MAYIS-HAZİRAN 2022 / GÜNDEM
Tarımda iş sağlığı ve güvenliği riskleri çok çeşitli
Doğası gereği üstü açık fabrika olarak tanımlanan tarım sektöründe ürünler kadar, çalışanlar da çok çeşitli risklerle karşılaşabiliyor. Tarımsal üretim zincirinin her aşamasında farklı güvenlik tedbirleri gerektirebilen ve en sık karşılaşılan riskleri, nedenlerini ve neler yapılabileceğini İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünden Çalışma Uzmanı Aslıcan Güler ile konuştuk.
Tarım sektöründe iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili düzenleyici yaklaşımlar neler, özetleyebilir misiniz?
İş sağlığı ve güvenliği; işin yürütülmesi sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek kaza ve diğer etkenlerden korunmak ve daha iyi çalışma ortamı sağlamak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır. Bu çalışmaların yürütülmesi, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlenmesi amacıyla 30 Haziran 2012 tarih 6331 sayılı müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yayımlanmıştır.
2012 yılı 30 Hazirana kadar yürürlükte olan 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında iş sözleşmesine dayanarak çalışılan, 50 ve 50’den az işçi çalıştıran tarım işletmelerinin Kanun kapsamı dışında bırakılması tarımda iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışmaların yapılmasında sınırlayıcı bir etken olmaktaydı.
Ancak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun yayımlanmasıyla birlikte kamu, özel sektör ya da çalışan sayısı ayrımı yapılmaksızın tarım işletmeleri dahil tüm işyerleri ve çalışanlar kapsam içine alındı. Özellikle kadın ve genç çalışanlar gibi özel politika gerektiren grupların yoğun olarak çalıştığı tarım sektöründe iş kazası veya meslek hastalığı ortaya çıktıktan sonra neler yapılabileceği değil, iş kazası ve meslek hastalığının önlenmesi için atılacak adımların belirlenmesi amacıyla işverenlere risk değerlendirmesi yapma/yaptırma zorunluluğu getirildi.
Yine Kanuna göre çalışan sayısına bakılmaksızın her tarım işletmesinde işverenler çalışanlar arasından uygun niteliklere sahip bir iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ile diğer sağlık personeli görevlendirmesi gerekiyor. İşyerinde uygun vasıflara sahip personel bulunmaması halinde ise işveren bu hizmetin tamamını veya bir kısmını, işyeri dışındaki ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden alabilir. Bununla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kamu işyerleri hariç 10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine destek vermektedir.
Ayrıca açık tarım alanları başta olmak üzere tüm tarım işletmelerinin acil durumlara karşı hazır olması için ilkyardım, yangınla mücadele, afet, tahliye gibi durumlar için önceden acil durum planları hazırlanması, bu planlar dahilinde eğitimlerin ve tatbikatların yaptırılması işverenin yükümlülükleri arasında. Kanunda yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenler için idari para cezası uygulanmasına ilişkin hükümler var. Bu yaptırımların amacı, yasal gereklilikleri yerine getiren işverenlerle getirmeyenler arasındaki haksız rekabeti ortadan kaldırmaktır.
Özetle; iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi için Kanun ülkemiz çalışma hayatı için bir dönüm noktası olmuştur. Ancak önemli olan, “Tarım sektörü gibi emek yoğun sektörlerde iş sağlığı ve güvenliği meselesinin, uyulması gereken bir mecburiyetten ziyade, ortak akılla çalışanların sağlığını ve güvenliğini destekleyen, verimi ve kaliteyi artıran bir araç olarak görülmesi gerektiğidir.”
Haber Görseli
Aslıcan Güler Çalışma Uzmanı
TRAKTÖR VE İŞ MAKINALARI KAZALARI İLK SIRADA
Ülkemizde tarım sektöründe karşılaşılan başlıca risk faktörleri nelerdir?
2020 yılı için SGK’nın yayınlamış olduğu tarım sektöründe meydana gelen iş kazaları analiz edildiğinde düşme ile traktör ve diğer tarım makinelerinden kaynaklı kazalar ilk sıralarda yer alıyor. Özellikle traktör ve diğer tarım makineler ile çalışırken güvensiz bir şekilde makinenin yakınında bulunulması, inerken ve binerken kayma, takılma, durumunda yaralanmalar, uzuv kayıpları, hatta ölümlü kazalar yaşanabilmekte. Bununla birlikte traktör devrilmeleri, traktör yangınları, enerji hatlarına çarpma şeklinde meydana gelen kazalar, traktörün bakım-onarımı sırasında meydana gelen yaralanmalar en sık karşılaşılan traktör kazalarından. Özellikle traktör kabininin bulunmaması, emniyet kemerinin takılmaması kazaların şiddetini önemli ölçüde artırıyor. Yapılan araştırmalara göre kabinsiz traktörlerde hayatını kaybedenlerin oranı kabinli traktörlere göre 3,4 kat daha fazla. Bu kazaların yanı sıra tarım makinelerinin üretiliş amacına uygun kullanılmamasından, makine koruyucularının olmamasından ya da devre dışı bırakılmasından dolayı da çok sık kaza yaşanmakta. Özellikle dairesel testereler ve traktör kuyruk milinden hareket alarak durdukları yerde çalıştırılan makineler ölümcül yaralanmalara neden oluyor.
Ve maalesef bu kazaların yaklaşık yüzde 80’inin dikkatsizlik, deneyim eksikliği, teknik bilgi eksikliği gibi güvenlik kültürü eksikliğinden kaynaklanıyor.
ZİRAİ MÜCADELE İLAÇLARININ GÜVENLİ KULLANIMI ÇOK ÖNEMLİ
Tarım sektöründe zirai mücadele ilaçlarının (pestisitler) kullanılması da çalışanların meslek hastalığına yakalanmasına neden olan etkenler arasında. Bu ilaçlar özellikle deri, solunum, ağız ve göze temas yoluyla kanser, parkinson hastalığı, genetik yapıyı bozucu etki, kaslarda zayıflık, alerjik tepkiler gibi çeşitli rahatsızlıklara neden olabilmekte. Özellikle ilaçlama yapılırken uygun filtreli gaz maskesi ve deriye maruziyeti engellemek için uygun iş elbisesi ve eldiven kullanımı bu noktada önemlidir.
Gürültü ve titreşim çalışanların sağlığını olumsuz etkileyen başka bir faktör. Uzun süre gürültülü şartlarda çalışmak işitme kaybı, damar, kemik, eklem, sinir ve kas rahatsızlıkları gibi hastalıklara neden olabiliyor.
Mevsimlere göre farklılık gösteren termal konfordan bahsetmek gerekirse; tarım çalışanları, açık havada çalışmaları nedeniyle hava koşullarından olumsuz olarak etkilenmekte, aşırı sıcakta güneş çarpması ve ısı yorgunluğundan zarar görmekteler. Nem, rüzgar ve aşırı soğuğa maruz kalma durumunda ise dikkat azalması ve zihinsel çalışmanın olumsuz etkilenmesi söz konusudur.
Tarım sektörünün risklerinden biri de ergonomik olmayan koşullarda çalışılmasından kaynaklı kalıcı veya geçici kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına, yaralanmalar. Kas iskelet sistemi hastalıklarının görülme nedenleri; tekrarlayan hareketler, kolların omuz hizasının yukarısında olduğu çalışmalar, iş yetiştirme kaygısıyla hızlı çalışma, titreşimli alet/makinelerin kullanımı, elle ağır yük taşıma ve uygun olmayan vücut duruşunda özellikle öne eğilerek uzun süre yapılan çalışmalar şeklinde sıralayabiliriz.
HAYVANCILIK FAALİYETLERİNDE DE TEHLİKE VE RİSKLER VAR
Hayvanlardan kaynaklanan kazalarda tarımda iş güvenliğini tehdit edebiliyor. Çalışanın hayvana yakın çalışma zorunluluğu sonucu tepme, ısırma, sert bir yere çarpma, çalışanın hatalı davranışı gibi nedenlerden dolayı birçok kazaya rastlanılmakta. Bu kazaların yanı sıra virüs, bakteri, ve parazit içeren etkenlerle hayvanlardan insanlara hastalıklar bulaşabiliyor. Bu hastalıklar dışkı, idrar, salya, kan süt, hayvansal besinler, hayvanlarla temas, ağız, deri ve solunum yoluyla insanları hasta edebiliyor.
Risk faktörlerinin en aza indirilmesi için tarım sektörüne İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Tarım sektöründe birçok paydaş olduğundan “Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği” ancak tüm taraflarla ortak hedefe doğru birlikte adımlar atıldığında kalıcı ve sürdürülebilir olacaktır. Dolayısıyla tarımda iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında ilgili kurum ve kuruluşların ve tarımda çalışanların bu konuda farkındalıklarını artırmak amacı tarım çalışanlarının çalışma koşullarının incelenmesi, sağlık gözetimi ve işveren ve çalışanlara yönelik eğitimler gibi birçok çalışma tarafından hayata geçirilmiştir.
Tarım sektöründe işverenlere, çalışanlara, İSG profesyonellerine, tarım yayımcılarına, danışmanlarına yönelik bilgilendirme ve farkındalık faaliyetlerinin artırılması, mesleki eğitim uygulamalarında İSG konusunda işbirliklerin devam ettirilmesi, mevsimlik çalışanların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
19 Mart 2013 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ankara Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Harran Üniversitesi arasında “Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği İşbirliği Protokolü” ile “Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Ortak Danışma Kurulu” kuruldu.
Aynı amaçlarla Güvenli Tarım Web Sitesi oluşturuldu. Web sitesinde çalışanlara, işverenlere ve İSG profesyonellerine sektörde yaşanan iş kazalarının azaltılmasında faydalı olacak tarım sektörü risklerine özgü donanım seçimi, tarım makinaları ile güvenli çalışma, ergonomik riskler, pestisit kullanımı hakkında bilgiler yer alıyor. www.guvenlitarim.gov.tr/ adresinden ulaşılabilir.
Tarım sektörü özelinde iş sağlığı ve güvenliği istatistikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bilindiği üzere iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin istatistikler her yılın son çeyreğinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayınlanıyor. SGK tarafından yayınlanan son güncel verimiz 2020 yılına ait. 2002 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı 6.545 işyeri varken bu sayı %260 artış oranı ile 2020 yılında 23.572 olmuştur. Çalışan sayılarına bakıldığında ise 2002 yılında 65.830 çalışan var iken 2020 yılında % 144 artış ile 160,548 olmuştur.
Son 5 yıl iş kazası istatistiklerine bakıldığında ise; 2016 yılında sektörde iş kazası geçiren sigortalı sayısı 2790 iken 2020 yılında bu sayı 3331 kişi olmuştur. Bu sayılara bağlı olarak yüz bin çalışanda ölüm oranı 17,6’dan 21,2’ye yükselmiştir. İlgili verilerden anlaşılacağı üzere çalışan ve işyeri sayısının artış göstermesiyle birlikte maalesef iş kazalarında artış yaşanmıştır.