EYLÜL-EKİM 2020 / KAPAK KONUSU
Küresel gıda güvenliği için harekete geçme zamanı
Gıda kaybı ve israfı küresel sorunların başında geliyor. Peki ama gıda kaybı ve israfını azaltmak neden bu kadar önemli? Tarım ve Orman Bakanlığı ile FAO, “Gıdanı Koru” kampanyası ile bu ve benzeri pek çok önemli soruya teoride cevap, pratikte de çözüm bulmak için harekete geçti. FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, kampanya çerçevesinde, küresel gıda güvenliği krizini dergimiz için değerlendirdi.
FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, gıda kaybolduğunda veya israf edildiğinde, bu gıdayı üretmek için kullanılan su, toprak, enerji, emek ve sermaye dahil tüm kaynakların da boşa harcandığını belirterek, açık alanlarda imha edilen bu kayıp ve israfın sera gazı emisyonlarına yol açarak iklim değişikliğine sebep olduğuna işaret etti. Gutu, gıda kaybı ve israfını azaltmanın topluma bütünsel faydalar getirilebileceğini kaydederek, böylece en kırılgan kesim için gıda mevcudiyetinde artış, sera gazı emisyonlarında azalma, arazi ve su kaynakları üzerinde baskının azalması ile verimlilik ve ekonomik büyümede artış görüleceğini vurguladı. Bu nedenle, gıda kaybı ve israfıyla mücadelede, gıdamızı üretme, dağıtma ve tüketme şeklimizdeki verimliliği artırmanın önemine işaret eden Gutu, şunları kaydetti:
“COVID-19 salgınının neden olduğu kriz, gıda sistemlerimizin kırılganlığını ve zayıflıklarını öne çıkarmaya devam ediyor ve bize, gıdanın kaybolduğu ya da israf edildiği alanları gösterirken gıda sistemlerimizdeki yeniden tasarlama ihtiyacımızı yeniden hatırlatıyor. Gerçekten de gıda kaybı ve israfında önemli artışlar gözlemledik. Tedarik zincirindeki çabuk bozulan tarımsal ürünlerdeki kayıplar, gıda nakliyesini veya tüketicilerin pazara erişimini engelleyen hareketlerin kısıtlanması nedeniyle dramatik bir artış gösterdi. İyi haber şu ki bu dönemde birçoğumuzun temel ihtiyaçlarımızı düşünmek için zamanı oldu ve değerini yeterince bilmediğimiz ve onsuz da yapamadığımız bir şeyi yeniden hatırladık: gıda. Şu anda dünyadaki herkesi doyurmak için gereğinden fazla gıda üretmemize rağmen, gıda sistemlerimiz dengesiz. Açlık, obezite, çevresel bozulma, gıda kaybı ve israfı bu dengesizliğe sebep olan konulardan sadece birkaçı. Bu dengesizliği gidermek için, üretilen gıdanın kullanımını en üst düzeye çıkarmayı ve gıda kaybını ve israfını azaltma çabalarını destekleyerek olası küresel gıda güvenliği krizini önlemek için küresel olarak harekete geçmeye ihtiyacımız var.”
Haber Görseli
Viorel Gutu FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi
TÜRKİYE’DE YILDA 300 MİLYON EKMEK TASARRUFU
Gıda kaybı ve israfı konusundaki uluslararası ilginin, “2030 Gündemi”nde net bir şekilde yansıtıldığını ifade eden Gutu, birçok önemli zorluk ile karşı karşıya iken, birçok ülkenin gıda kaybını ve israfını azaltmak için şimdiden harekete geçtiğini belirtti. FAO olarak 2011 yılından bu yana gıda kaybı ve israfı sorununu her düzeyde ele almak ve çeşitli paydaşları dahil etmek için çalıştıklarına işaret eden Gutu, “Bu amaçla, endüstri, akademi, hükümetler ve sivil toplum arasında bir diyaloğu teşvik etmeyi ve böylelikle etkili önlemlerin geliştirilmesini kolaylaştırmayı amaçlayan ‘Gıda Kaybı ve İsrafı Azaltma konusunda SAVE FOOD Küresel Girişimi’ni kurduk.
FAO, SAVE FOOD Girişimi çatısı altında, Avrupa ve Orta Asya'da bir dizi araştırma, kapasite geliştirme ve farkındalık artırma faaliyeti ve projesi yürütüyor. Bu esnada, Türkiye, ekmek israfını önlemeye odaklanan önemli bir farkındalık yaratma kampanyası yürüttü ve bu da yılda 300 milyon ekmek tasarrufu ve toplamda 2,8 milyar TL ekonomik tasarruf sağladı. Bu, yalnızca farkındalığı artırmakla kalmayıp aynı zamanda somut sonuçlar da üreten ulusal bir kampanyanın mükemmel bir örneğiydi” dedi.
SIFIR ATIK SIFIR AÇLIK
2015 yılındaki G20 Başkanlığı sırasında Türkiye’nin, tarım bakanlarını gıda kaybını ve israfı azaltmaya yönelik harekete geçirmede çok önemli bir rol oynadığını vurgulayan Gutu, “Zirve sonunda Türkiye ile birlikte G20 ‘Gıda Kaybı ve İsrafının Ölçülmesi ve Azaltılması Platformu’ kuruldu ve lansmanı FAO'nun yıllık konsey toplantısında gerçekleştirdi. FAO ve Türkiye Hükümeti'nin gıda kaybı ve israf seviyelerini azaltma konusundaki ortak endişesi bu platformla da bitmedi. FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığı, FAO'nun ‘SAVE FOOD Küresel Gıda Kaybı ve İsrafı Azaltma’ girişiminin devam projesi olarak, ‘Sıfır Atık Sıfır Açlık: Gıda Kaybı ve İsrafı Konusunda Farkındalığın Artırılmasına Destek’ uygulamasını hayata geçirdi. Bir yıl süren bu projede, tüm il müdürlükleri ile akademi, sivil toplum ve özel sektör temsilcilerinin yer aldığı bir dizi çalıştay düzenledik. Bu çalıştaylar neticesinde Bakanlık uzmanlarının ve ilgili paydaşların katkılarıyla Türkiye’nin Gıda Kaybı ve İsrafı konusunda ilk Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı’nı geliştirdik. Eylem Planı, hem yerel hem de ulusal düzeyde gıda değer zincirinin her aşamasında konuyu ele alan, yasal, politik, teknik, eğitim ve iletişim önlemleri dahil 95 somut önlem içeriyor. Bununla birlikte, politika ve karar vericilerin yanı sıra gıda güvenliği, gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği ve çevre gibi diğer ilgili konularla aktif olarak ilgilenen aktörleri güçlendirmeyi ve onlara rehberlik etmeyi amaçlıyoruz. Tabii, Ulusal Strateji'nin başarısı, tüketicilerin zihniyetinde ve davranışlarında değişiklik gerekliliğini beraberinde getiriyor. Devam eden ulusal ‘Gıdanı Koru’ kampanyası ile halk arasında israfın nedenleri ve etkileri hakkında farkındalık yaratmanın yanı sıra, onlara bu israfı azaltmaları için harekete geçirmeyi amaçlıyoruz. Bu kampanyanın, diğer ülkelerin kendi ulusal stratejilerini ve eylem planlarını geliştirmelerinin önünü açacak bölgesel bir girişimin yalnızca başlangıcı olduğunu da vurgulamak isterim. Söylemeye lüzumu yok, Türkiye bu dönemde de çok güzel bir örnek olacak ve teknik bilgi ve uzmanlığımızı ihtiyaç duyulduğunda memnuniyetle sağlayacağız” şeklinde konuştu.
ULUSLARARASI GIDA KAYBI VE İSRAFI FARKINDALIK GÜNÜ
Gutu, 29 Eylül 2020'de Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü'nün ilk kez kutlanacağını belirterek, “COVID-19 salgını dönemine denk gelen bu kutlamada, bu dönemde gıda kaybı ve israfına yer olmadığını bir kez daha hatırlayacağız. Hepimizin yiyeceklerimizi üretme, kullanma ve israf etme şeklimizi yeniden düşünmemiz gerekiyor. Tarih, herkese uyan tek bir yaklaşımın uygulanamayacağını ortaya koyuyor. Çünkü bir ülke bağlamında işe yarayan şey başka bir ülkede işe yaramayabilir. Ülkeler, bölgeler ve kıtalar arasında bilgi paylaşımı, kültürel açıdan duyarlı diyalog ve teknik alışverişin tümü, en iyi uygulamaların benimsenmesini bilgilendirmek ve kolaylaştırmak için gerekli” dedi.
GIDA KORUYUCULARI OLMALIYIZ
Kayıplarda, hem özel sektörü hem de hükümetleri kapsayan hasat sonrası yönetim için teknolojik çözümlere ve inovasyona ihtiyaç olduğunu belirten Gutu, benzer şekilde, hasat sonrası yönetimin iyileştirilmesi ve zararın azaltılması için kaliteye duyarlı piyasaları destekleyen politikaların uygulanması gerektiğini kaydetti.
Gutu, israfta ise daha iyi gıda ambalajlama için inovasyon, meyve ve sebzeler için görünüşlerine ilişkin gereklilikler konusundaki düzenlemeler ve standartlar üzerinde esneme, daha iyi tüketim alışkanlıkları için davranış değişiklikleri ve güvenilir fazla gıdanın bölgedeki kişilere gıda bankaları aracılığıyla yeniden dağıtılmasına yönelik kılavuzlar gibi gıda israfını azaltmayı amaçlayan hükümet politikalarına ihtiyaç olduğunu ifade etti. Gutu, “Kolektif olmadığı takdirde hiçbir eylemin gerçekten dönüştürücü ve verimli olamayacağına inanıyorum. Bu nedenle, çabalarımızı birleştirmek gerçek bir etki elde etmek ve şimdi ve gelecekte gıda kaybı ve israfı sorununa dur demek için çok kıymetli. Hepimiz gıda koruyucuları olmalıyız, hem insanlık hem de gezegenimiz için” şeklinde konuştu.