TEMMUZ-AĞUSTOS 2019 / RÖPORTAJ
Orman içi sulara 22 milyon alabalık bırakıldı
Doğal alabalık yetiştiriciliği tamamen tabiatın desteklenmesi amacıyla 50 yılı aşkın süredir devam eden bir süreç. Son 14 yılda ise hayata geçirilen bir proje kapsamında alabalık üretimi daha da artarak günümüzde toplamda 22 milyona ulaştı. Alabalıkların gen kaynakları korunarak nasıl doğal yetiştirildiği konusunu Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Yusuf Kandazoğlu ile değerlendirdik.
Nesli tükenmekte olan türleri korumakla mükellef kurumların başında geliyorsunuz. Genel Müdürlüğünüz tarafından doğal alabalık yetiştirme fikri ilk ne zaman ortaya çıktı?
Ülkemizde yetiştiricilik yoluyla balık üretiminin henüz yapılmadığı 1969 yılında Yedigöller Milli Parkı’nda 50 bin yavru kapasiteli bir alabalık üretim merkezi kurarak bir ilke imza attık. 50 yılı aşkın süredir de üretim çalışmalarına Trabzon Altındere, Mersin Çamlıyayla ve Bolu Abant’ta devam ediyoruz.
Doğal alabalık yetiştirmedeki hedeflerimizi ise şöyle sıralayabiliriz. Orman içi sulardaki doğal alabalık popülasyonlarının optimum düzeye ulaştırılması, bozulan alabalık habitatlarının rehabilitasyonu, gen kaynaklarının korunması, doğal türlerimizin tanıtımı ve farkındalığın arttırılması ile sportif olta balıkçılığının geliştirilmesidir. “Doğal Alabalık Üretimi, Yetiştirilmesi ve Orman İçi Suların Balıklandırılması” projesini 2005 yılında uygulamaya başladık. Bu Projeyle bir yandan üretilen doğal alabalıklar ile orman içi sulardaki balık stoklarının iyileştirilmesi sağlanırken; diğer yandan sportif olta balıkçılığının geliştirilmesi ile orman köylüsünün sosyoekonomik yönden kalkındırılması hedeflendi.
Haber Görseli
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Yusuf Kandazoğlu
Proje kapsamında yıllar itibarıyla ne kadar balık üretilip orman içi sulara bırakıldı? Üretim tesislerinizin kapasiteleri ne kadar?
Doğal alabalık yetiştiriciliği bu projeden çok önce başlatıldı. Ancak “Doğal Alabalık Üretimi, Yetiştirilmesi ve Orman İçi Suların Balıklandırılması” projesiyle birlikte balık üretimi yıllar itibariyle artırıldı.
2005 – 2018 yılları arasında toplam 21 milyon 369 bin 420 adet alabalık üretilerek orman içi sulara bırakıldı. Genel Müdürlüğümüze bağlı Trabzon Maçka Altındere Üretim istasyonunda 3 milyon, Mersin Çamlıyayla Üretim İstasyonunda 1 milyon ve Bolu Abant Üretim İstasyonunda da 1 milyon olmak üzere üç tesisimizde yıllık 5 milyon adet doğal alabalık üretim kapasitesine ulaşmış durumdayız.
GENLERİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMIYORUZ
Anaç türleri neye göre belirleyip üretiyorsunuz? Gen kaynakların korunması ve tabii türlerin korunması için nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?
Öncelikle üretilecek alabalığın anaçlarını gen kaynağı olan dereden alıyoruz. Deresinden yakaladığımız damızlıkları, birbirine karıştırmadan farklı ortamlarda stoklayıp, gamet üretimini sağlıyoruz. Üretilen yavru alabalıklar sadece ve sadece ebeveynlerinin sularına bırakılıyor. Dolayısıyla farklı su kaynaklarındaki doğal alabalık stokları birbirine karıştırılmıyor. Genlerin birbirine karıştırılmaması için de ayrıca takip ediyoruz. Gen kirlenmesini engellemek içinde anaçları zaman zaman değiştiriyoruz. Yavru üretim sürecinde ise “Damızlık Yönetimi, Yumurta ve Larva kalitesi” çalışmaları uyguladığımızdan akrabalı üretimin de önüne geçilmiş olunuyor. Bu faaliyetlerimizde üniversiteler ile de birlikte çalışıyoruz.
Haber Görseli
İki yıl süren izleme çalışması sonucunda salınan markalı alabalıkların ortama adaptasyonu tamamen sağladıkları tespit edildi. Dünya üzerinde salınan balıkların yüzde 2’sinin hayatta kalması tam başarı olarak görülüyor. Biz bunun da üzerinde bir başarı sağladık.
Doğal alabalık yetiştiriciliğinin diğer üretim faaliyetlerinden farkı nedir?
Genel Müdürlüğümüzün doğal alabalık yetiştiriciliğinin diğer üretim faaliyetlerinden en önemli farkı, amacının sadece balıklandırma olmasıdır. Ticari yetiştiriciliğin ana amacı gıda üretimi, kar sağlama, katma değer üretme ve istihdam sağlamaktır. Bizim projemiz ticari üretim amacı gütmüyor. Tamamen tabiatın desteklenmesi amaçlanıyor.
BALIĞIN GÖZÜNÜ BOYUYORUZ
Orman içi sulara bırakılan balıkların tabiata adapte olup olmadıkları konusunda ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?
Balıkları markalıyoruz. Oldukça önemsediğimiz konu, saldığımız yavru alabalıkların izlenmesi çalışmasıdır. Bu amaçla 2014 yılında markalama-izleme çalışmamızı başlattık. Balığın gözünün üst tarafında her yıl farklı bir renkte fosforlu (elastomer boya) bir boya ile markalamayı yapıyoruz. Markalanan yavruları anaçları aldığımız derelere bıraktıktan sonra altı aylık ve bir yıllık periyotlarla takip ediyoruz. İnfrared mor ötesi el feneri ile rahatlıkla görülmektedir.
Doğaya salınan balıkların, adaptasyon sağlama başarılarının gözlenmesi amacıyla yürütülen çalışmalar Trabzon-Uzungöl, Trabzon-Meryemana, Rize-Çağlayan, Rize-Elevit ve Artvin-Yusufeli-Barhal Deresinde yürütüldü. İki yıl süre ile izleme çalışması sonucunda salınan markalı alabalıkların ortama adaptasyonu tamamen sağladıkları ve gamet üretiminde başarılı oldukları tespit edildi. Dünya üzerinde salınan balıkların yüzde 2’sinin hayatta kalması tam başarı olarak görülüyor. Biz bunun da üzerinde bir başarı sağladık.
Diğer su kaynaklarımızdaki durumu da izlemek amacıyla, Giresun, Gümüşhane, Mersin ve Bolu illerimizde de markalama-izleme çalışmalarımız halen devam ediyor.
Markalama İzleme Projesi kapsamında son günlerde yapılan faaliyetlerden birisi de Uzungöl Tabiat Parkı’nda yapılan Sportif Olta Balıkçılığı Yarışması. Yarışmada 70 balıkçı 2 saat süre ile yakala-bırak yöntemiyle balık yakalamış, yakalanan 22 balığın gerekli ölçümleri yapılarak kayıt altına alınmış ve geri bırakılmıştır. Örneğin 30 Nisan 2016 tarihinde üretim merkezinde yetiştirilen ve markalanan 10-12 cm büyüklüğündeki yavru alabalıklardan bir tanesi bırakıldığı yerden yaklaşık 6 km uzaklıktaki bir mesafede yakalanmış, yapılan ölçümde ise 23 cm boya ulaştığı tespit edilmiştir.
Haber Görseli
rabzon Maçka Altındere Üretim İstasyonunda 3 milyon, Mersin Çamlıyayla Üretim İstasyonunda 1 milyon ve Bolu Abant Üretim İstasyonunda da 1 milyon olmak üzere üç tesisimizde yıllık 5 milyon adet doğal alabalık üretim kapasitesine ulaşmış durumdayız.
YENİ PROJELER HAYATA GEÇECEK
Yeni başlayacak olan bir projemiz var. “Orman içi Akarsularda Doğal Alabalıkların Göçlerinin İzlenmesi ve Olta Balıkçılığı Açısından Değerlendirilmesi” projesi. Bu proje ile orman içi akarsularda doğal alabalıkların göçlerinin izlenmesi, popülasyonu oluşturan bireylerin büyüklük dağılımlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak olta balıkçılığı potansiyelinin ortaya konması amaçlanıyor. Seçilecek pilot lokallerde örnekleme yapılacak, yakalanan alabalıkların boy ve ağırlıkları ölçülecek, farklı renkli elastomer boyalar ile işaretleme (markalama) yapılacak ve doğaya geri bırakılacak, böylece alabalık göçlerinin izlenmesi ve popülasyonların iç içe geçme derecesi ortaya konacak.
Diğer taraftan, çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilen olta balıkçılığı yarışmalarına hakemlik başta olmak üzere her türlü katkıyı da sağlıyoruz.
ALABALIK TEMİZ, İÇİLEBİLİR SUDA YAŞAR, BAŞKA YERDE YAŞAMAZ
Bu türün korunması ile ilgili olarak vatandaşlarımıza düşen görevlerin neler olduğu, nelere dikkat edilmesi gerektiği noktasında neler söyleyebilirsiniz?
Bir söz vardır; “alabalığın yaşadığı dereden su içilir”. Alabalık temiz, içilebilir suda yaşar, başka yerde yaşamaz. Dolayısıyla bir varlığın yaşaması korumayla başlar, bu nedenle doğal kaynaklarımızı kirletmemeliyiz. Tarım ilaçlarını dengeli kullanarak doğal akarsulara karışmaması için önlemler almalı, çöplerimizi buralara atmamalıyız. Bakanlık olarak yürütülen bu proje kapsamında doğal alabalık stoklarımızı desteklemek için yoğun bir çalışma yürütmekteyiz. Ancak salınan bu balıkların korunmasında asıl görev vatandaşlarımıza düşüyor. Her su kaynağının her metresini korumak ve takip etme olanağı yoktur. O bölgede sürekli yaşayan yöre insanlarımızın ve sportif olta balıkçılarımızın doğal kaynaklarımıza sahip çıkması gerektiği düşüncesindeyiz.