OCAK-ŞUBAT 2019 / ÖZEL HABER
Zamanın eskitemediği tat: Boza
Mezopotamya’da üretilmeye başlandığı tahmin edilen boza; darı, arpa, bulgur, mısır unu, şeker, maya gibi bileşenlerin fermantasyonu ile Mısır ve Trakya’da yaygın olarak tüketilir olmuş.
Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan ve geleneksel Türk içeceği olarak anılan boza, kültürel bir içecek olmanın yanı sıra içeriğindeki zengin vitamin ve minerallerle sağlığımızı koruyor. Yoğun kıvamına eşlik eden tarçın ve sarı leblebi ile boza, lezzetine lezzet katıyor.
Kış mevsiminin soğuk akşamlarında dışarıda lapa lapa kar yağarken, sokaktan gelen ‘bozaaa’ sesiyle renklenirdi çocukluğumuz. Sohbetlere, bozacının sesiyle tatlı bir ara verilir, bozalar soba başında keyifle içilirdi. Günümüzde, sokaktan bozacı geçmese de bozanın o eski tadı hâlâ damaklardaki yerini koruyor.
Sadece çocukluk günlerimizin değil günümüzün de en sevilen içecekleri arasında yer alan bozanın tarihine bir göz atalım: Mezopotamya’da üretilmeye başlandığı tahmin edilen boza; darı, arpa, bulgur, mısır unu, şeker, maya gibi bileşenlerin fermantasyonu ile Mısır ve Trakya’da yaygın olarak tüketilir olmuş. Selçuklular zamanında “bekni” adıyla anılan bozadan, Venedikli seyyah Barbaro, Rusya’daki Türklerin boza içtiklerinden ve adına “bossoi” dediklerinden bahsetmiş.
Mayalı, alkolsüz ve ham maddesi darı olup eski bir Türk içeceği olarak anılan boza, Osmanlı döneminde en parlak günlerini yaşamış. Bozacılık, Osmanlı Devleti’nin ilk kuruluş yıllarında “bozahanelerle” büyük kentlerin temel zanaatlarından biri haline gelerek, geçim kaynağı oluşturmuş. 17. yüzyılda Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde bozacılıkla ilgili bilgilere yer vermiş. Boza, özellikle yeniçerilere kuvvet vermesi ve açlığı gidermesi açısından bolca tüketilir olmuş.
Günümüzde ise boza, özellikle Türkiye, Balkan ülkeleri, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika ülkelerinde sevilen içecekler arasında yerini korumayı sürdürüyor.
Haber Görseli
Bozacılık, Osmanlı Devleti’nin ilk kuruluş yıllarında “bozahanelerle” büyük kentlerin temel zanaatlarından biri haline gelmiş.
SAĞLIK İÇİN BOZA
Bozanın içerisinde bağışıklık sistemini kuvvetlendiren içerikler bulunuyor. Darı, mısır veya bulgurla hazırlanan boza, özellikle kış aylarının vazgeçilmez içeceklerinden birisi olma özelliğini koruyor.
Fermente bir içecek olan boza, mayalandıktan sonra tatlı olma, bir süre bekledikten sonra ise ekşi olma özelliğini kazanıyor. Kendine özgü tadını ise laktik asit bakterisi nedeniyle yani mayalanmasıyla kazanıyor. Fermantasyon ile ayrı bir lezzet elde edilirken, sindirim sistemi için faydalı bakterileri de üretiyor. Boza vücut direncini artırırken, kronik ve mevsimsel hastalıklara karşı vücudu koruyor.
Bozada bulunan demir, fosfor, kalsiyum, niyasin, karbonhidrat, sodyum ile A, B1, B2 ve E vitaminleri onun şifasına şifa katıyor.
Bozayı boza yapan iki yol arkadaşı leblebi ve tarçın, bozanın olmazsa olmazlarından. Yoğun kıvamına eşlik eden leblebi ve tarçınla lezzetini artıran bozanın içimi sanki bu iki bileşenle daha bir anlam kazanıyor.
Artık sokakta satılmasa da kafelerde ya da pastanelerde bulabileceğimiz boza, sohbetlerin yanında bize eşlik ediyor.
BOZANIN FAYDALARI
-
Mayalı yapısı nedeniyle özellikle emziren annelerin sütünü artırıyor,
-
Probiyotik etkisi nedeniyle hazmı kolaylaştırıyor,
-
Vücut direncini artırıyor,
-
Sinirleri yatıştırıyor,
-
Yararlı bakterilerin artırılmasını sağlıyor,
-
İçerdiği özellikle B vitaminleri sayesinde enerji ihtiyacını karşılıyor.
Haber Görseli
“Fermente bir içecek olan boza, mayalandıktan sonra tatlı, bir süre bekledikten sonra ise ekşi hale geliyor”
BOZA NASIL YAPILIR?
Boza tarifleri çeşitli. Evde hazırlayabileceğiniz kolay boza tarifi ise şöyle:
– 3 bardak bulgur
– 2 kahve fincanı pirinç
– 3 bardak toz şeker
– 1 bardak eski boza ya da bir kutu maya
Bulgur akşamdan bol su ile ıslatılır. Ertesi gün bulgur ve pirinç iyice ezilinceye kadar pişirilir. Mikserle çırpılır ve ince süzgeçten geçirilir. Bu karışım hafif ateşe konulur. İçine şeker katılır ve eriyinceye kadar karıştırılır. Sonra ateşten alınır. Bir yerde ılımaya bırakılır. Arada bir karıştırılır. Ilıdıktan sonra içine eski boza ya da ılık suyla ezilmiş maya katılır. İyice karıştırılır. Bu karışımın ağzı kapatılarak, 20-25 derecelik bir yerde, ara sıra karıştırılarak 2-3 gün bekletilir. İçinde göz göz hale gelmiş kabarcıklar görülürse olmuş demektir. Serin bir yere alınır.
Soğuk servis yapılır. İsteğe bağlı olarak üzerine sarı leblebi ve tarçın ilave edilir.
Bozanın sadece kış aylarında içildiğine dair bir inanış var ancak boza artık her mevsim tüketilen bir içecek haline geldi. Genellikle soğuk tüketilen bozayı kaşıkla yiyebilir ya da bardakla içebilirsiniz.