe başladım. 30 yıldır çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemleri ile devam eden ve severek yaptığım bir sanattır. İlkokul, ortaokul ve lise dönemlerimi hem okula giderek hem de babama ait atölyede çalışarak geçirdim. Eren Üniversitesi Ahlat Meslek yüksekokulu El Sanatları Bölümünü 2017 yılında bitirdim. Üniversitelerin, sahada çalışan biz meslek erbaplarına ufuk açma konusunda çok büyük katkısı olduğunu yaşayarak gördüm.
Haber Görseli
Refa GÖKBULAK
Ahlat bastonunun özelliği nedir? Bastonların üzerindeki motiflerin manası nedir?
Bastonumuzun ana ham maddesi ceviz ağacıdır. Sonra da manda, koç ve sığır boynuzudur. Ahlat bastonları üzerindeki motifler, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait geleneksel Türk motifleridir. Bastonların kafasında sıkça kullanılan, kartal başı motifi, kurt başı motifi Türk kültüründe önemli yer tutar. Kartal gücü, kurt ise özgürlük ve bağımsızlığı temsil eder. Ahlat bastonları ihtiyaçtan dolayı, hediyelik ve dekoratif olarak üretilebildikleri gibi devlet adamları, müzeler ve koleksiyoncular için özel tasarım şeklinde de üretiliyor.
Ahlat bastonlarının bu yöreye, bölgeye ve ülkeye katkısı nedir? Ayrıca ekonomik anlamda bir getirisi var mı?
Tüm el sanatları, bulundukları yörenin ve bölgelerin tanıtımına, kalkınmasına önemli katkılarda bulunur. Ekonomik olarak belki çok fazla olmasa da birçok şehrimiz el sanatları üzerinden tanıtılmakta ve tanınmaktadır. Ahlat bastonları da Ahlat’ın ve Bitlis’in tanıtım yelpazesinde önemli bir yere sahip. İlçemize gelen turistler, Ahlat’ta en çok el sanatlarına ilgi göstermekte ve hatıra olarak almaktadırlar.
Ahlat bastonunun yeterince tanındığını düşünüyor musunuz? Tanınması ve yaygınlaşması için neler yapılabilir?
Tanıtımlar genellikle bizim şahsi çabalarımızla gerçekleştiği için asla yeterli görmüyorum. Yeni yetişen nesle sanatımızı anlatmak, tanıtmak kolay bir iş değil. Yasalarımız, el sanatlarımızı ve sanat erbaplarını korumayı ve destekleme görevini hiçbir kuruma vermemiş. Sadece yerel yönetimlerin inisiyatifine bırakılmış. Bu makamlarda oturanlar sanata duyarlı ise çok büyük destekler almaktayız, değillerse bizim için kayıp yıllar olarak geçmektedir. Ahlat bastonlarına, Ahlat Kaymakamlığı, Ahlat Belediyesi, Bitlis Valiliği, Tatvan Tugay Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü gibi kurumlar çok büyük destek veriyor. Bizi ayakta tutan ve bugünlere gelmemizi sağlayan bu kurumlara şahsım ve sanatım adına teşekkür ediyorum.
Tanıtım konusunda ilk önce atölyelerimizin alt yapılarının güçlendirilmesi, istihdamın artırılması ve üretimin sağlıklı bir şekilde yapılması sağlanmalı. Ayrıca açılan kursların uzun süreli olması daha verimli olacaktır. Kurslar kısa süreli olduğundan başarıya ulaşmıyor. Çünkü baston zor bir sanattır. En az 3-4 yılda bir usta yetişmektedir.
Haber Görseli
Tansel IŞIK
Bastonculuğa ömrünü vermiş biri olarak hedefiniz neydi? Hedeflediğiniz noktaya erişebildiniz mi?
Hedefim Ahlat bastonlarını zenginleştirerek hak ettiği noktaya taşımaktır. Beş çeşit üretilen Ahlat bastonları şahsi çaba ve gayretlerimiz sonucunda yüz çeşidin üzerinde kafa ve gövde çeşitleri ile zengin bir konuma gelmiştir. Hedeflediğimiz noktaya erişebilmemiz için kendi istek ve çabalarımızın dışında Kültür Bakanlığı ve ilgili kuruluşların bu sanata ve sanatla uğraşanlara hibe, SSK indirimi, fuarlara katılım desteği gibi destekler sağlaması, hem sanat hem ülke olarak yararımıza olacaktır.
BİR BASTONU YAPMAK 2 YILIMI ALIYOR
Öncelikle kendinizden ve neden bu mesleği seçtiğinizden bahseder misiniz?
Ben Tansel Işık, Devrek’te bu işle uğraşan ustaların en eskilerinden biriyim. 40 senedir bu işle uğraşıyorum. Bu mesleği babam Fehmi Işık’tan öğrendim ve severek yapıyorum. Küçük yaşlarda babamın yanında başlayan bu serüven bugün birçok usta çırak yetiştirmemize vesile oldu. Devrek bastonu hem bir aksesuar hem bir dayanaktır.
Devrek bastonlarının özelliği nedir?
Devrek bastonunun ana özelliği ham maddesidir. Yurdumuzun Batı Karadeniz Bölümü’nde, bir tür maki olan, meyveleri de sağlık açısından son derece faydalı olan kızılcık ağacının dallarından yapıyoruz bastonu. Ağacın yaklaşık 7-8 yaş civarındaki dalları, sadece Kasım ve Aralık aylarında kesilerek 2 yıl kurutuluyor. Daha sonra her biri tek tek el yordamıyla doğrultuluyor. Doğrultulan bu ağaçlar, ayrıştırılıyor, sınıflandırılıyor ve yapacağınız modele göreişlem başlıyor. En ince ve işlemeli
bastonumuz dahi kızılcık ağacının özelliği neticesinde rahatlıkla kullanılabilir. Esner ama kırılmaz. Yani bir bastonu yapmak 2 yılımızı alıyor.
Kızılcık ağacından yapılmasının özel bir sebebi var mı?
Kızılcık ağacı bizim için bulunmaz bir nimet. Son derece esnek, sağlam, beyaz bir ağaç olması sebebiyle bastonu istenilen incelikte işlemeye elverişli bir ağaçtır. Ve bunun üzerinde birçok farklı motif ve çalışma yapabiliyoruz. Devrek bastonunun en çok üretilen modeli sap, gövde ve uç olmak üzere bu 3 parçadan oluşan modeldir. Gövde, kızılcık ağacı, saplar genelde ceviz ağacı ya da ona yakın sağlamlıkta ağaç, kemik, metal gibi malzemeler; en uç kısım ise manda boynuzu veya sert plastikten oluşur.
Genellikle hangi tasarımlar kullanılıyor?
Devrek bastonu deyince akla ilk yılanlı baston gelir. Bastonda bilinen en eski model de budur. Bastona da çok uygun bir motif olarak işlenmekte. Dört ana çeşitle başlayan bastonculuk serüveni, bugün yüzlerce çeşitle yapılıyor. Eskiden sadece budaklı, çentikli, yılanlı ve burma diye tarif ettiğimiz dört ana modelden sonra bugün Türk dünyasında kullanılan birçok motif, bastonlara işlenmektedir. Bizde şöyle bir tabir vardır: “Devrek bastonu zanaatten sanata doğru giden bir yolculuktur.” Bu iş artık heykeltıraşlığa doğru evrilmekte.
Bu iş sizi maddi manevi olarak tatmin ediyor mu?
Kaybolmaya yüz tutan bu meslek, bugün 60 kadar kişiye meslek olmuş, Devreğimizin Türkiye’de ve dünyada tanınmasını sağlamıştır. Böyle bir işim olduğu için gayet mutluyum çünkü burada bir yaratıcılık söz konusu. Bu bizi manevi anlamda çok tatmin eden bir durum ve severek yapıyoruz. Baston işi beni Türkiye’de ve dünyada birçok yere götürdü ve halen götürmekte. Ben aynı zamanda Kültür Bakanlığının devlet sanatçısı unvanına sahip ustalarından biriyim.
Bastonculukta hedefiniz nedir?
Bizim amacımız bastonumuzu dünyada tanınır hale getirmek. Baston denince akla gelen ilk yerin, bölgenin Devrek olmasını sağlamak. Bunun için birçok çalışmamız var. Bunlardan biri Türk Patent Kurumunun bu tür ürünlere sağladığı coğrafi işaret belgesi. 2004 yılında aldığımız bu belge, Devrek bastonunun sadece Devrek’te yapılmasını ön plana çıkartıp taklitlerinin yapılmasının önüne geçmiştir.