OCAK-ŞUBAT 2024 / ÖZEL HABER
Ürettiği zeytinleri sıkmak için fabrika kurdu
Sema ÖZAY -
Hasan KÜÇÜKÖNDER
Harun Konuş, kendi anlatımıyla çekirdekten yetişme zeytinci. Aileden gelen kültür olarak zeytinciliğin içinde doğmuş büyümüş. Okuldan arta kalan zamanlarında zeytin bahçesinde çalışmış, yetişkin olup ayaklarının üzerinde durmaya başladığı zaman kendi bahçesini, ardından ürettiği zeytinlerden sağlıklı ve kaliteli yağ elde edebilmek için zeytinyağı fabrikasını kurmuş. Araştırmacı ve çalışkan kişiliği zeytin ve zeytinyağı üretimi ile ilgili yaptığı çalışmaları ve edindiği bilgiyi çevresindeki diğer üreticilerle paylaşmaktan kaçınmamış. Çocukluğundan beri zeytine sevdalı olan Konuş, 45 yıllık zeytincilik tecrübesini okurlarımız için anlattı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Kahramanmaraşlıyım. Onikişubat ilçesi Kösürge köyünde yaşıyorum. Evliyim, üç oğlum var. 53 yaşındayım. İlk ve orta öğrenimimi Kahramanmaraş’ta tamamladım. Üniversiteyi ise Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünde tamamladım.
Zeytin üretimine nasıl başladınız? Kaç yıldır zeytincilik işi ile uğraşıyorsunuz?
Zeytincilik bizde aile mesleği, o yüzden ailemden gelen bir kültür olarak başladım. Kendimi bildim bileli benim hayatımda zeytin var. Zeytincilikte kendimi çekirdekten yetişmiş olarak tarif edebilirim. Zeytine olan sevgim çocukluğumdan beri var. Daha çocuk yaşlarımda iken ailemin kiraladığı zeytin bahçelerinde çalışmak en büyük mutluluk kaynağımdı. Okulumdan arta kalan zamanlarda zeytinlikte çalışmayı çok severdim. Zeytin ağaçları arasında geçen çocukluk yıllarım, aslında benim için bir okul gibiydi. Bu sayede zeytinin topraktan sofraya uzanan yolunu birebir öğrenme şansım oldu. Kendi ayaklarımın üzerine durmaya başladığım günden beri bu mutluluk kaynağımı kendi işim hâline dönüştürdüm ve 45 yıldır aralıksız devam ediyorum.
İlk kez 1996 yılında Maraş yerli yağlık zeytin çeşidini amatör olarak çoğaltma denemesi yaptım. Kendi kendime oluşturduğum ilkel seralarda çelikleme ile çoğaltma girişimim yüzde 80 oranında başarılı oldu. Daha sonra çoğalttığım fidanları satın aldığım arazime dikerek 1999 yılında kendime ait ilk zeytin bahçesini kurdum. Şu anda yaklaşık 140 dekar zeytin bahçesinde üretim yapıyorum. Bunun 80 dekarı kiralık, kalanı bana ait. Ağaç sayısı olarak hesap edecek olursak 5 bin 500 adet ağacım var. Ağırlıklı olarak Gemlik çeşidi zeytinimiz var. Yıllık ortalama ağaç başına 30 kilogram verim alıyorum.
Karbasan Zeytinyağı Fabrikasının da sahibisiniz. Kuruluş sürecini anlatabilir misiniz?
Her zamanki zeytin bahçemden hasat ettiğim zeytinleri zeytinyağı fabrikasında çektirmek yani yağını çıkarmak için sıra bekliyordum. Sıra bana geldiğinde, benden önce makineye giren zeytinlerin kalitesinin düşük ve bozulmaya başlamış olduğunu gördüm. Hemen arkasından kendi zeytinimi çektirmek istemedim. Sonra taze ve kaliteli bir zeytin gelmesini beklemeye koyuldum. Bu sürede çok fazla kişi geldi. Hiçbirinin zeytinleri benim zeytinim gibi kaliteli değildi. Benim yağımın kalitesini bozacağını düşündüğümden kendi zeytinimi çektirmek için çok uzun süre bekledim. Özene bezene ürettiğim birinci sınıf zeytinlerimi birinci sınıf yağa dönüştürmem gerekiyordu. O gün kendi zeytinyağı fabrikamı kurmaya karar verdim.
Kaliteli zeytin üretimi ve zeytinyağı üretimi konularında araştırma yapmaya başladım. Bu süreçte Kahramanmaraş İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile yolum kesişti. İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzün teknik personeli ile tanışma fırsatı buldum. Bu süreçte bana çok katkıları oldu. Onların teşviki ve yönlendirmeleri sayesinde ön bilgi olarak kaliteli zeytinyağı üretimine dair detayları öğrendim.
TARIM VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜDEN ÇOK DESTEK GÖRDÜM
Sonra Tarım ve Orman Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında açılmış olan destek çağrısına proje hazırlayarak başvurdum. Proje hazırlanması ve sunulması aşamasında da Bakanlık çalışanlarının çok yardımını gördüm. İşlerimi kolaylaştırıp yapıcı katkı sağladılar. Bakanlığın projemi onaylaması ile 807 bin lira hibe aldım. 2015 yılının Ağustos ayında Karbasan Zeytinyağı Fabrikasını kurdum. Aynı yılın 13 Ekiminde zeytinyağı üretimine başladım. 2017 yılında Türk Patent Enstitüsüne müracaat ederek kendi markamın tescilini yaptırdım.
Kahramanmaraş İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2018 yılında düzenlemiş olduğu “Zeytinyağı Üreticileri ve Tüketicilerini Bilinçlendirme Paneli” sayesinde kaliteli bir zeytinyağının nasıl olması gerektiğini konu uzmanlarından birebir öğrendim. Yine İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce 2018 yılında başlatılan “Sır Baraj Havzasında Organik Zeytin Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi ve Tüketici Bilinci Oluşturma Projesi”ne dâhil oldum. Bu proje ile birlikte kendi zeytin üretim alanlarım başta olmak üzere bölgedeki 300 dekar alandan elde edilen zeytinlerle organik üretime de başladık. Hiçbir şekilde ilaçlama yapmıyoruz ve kimyasal kullanmıyoruz, feromon tuzaklarla zararlı mücadelesi yapıyoruz. Kimyasaldan uzak ve doğal yöntemler kullanarak ürettiğimiz organik zeytinleri soğuk sıkım presleme yöntemiyle zeytinyağına dönüştürüyoruz.
Şu anda fabrikamda 18 işçi çalışıyor. Yıllık ortalama bin 500 ton zeytin işliyor ve yaklaşık 300 ton zeytinyağı üretiyorum. Uluslararası belgelendirme kuruluşu tarafından sertifikalandırılmış olan zeytinyağımı pazarlama noktasında herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Aksine yok satıyorum.
ZEYTİN BİR SEVDA İŞİDİR
Bir zeytin üreticisi hangi dönemlerde çalışır, zeytincilik zahmetli bir iş midir? Aileniz size yardımcı oluyor mu?
Öncelikle ailemden başlayayım. Ailem benim elim kolumdur. Ben ailemin desteği sayesinde bugünlere ulaşabildim. Zaten ailesinin desteğini alamayan bir üreticinin yaptığı işte başarı ihtimalinin olmadığını düşünüyorum. Zeytin bahçesinde ve fabrikamda eşim ve çocuklarım benimle birlikte mesai harcıyor. Her aşamada birlikte çalışıyoruz. Bunun yanı sıra işçi de çalıştırıyorum. Çünkü kendi iş gücümüz yetersiz kalıyor.
Zeytincilik sanıldığının aksine hiç de zahmetli bir iş değil. Tabii burada işini sevmenin de önemli olduğunu düşünüyorum. Her aşamasında emek olan bu süreç, sadece bir ürün değil aynı zamanda bir kültür ve bir yaşam tarzı. Bir zeytin üreticisi yılda ortalama şu kadar gün çalışır diyemiyorum. Çünkü zeytin üretimi bir sevda işidir. Yıl boyu ağaçlarınızla iletişim kurmalısınız. Mesela ilkbaharda gözler uyanmaya başlamadan hemen önce ağaçlarınızı kontrol edersiniz. Gerekli besleme ve bakım işlemlerine başlarsınız. Çiçeklerin uyanışı, meyveye dönüşü, meyvelerin irileşmesi, olgunlaşması ve hasada kadar olan süreçte aktif ve iyi bir gözlemci olmalısınız. Aksi durumda olumsuz çevre koşullarından, herhangi bir hastalık ya da zararlıdan kaynaklanacak kalite ve verim kayıpları yaşama ihtimaliniz çok yüksektir.
Hasat zeytin işinde dikkat edilmesi gereken en önemli aşamalardan biridir. Çünkü biz hasatla birlikte budamayı da yaparız. Doğru bir budama zeytin veriminde çok etkilidir. Özellikle budanmayan ya da yanlış budanan bir zeytin ağacından elde edilen meyvenin yağ kalitesi çok düşük olacağı gibi periyodisite denilen bir yıl çok bir yıl az ürün olayı da şiddetli görülür. Ayrıca budaması düzgün yapılmayan bir ağaçta hastalık ve zararlılarla mücadele de çok zor olmakta ve özellikle bizim gibi organik zeytin yetiştiriciliği yapıyorsanız yüzde 50 verim kaybı yaşama ihtimaliniz çok artmaktadır.
İlkbaharda zeytin bahçelerinde yapılan en büyük yanlışlardan biri yabancı ot mücadelesi amacıyla bahçelerin sık ve derin sürülmesi işlemidir. Bu işlem çok yüzeysel olan zeytin kılcal köklerinin koparılmasına ve ağaçların strese girmesine sebebiyet verebiliyor. Bunun yerine elle yolunan otların ağaç etrafına örtülmesi hem köklerin zarar görmesini önleyecek hem de havaların ısınmaya başladığı dönemde toprağın nemini uzun süre muhafaza etmesine yaracaktır. Benim edindiğim tecrübeye göre bu işlemler zamanında ve tekniğine uygun yapıldığı sürece periyodisite azalacak, ürün verimi ve yağ kalitesi artacak.
AMACIM KARBASAN’I DÜNYA MARKASI YAPMAK
Zeytincilikten beklediğiniz kazancı sağlayabiliyor musunuz? Başkalarına tavsiye eder misiniz?
Zeytin üretiminden elde ettiğim kazanç ile ailemin refah seviyesinin yükseldiğini düşünüyorum. Zeytincilik benim hayatımın vazgeçilmez bir parçası hâline dönüştü. Aile kültürü olarak devraldığım bu mirası dünya markası yapma yolunda çocuklarımı da bu işe dâhil etmeye gayret ediyorum. Zaten benim çocuklarımdan birisi şu anda ziraat fakültesinde okuyor. Biz aile olarak bu işe inandık ve gönül verdik. Bu işi yapıyorsanız sevmek ve kurallarına uymak zorundasınız. İyi gibi görünen kötüyü iyiden, kötü gibi görünen iyiyi kötüden ayırt etmek benim temel prensibim olmuştur. Ben bu anlayışla yaptığım işlerde her zaman başarılı olacağıma inanıyorum.
Zeytin üretimini şiddetle tavsiye ederim. Zeytin üreticiliğine başlamayı düşünen ya da hâlihazırda üretim yapan çiftçilere tavsiyemi soracak olursanız; Öncelikle İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerimiz ile iletişimde olsunlar. Zira ben şu an bulunduğum seviyeye gelirken İl ve İlçe Tarım Müdürlüğümüzün çok büyük katkılarını gördüm. Hem teknik konularda hem de maddi ve manevi anlamda her türlü desteği aldım.
Benimle bu söyleşiyi yaparak kendimi anlatma fırsatı verdiğiniz için sizlere ve Tarım ve Orman Bakanlığı personelinin hepsine teşekkür ediyorum. Ülkemiz zeytinciliği adına en küçük bir hizmet sunan her kim olursa baş tacı ediyorum.
Ailemin desteği sayesinde bugünlere ulaşabildim. Ailesinin desteğini alamayan bir üreticinin yaptığı işte başarı ihtimalinin olmadığını düşünüyorum. Zeytin bahçesinde ve fabrikada eşim ve çocuklarım benimle birlikte mesai harcıyor.
İlkbaharda gözler uyanmaya başlamadan hemen önce ağaçlarınızı kontrol edersiniz. Gerekli besleme ve bakım işlemlerine başlarsınız. Çiçeklerin uyanışı, meyveye dönüşü, meyvelerin irileşmesi, olgunlaşması ve hasada kadar olan süreçte aktif ve iyi bir gözlemci olmalısınız.