MAYIS-HAZİRAN 2021 / RÖPORTAJ

Tarihi emanet Atatürk Orman Çiftliği’nde geniş ürün yelpazesi


Murat ÖZKAN    

21.05.2021 


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, “Ankara’nın kenarında hem batak hem çorak hem de fena bir yer. Bunu biz ıslah etmezsek kim gelip ıslah edecektir” diyerek 1925 yılında kurduğu Atatürk Orman Çiftliği, (AOÇ) 100 yıla yaklaşan tarihi ve konumu açısından Başkent Ankara’nın gözbebeği. Günümüzde Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün faaliyetleri, hangi ürünlerin üretildiği, gelecek hedefleri vb. hakkında AOÇ Müdür Yardımcısı Dr. Ayhan Koç ile dergimiz okuyucuları için bir söyleşi gerçekleştirdik.

Atatürk Orman Çiftliğinden ve faaliyetlerinizden bize kısaca bahsedebilir misiniz?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, genç Cumhuriyetin verimli arazilerini işlemek, Türk çiftçisine azim ve kararlılıkla neler yapılabileceğini göstermek gayesiyle Cumhuriyet’in ilanından iki yıl sonra 1925 yılı Mayıs ayında, Ankara’da çorak ve verimsiz arazide bu çiftliği kurmuştur. 
 
KURULDUĞU YILLARDAKİ ADI “GAZİ ORMAN ÇİFTLİĞİ”
Uzmanlar Atatürk’e buranın çiftlik kurulması için gerekli vasıfları taşımadığına dair raporlar sunmuşlardır. Raporda “Bu öyle bir teşebbüstür ki, elverişsiz toprak ve iklim koşulları altında burada ya sabır tükenir yahut da para” demişlerdir. Gazi Mustafa Kemal bu tespitler karşısında: “İstediğim yer böyle bir yer olmalıdır. Ankara’nın kenarında hem batak hem çorak hem de fena bir yer. Bunu biz ıslah etmezsek kim gelip ıslah edecektir”  diyerek çiftlik kurma fikrinden asla vazgeçmemiştir. 
 
Kurulduğu yıllardaki adı Gazi Orman Çiftliği olan Atatürk Orman Çiftliği, 1937 yılında Atatürk tarafından hazineye bağışlandı. 1938 yılında çiftlik, Devlet Ziraat İşletmesi Kurumuna bağlandı. 1950 tarihine kadar 12 yıl bu statüde işletilen çiftlik, 24.03.1950 tarihinde çıkarılan 5659 sayılı Kanun’la Atatürk Orman Çiftliği adını alarak günümüzdeki hüviyetine kavuştu. 
 
Bugün Atatürk Orman Çiftliği, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı ve tüzel kişiliği haiz kamu kuruluşudur. 
 
Atatürk Orman Çiftliği hazineye bağışlandığında yaklaşık 55 bin 538 dekar araziye sahipken,  bu arazinin 22 bin 239 dekarı 1939- 1983 yılları arasında çıkarılan yasalarla ve Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu yönetim kurulu kararları ile Milli Savunma Bakanlığı, Hazine, çeşitli kurum, kuruluşlara satıldı veya devredildi. 
 
Müdürlüğümüz arazilerinin satışı veya devri ile ilgili 1983 yılından günümüze kadar herhangi bir düzenleme yapılmamış olup, günümüzde mevcut arazi varlığı 33 bin 098 dekardır.
 
Kurumumuz gıda, tarım, çevre, eğitim ve kültürel alanlarda faaliyet göstermektedir. Atatürk Orman Çiftliği, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bağış mektubunda da belirtildiği üzere “…çiftliklerin, yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek…” amaçlarına hizmet etmektedir. 

Haber Görseli

Kurumumuz bünyesinde: Süt Fabrikası, Meyve Suyu ve Bal Fabrikası bulunurken, Bitkisel Üretim Müdürlüğünde üretimler yapılmaktadır. 
 
MÜDÜRLÜK ARAZİLERİNİN KORUMA STATÜSÜ 1. DERECE OLARAK TESCİL EDİLMİŞTİR
Atatürk Orman Çiftliğinin kuruluş yıllarında ağaçlandırma çalışmalarına büyük önem verilmiş, ancak daha sonraki yıllarda ağaçlandırma çalışmalarına uzun süre ara verilmiştir. 2000’li yıllarda tekrar ağaçlandırma faaliyetlerine önem verilerek arazi varlığımızın yüzde 67’sine tekabül eden yaklaşık 22 bin dekar ağaçlandırılarak; park, orman, rekreasyon alanlarına dönüştürülmüştür. 
Müdürlüğümüz arazileri 1992 yılında doğal ve tarihi sit alanı ilan edilmiş, 1998 yılında da koruma statüsü 1. derece olarak değiştirilmiştir. Kurumumuz bütün yatırım ve cari harcamalarını faaliyetleri ile elde ettiği gelirle karşılamakta, Bakanlığımızdan ve hazineden herhangi bir ödenek veya yardım almamaktadır.
 
GIDA ÜRETİMİ KAPSAMINDA 87 ÇEŞİT ÜRETİM YAPILMAKTA
Vatandaşlar daha çok AOÇ ürünlerini süt ve süt ürünleri olarak biliyorlar. Ürün yelpazenizde genel olarak hangi ürünler mevcut?
 
Günümüzde Atatürk Orman Çiftliği, geniş bir yelpazede süt ve süt ürünleri, meyve suyu ve bal üretimine devam ediyor. Üretmiş olduğumuz gıda ürünlerinin hiçbirinde raf ömrünü uzatıcı katkı maddesi ve diğer maddeler kullanmıyoruz. Ürünlerimizi doğal bir şekilde piyasaya sunuyoruz. Müdürlüğümüzde gıda üretimi kapsamında 87 çeşit üretim yapılmaktadır. Meyve suyu ve bal fabrikasında 30, süt fabrikasında 57 ürün üretilmektedir. Bunların başlıcaları: çiçek balı, çam balı, domates suyu, domates salçası, nar ekşisi, sirke, turşu, natürel sızma zeytinyağı, üzüm suyu, elma suyu, nar suyu, vişne nektarı, kayısı nektarı,  şeftali nektarı,  demirhindi şerbeti, pastörize süt, yoğurt, ayran,  kefir, pastörize tereyağı, dondurma ve peynir olarak özetleyebiliriz. Ayrıca, 10 türde 24 çeşit meyve fidanı üretimi ile içi ve dış mekân süs bitkileri satışı yapılmaktadır.   
 
Sattığınız ürünlerin ne kadarını kendiniz üretiyorsunuz, ne kadarını üreticilerden karşılamaktasınız? 
Sattığımız ürünlerin büyük çoğunluğu kendi üretimimiz olan ürünlerdir. Bu ürünlerin üretiminde kullanılan ham maddeler Ankara, Burdur, Kastamonu, Amasya gibi ülkemizin değişik illerindeki üretici kooperatiflerden, birliklerinden ve çiftçilerden alınarak fabrikalarımızda işlenip ürüne dönüştürülerek piyasaya arz edilmektedir. Bunun yanında bakanlığımız diğer üretici birimleri ile (Et ve Süt Kurumu -ESK, Toprak Mahsulleri Ofisi-TMO, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü-ÇAYKUR, Araştırma Enstitüleri) çiftçi kooperatifi ve birliklerinden gıda ürünleri satış mağazalarımızda tüketiciye sunulmaktadır. 

Haber Görseli

Ürün- fiyat belirleme noktasında daha çok nelere dikkat etmektesiniz? Üreticilere- çiftçilere nasıl destekte bulunmaktasınız?
Ürün satış fiyatları, ürünlerin birim maliyetleri ve muadil ürünlerin piyasa fiyatları dikkate alınarak belirlenmektedir. Ürün fiyatlarını belirlerken minimum kâr elde etmeyi amaçlamaktayız. Özellikle Ankara’da ürünlerimizin tüketici nezdinde karşılığı olduğundan ve belirli pazar payına sahip olduğumuzdan bu avantajımızı kullanarak tüketicinin makul fiyatlarla ürünlere ulaşmasını hedefleyerek fiyatları belirlemekteyiz. 
 
Pazarlamada sıkıntı yaşayan üreticilerimizi desteklemek için üretmiş olduğu ürünlerin alımı yapılarak fabrikamızda işlenmekte ve AOÇ markası ile tüketicilerimize sunmaktayız.  Ayrıca, çiftçi kuruluşların ürünlerini de hazır halde alarak satış mağazalarımızda satmak suretiyle üreticilerimize destek olmaktayız.
 
AOÇ ürünleri daha çok Ankara ve çevresinde bilinmekte. Yeni pazarlara ulaşma, tanınır hale gelme ve tüm ülkeye yayılma konusunda çalışmalarınız var mı?
Belirttiğiniz gibi, AOÇ ürünleri başlangıçtan itibaren Ankara ve çevresinde yaygın olarak tüketime sunulmaktadır. Ve ürünlerimizin Ankara’da bilinirliği oldukça yüksektir. Bu bilinirliği artırmak ve ürünlerimizin daha geniş lokasyonlarda yer almasını sağlamak için Ankara dışında bayilik kanalları oluşturmaktayız. Bunun yanında internet aracılığı ile ülkemizin her yerinden ürünlerimizin sipariş edilmesi ve tüketiciye teslim edilmesi yönünde çalışmalarımız bulunmaktadır. 

Haber Görseli

İNTERNET ÜZERİNDEN ÜRÜNLERE ULAŞILABİLİR
Pandemiyle birlikte e-ticaret yüksek bir ivme kazandı. Bundan sonraki süreçte ürünlerinizin satışı noktasında  elektronik ticaretle ilgili bir çalışmanız olacak mı?
Elektronik ticaret çağımızın olmazsa olmazlarındandır. Bu nedenle teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu doğrultuda https://www.aocmarket.com adresi ile e-ticaret alanında çalışmalarımız devam ederken, https://www.pttavm.com/ başta olmak üzere diğer e-ticaret alanlarında da ürünlerimiz tüketiciye arz edilmektedir. 
 
Tarımdaki dijitalleşmeden devam edersek, Bakanlığımızın da ön ayak olduğu Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) projesi var.  AOÇ olarak bu portalı nasıl kullanmaktasınız?
AOÇ mal alımı ve ürün satış işlemlerini dijital tarım pazarı platformu üzerinden süreçlerini yürütmeye başlamış ve ihtiyaç duyulan ürünlerin DİTAP üzerinden temin edilmesi hususunda çalışmaları yoğun olarak devam ettirmektedir. İlerleyen yıllarda DİTAP’daki kullanıcı sayısının artması ile birlikte ürün alımlarımız da artacaktır. 
 
Gelecek yıllara ait hedefleriniz nelerdir? 2025 yılında, yani kuruluşunuzun 100. yıldönümünde AOÇ’yi tarımsal üretim ve pazarlama noktasında nasıl görüyorsunuz?
Önümüzdeki yıllarda AOÇ markası altında daha çok gıda ürünlerinin ülke geneline yayılım göstererek tüketici ile buluşmasını ve pazardaki payımızın artırılmasını hedeflemekteyiz. Bu amaçla Bakanlığımızın tarım ve gıda üreten ve pazarlayan ESK, TMO, ÇAYKUR gibi kurumları ve üretici organizasyonları ile iş birliği içindeyiz. Bunun yanında arazilerimizin tamamına yakın kısmını ağaçlandırarak park ve rekreasyon alanına dönüştürülmesini amaçlamaktayız.

AOÇ üretim Ankara süt rekreasyon