MART-NİSAN 2024 / ÖNDER ÇİFTÇİ
İki kardeş kurdukları kooperatifle bölge kadınlarına umut oldular
Nesrin Dinçkan, kız kardeşiyle zorunlu olarak başladığı gıda pazarlama işini yıllar içinde kooperatifleşmeye dönüştürdü. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle buluştuğumuz Dinçkan, kardeşiyle Beypazarı’nda kurdukları kooperatifle bölgedeki kadınlara nasıl umut olduklarını ve yaşadıkları süreci Türk Tarım Orman Dergisi okurları için anlattı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Nesrin Dinçkan. Kınalı Eller Kadın Kooperatifinin kurucularındanım. 49 yaşındayım, 28 yıllık evliyim ve üç çocuk annesiyim. Kız kardeşimle 20 yıl öncesine dayanan bir hikâyemiz var. Kız kardeşimin çeyiz dükkânında bir yangın çıktı ve çok büyük bir borca girdi. Birlikte bu borcu kapatmak için gıda satışına başladık. Annem ve babam üretim yaptılar biz de pazarlarda satış yaptık. Daha sonra erişte ve tarhana üretip büyük marketlerde fason satışını yaptık. Borcu 15 yıl gibi bir sürede kapattık ve yaptığımız işi büyüterek devam ettirmek istedik. Bunun için de kooperatif kurmaya karar verdik. Amacımız hem kendi paramızı kazanmak hem de yöremizdeki kadınlara yol gösterip onlara destek olmaktı. Pandemiden hemen önce kooperatif fikrimizi hayata geçirdik. Zorlu bir sürece girdik ama pandemi bizi engellemedi, ne üreteceğimizi bildiğimiz için hızla yöresel ürünler üretmeye başladık ve yola güçlenerek devam ettik.
KADIN EMEĞİNİN GÖRÜNÜR KILINMASINI İSTEDİK
Kooperatif kurma fikri nasıl gelişti?
Kardeşimin borcunu kapattıktan sonra ufak bir işletme kurduk, daha fazla üretmeye başladık derken büyüyerek zincir marketlerle çalışmaya başladık. 10 yılı aşkın bir süreden sonra, şirketimizi kapatıp kooperatifleşmeye karar verdik. Geçen zamanda sektörde kadın olmanın getirdiği zorlukları birebir yaşamıştık. Hem üretip hem satış yapmanın zorluğunu görmüştük. Kadın emeğinin görünür kılınması gerektiği konusunda hemfikirdik. Beypazarı’nın ürünlerini tüm coğrafyaya duyurmak niyetindeydik. Bunları yapabilmek için de birlik olmamız gerektiğinin farkındaydık. Tüm bu saydıklarım bizi kooperatifleşmeye götürdü.
EN BÜYÜK DESTEKÇİMİZ AİLEMİZ
Kimler destek oldu? Yola çıkarken aileniz destek oldu mu?
En büyük destekçilerimiz ailemiz oldu. En başından beri bize inanıp ellerinden gelen maddi manevi bütün destekleri verdiler. Sadece yola çıkarken değil öncesinde ve hâlen de en büyük destekçilerimiz onlar.
Biz kooperatifi pandemiden hemen önce kurmuştuk sonra pandemi oldu. Kardeşimin de benim de üniversitede okuyan çocuklarımız var. Pandemi sebebiyle onlar da eve dönmüşlerdi. Bizim kooperatifleşme sürecimize onlar da yakından tanık oldular ve çok büyük katkıları oldu. Bize çok güzel fikirler verdiler. Başta söyledikleri şeyleri kabul etmedik ama dinledikçe baktık çocuklar doğru söylüyor, onları dinlemeyi öğrendik. İyi ki de dinlemişiz, kurumsallaşma yolunda atılması gereken pek çok adımı onlar sayesinde öğrendik. Pandemi aslında bize olumlu yönde geri döndü. Bu süreçte kendimizi çok güzel eğittiğimizi düşünüyorum.
Kooperatifte çalışan kadın sayısı nedir?
Kooperatifimizde 20 kadın ortak olarak çalışıyor, çiftçi kadınlarla birlikte 50 kişilik bir ekibiz. Bu işi başından beri çok düzgün ve güzel yürüttüğümüzü düşünüyorum. Örneğin hiç vergi borcumuz yok ya da SGK borcumuz yok. Kooperatifteki tüm kadınlarımız emeğinin karşılığını alıyor ve bu hepimiz için büyük bir öz güven kaynağı.
105 KALEM ÜRÜNÜ PAZARLIYORUZ
Ürün çeşitliliği nasıl? Bu çeşitliliği artırmayı düşünüyor musunuz?
Beypazarı’nın gelişmiş ticaret kültürü ve verimli toprakları sayesinde ürün çeşitliliğimiz en başından beri fazlaydı. Ürün çeşitliliğimizi artırmayı değil ürünlerimizi niş hâle getirmeyi amaçlıyoruz.
Erişte, makarna, tarhana, baklava, Beypazarı kurusu, cevizli sucuk ve Beypazarı’na özgü baharatlar bizim kapasiteli ürünlerimiz. Yani bu saydığım yedi üründen herhangi biri bize sipariş olarak geldiğinde istenilen miktarda üretme kapasitemiz var. Bunların dışında 105 kalem ürünü yine kooperatifimizin bünyesinde üretebiliyoruz. Bunlar çoğunlukla sezonluk ürünler oluyor reçel, marmelat gibi.
Ayrıca arıcılık yapmayı öğrendik. Eğitimler aldık. Babamın da katkısı oldu bize bu süreçte. Beypazarı’nda beyaz kekikli yoncalar var. Arıcılığı bu alanda yapmaya başladık.
Beypazarı’nın bazı köylerinde arıcılık ve kıl keçisi üretimi yapılıyor. Biz beş tane köyün muhtarıyla görüştük ve bu beş köyü üretimlerle kooperatifimize dâhil ettik. Hatta kıl keçisinden yün eğirmeyi gençlerimiz köylülerden öğrenmeye başladılar.
Ürettiğiniz ürünleri nasıl pazarlıyorsunuz?
Kendi çabalarımızla üçüncü imalathanemizi açtık. İnşallah bu sayıyı zaman içerisinde artırmayı planlıyoruz. Ürünlerimizi Atatürk Orman Çiftliği satış ofislerine, Başkent Marketlere ve bazı zincir marketlere pazarlıyoruz. Birkaç zincir marketle daha görüşmelerimiz devam ediyor, onlarla da anlaşma sağlamak üzereyiz. Ürünlerimizi “Kınalı Eller” markasıyla alıcılara ulaştırıyoruz.
Kooperatifinize devletten ne gibi destekler aldınız?
Ankara Kalkınma Ajansı en büyük destekçilerimizin başında geliyor. Hem üst segment ürünler üretmemizde hem üretim kapasitesini geliştirmemizde Ankara Kalkınma Ajansının teknik ve mali destek programlarından yararlandık. Örneğin makarna yapımında kullandığımız makarna makinesini Kalkınma Ajansının desteğiyle aldık.
KADINLAR OLARAK BİRBİRİMİZDEN İLHAM ALIYORUZ
Bulunduğunuz yerde sizden ilham alan kadınlar oldu mu?
Elbette. Hem onlar bizden hem de biz onlardan ilham alıyoruz. Kooperatifimize gelen kadınlar sadece ekonomik olarak değil sosyal ve kültürel olarak da kendilerini geliştiriyorlar. Buradaki her bir kadın, aramıza yeni katılan her kadına ışık tutuyor.