MART-NİSAN 2020 / EL SANATLARI

Nefesle hayat bulan sanat, cam üfleme


Hilal DOĞAN     Mehmet OĞUZ 

16.03.2020 

Bir sanatkâr olarak görevlerim olduğunu düşünüyorum. Kültürümüzü yansıtan bir işi yapıyor olmak heyecan verici ve bir o kadar da önemli bir sorumluluk.
ok eski tarihlerden beri medeniyetlere hizmet eden cam: kum maddesinin içinde bulunan silisyum elementinden müteşekkil bir yapıdır. Camın ham maddesi olan ‘kum’ sözcüğü, Eski Türkçe’deki ‘gum’ dan gelmektedir.

Kumun ham maddesi olan silisyum ise Latince ‘çakmaktaşı’ mânâsındaki silex veya silis sözcüklerinden türetilmiş olup camın keşfinden daha eskilere uzanan binlerce yıllık geçmişe sahiptir. Yıldız ve meteorlarda da çokça bulunan silisyum, hayvan iskeletlerinde, bitki dokularında, denizlerde yaşayan su yosunlarının hücrelerinin duvar yapılarında ve kabuklarında bulunur. Silisyum yeryüzünde oldukça yaygın olup yarı iletken özelliği ve doğada bulunması sayesinde elektronik aksamlarda, entegre devre ve bilgisayar gibi dünya için çok önemli kurulumların inşa edilmesinde temel rol oynamaktadır. Cam, günlük yaşantımızdaki rolünün yanı sıra sanatta da çok önemli diyebileceğimiz bir yer tutar. Sizler için bu sayımızda işleyeceğimiz ‘cam üfleme’ tekniği, cam sanatları arasında, yapılış usulünden dolayı ayrı bir yere sahiptir.

Pipo adı verilen içi boş bir boru yardımıyla üflenerek camın şekillendirilmesi suretiyle meydana getirilen bu sanat: Sultan 3. Selim zamanında, Mevlevî dervişi Mehmet Dede tarafından açılmış olan ilk atölye ile bilinir. İçinde bulunduğumuz dönemde zaman zaman kaybolma tehlikesi geçirmiş olan bu sanat dalı, sanatçılarının kişisel çabaları ve öğrenmeye meraklı sanatseverler sayesinde tekrar canlanmıştır. Cam üfleme sanatının gelişmesi için çaba göstermiş o ustalardan Feridun Pekeş ile Ankara’da bir söyleşi gerçekleştirdik.

Bize kendinizden bahseder misiniz? Ne kadar zamandır bu işle uğraşıyorsunuz?

Ben 1978 Ankara doğumluyum. Lise mezunuyum. Cam, baba mesleğimdir ve cam işlemeye 13 yaşlarımda başladım. Yaklaşık 28 yıldır bu işin içerisindeyim. Bu işe başlamam, cam malzemelerini ve tüplerini işleyerek oldu. Sonraları yavaş yavaş sanatsal faaliyetlere yöneldim ve farklı bir yol çizdim kendime.

Cam üfleme sanatı tam olarak nedir?

Cam üflemesi, kendi arasında da ayrılan bir sanat. Fırın üflemesi vardır mesela, büyük fırınlarda lav halinde alınan camlar pipolarla üflenerek büyük cam işleri çıkartılır. Çeşm-i bülbül, testi, vazo gibi. Biz bunu, soğuk cam üfleme denilen tek alevde, tamamen el becerisi ve el teknikleriyle hiçbir kalıp kullanmadan gerçekleştiriyoruz. Çeşm-i bülbüller belirli bir kalıpla yapılırken, bizim yaptığımız teknik olan soğuk cam üflemede kalıp yok ve ortaya çıkan ürünün aynısı bir daha çıkmaz, tekrarı yoktur. Üfleme işi diğer cam sanatları arasında biraz daha meşakkatlidir.

Haber Görseli

KENDİMİ BİR KÜLTÜR MİRASI TAŞIYICISI OLARAK GÖRÜYORUM

Cam üfleme işiyle uğraşırken kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?


Bir sanatkâr olarak görevlerim olduğunu düşünüyorum. Kültürümüzü yansıtan bir işi yapıyor olmak heyecan verici ve bir o kadar da önemli bir sorumluluk. Mesela ben üflemede bir geyik figürü yaptığım zaman, Hititler dönemine gitmiş oluyorum.

Bu iş geçim kaynağınız mı?

Açıkçası sanatsal faaliyetler geçim kaynağım değil, fakat benim geçim kaynağım cam. Çünkü halen üniversitelere baba mesleğim olan laboratuvar cam malzemesi işi yapıyorum. Bilimsel ve belli standartlara göre çalışma olduğu için bu cam işi dünyada "bilimsel cam sanatı" olarak adlandırılıyor.

Malzeme teminini nasıl sağlıyorsunuz?

Ham madde hazır halde ve içi boş cam borular halinde ithal olarak geliyor. Almanya, Çekya, İtalya ve Çin’den alıyoruz malzemeleri. Bunun üretimi için çok ciddi bütçeler ve fabrikalar olması gerekiyor. Bize gelen bu içi boş cam boru ve çubukları yüksek alevde işliyoruz. Yapacağımız ürünleri bu şekilde çıkartıyoruz.

Hangi malzemelerle yapılıyor bu sanat?

Cam malzeme, gaz ve oksijen, göz koruyucu ile 600 derecenin üzerinde bir ısı ve aleve ihtiyaç var. Üflemek ve cama şekil vermek için üfleme sapı ya da çubuğu gerekiyor.

Yapacağınız ürünleri daha önceden tasarlıyor musunuz? Yoksa o anda mı gelişiyor?

Ürüne göre değişen bir şey bu. O an gelişen veya karar verilen bir şey çıkabiliyor. Ama bir Hitit heykeli yapacaksanız onu kafanızda önceden tasarlamanız gerekir.

CAMI ELİNİN İÇERİSİNDE ÇEVİREBİLEN HERKES YAPABİLİR

Bu işi herkes yapabilir mi?


El becerisi olan ve camı elinin içerisinde çevirebilen herkes yapabilir. Parmakların rahat kullanılabilmesi ve camın çevrilmesi bu sanatın en önemli yönlerinden. Camın her yerine ısının doğru dağılması ve ekseni iyi sağlamak gerekiyor. Bu yüzden de camı düzgün çevirebilmek şart. Bunları sağladıktan sonra herkes yapabilir. Biz şimdiye kadar öğrenmek isteyen herkese yaptırdık.  İnsanlar 10 saatte küçük objeler yapabilir hale geliyorlar.

Camın kendine has birtakım özellikleri var, örneğin çabuk soğuması gibi. Bunun üfleme sanatına sağladığı bir avantaj var mı?

Bunun avantajı da var dezavantajı da. Mesela boncuk cam dediğimiz camlar geç soğur, bunlar yumuşak cam diye tabir ettiğimiz camlardır. 350-400 derecede erir ve donması da geç olur. Fakat bizim üfleme yaptığımız camlar, 550 dereceden sonra eriyor ve çabuk donuyor. İşte orada dezavantaj başlıyor. Yani işin meşakkatli yönü bu.

Haber Görseli

SANATÇILAR BEYNİN İKİ TARAFINI DA KULLANABİLEN İNSANLAR

İşin hatasız ve hızlı bir şekilde yapılması lazım çabuk donduğu için. Hem üfleyip hem şekillendirme işlemini o esnada, saniyeler içerisinde yapabilme becerisi gerekiyor. Aynı anda hem işin düzgün çıkması hem camı elleriyle alevde çevirme işlemi hem de üfleme işleminin olması beynin iki tarafını da kullanabilmeyi gerektiriyor.

Camlarda renklendirme nasıl oluyor?

Cam boyalarıyla renklendirme yapıyoruz ve fırınlıyoruz. Bazı camlar da renkli halde yurt dışından geliyor.

Yapılış usulüne ve kullanılan malzemelere bakarak riskli ve tehlikeleri olan bir el sanatı diyebilir miyiz cam üfleme tekniğine?

Diğer el sanatlarına kıyasla zorluk ve tehlikeleri çok diyebiliriz. Çünkü alevle çalışıyorsunuz. Çıplak gözle bakılmamalı göz sağlığı için. Çıplak elle yapmak zorundasınız, eldivenle daha tehlikeli bir hâl alır. Yalnız şöyle bir avantaj var, camda iletkenlik olmadığı için ısınan kısım dışında elimizle tuttuğumuz yer ısınmıyor, oradan tutuyoruz.

Cam üfleme, kaybolma tehlikesi altında bir sanat mı sizce?

Bir on yıl önceye kadar öyleydi. Fakat biz son on yıldır, verdiğimiz eğitim ve farkındalıklarla daha fazla kitlenin bu işle uğraşmasını sağladık. Bu da sanatımızın, unutulmaya yüz tutmuş sanatlar arasından biraz olsun sıyrılmasına aracı oldu diyebiliriz. Ben bundan dolayı çok mutluyum, çünkü şu an kurtulmuş gibi bakıyorum bu sanata.

NEDEN BİZ DE BİR MURANO OLMAYALIM Kİ?

Sizce bu sanat bir sektör halini alabilir mi? Alması için neler yapılabilir?


Aldı, fakat halen hayal ettiğim noktada değil. Mesela ev hanımları bu sanata katkıda bulunabilirler. Ankara denilince cam sanatının da akıllara geldiği bir proje yapılabilir. Neden dünyada cam deyince akla gelen  Murano Adası gibi olmayalım ki? O insanlar geçmişinde böyle bir sanat olmadığı halde bununla temsil edilecek hale duruma gelmişler, fakat bizim geçmişimizde olduğu halde sanatımıza gereken özen ve ilgiyi göstermiyoruz maalesef.

Sanatınızı öğretiyor musunuz?

Evet dersler veriyorum. 7 yıldır usta öğreticilik yapıyorum. Bizden bu eğitimi alan kişi ve gruplar evlerinde yapmaya başlıyorlar ve meslek olarak ediniyorlar. Ve her dersten sonra üretilen farklı bir obje ile evlerine gidiyorlar. Bunlar bizi çok mutlu ediyor.

Cam üfleme kurulumu pahalı mı?

Pahalı diyebiliriz. Şöyle ki; ham maddesiyle birlikte 6 bin lira tutuyor. Öğrenen ve bu işi yapmak isteyen kişiler yaptırıyorlar bu kurulumu.

KONYA’DA DÜNYA REKORU KIRDIK

Kültür Bakanlığı sanatçısı olarak şimdiye kadar herhangi bir destek aldınız mı? Bu konuda bir beklentiniz var mı?


Size İtalya’daki Murano Adasını örnek vermiştim. Ülkemizde bu sanatla uğraşan sanatkârlarımız var, neden bizim de olmasın ki? Arkamızda devletimizin, bakanlıklarımızın desteği olursa bunu biz de başarabiliriz.

Mesela Konya’da birbirinden değerli sanat dalları arasında biz de bir gösteri geçekleştirmiştik ve 2 milimetre küçüklüğünde cam semazen yaptık, böyle bir semazen daha önce yapılmadı. O ânın atmosferi ile sanatçı ve seyircilerin desteğiyle gerçekleşti o semazen. Güven ve destek çok önemli.

Son olarak bu sanata ilişkin olmasını arzu ettiğiniz, eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı?

Çok daha büyük kitlelere ulaşabilmemiz için bizim tüm bakanlık ve kurumlarımızın etkinliklerine el sanatlarını da eklemeleri ülkemiz adına çok faydalı bir faaliyet olur. Örneğin Tarım ve Orman Bakanlığı, yurt dışındaki bir tanıtım ya da bir etkinliği olduğunda standında bizlere yer verse hem Bakanlığımız hem de kültürümüze ait bir sanat tanıtılmış olur.

Cam Üfleme el sanatları Feridun Pekeş