OCAK-ŞUBAT 2019 / HAYVANCILIK
Islah ile kültür ırklarının popülasyonunda artış yaşandı
Hülya OMRAK
İbrahim BAĞCI
"Hayvan ıslahını, hayvanların verim özelliklerinin insan ihtiyaçları doğrultusunda iyileştirilmesi eylemidir diye açıklayabiliriz."
Hayvanların verim özelliklerinden daha fazla faydalanabilmek amacıyla yapılan ıslah çalışmaları ülkemizde son teknolojiler kullanılarak gerçekleştiriliyor. Hayvancılık Genel Müdürlüğü kontrolünde gerçekleştirilen ıslah çalışmalarına özel sektör ve enstitüler de destek sağlıyor. Ülkemizde son dönemde yapılan ıslah çalışmalarını, ıslahın geçmişini ve ıslah konusundaki yeni teknolojileri Hayvancılık Genel Müdürü Zekerriya Erdurmuş ile değerlendirdik.
Hayvan ıslahı nedir ve hangi amaçlarla yapılıyor?
İnsan yaradılışından beri dünya üzerindeki doğal kaynaklara hükmetme ve tüketme konumundadır. Hayvan ıslahını, hayvanların verim özelliklerinin insan ihtiyaçları doğrultusunda iyileştirilmesi eylemidir diye açıklayabiliriz.
Islahın öncelikli amacı, hayvanlardan elde edilen ekonomik değer taşıyan et, süt yapağı-kıl verimlerinin yetiştirici ve tüketici istekleri doğrultusunda hayvan refahı kuralları kapsamında nitelik ve nicelik bakımından arttırılmasıdır.
DÜNYADA SIĞIRLARDA SUNİ TOHUMLAMAYI UYGULAYAN İKİNCİ ÜLKEYİZ
Türkiye’deki ırk ıslahı çalışmalarının geçmişi ve mevcut durumu hakkında bilgi verir misiniz?
1923 yılından itibaren günümüze kadar ıslah çalışmaları incelendiğinde 1924 yılında Karacabey Harası görevlendirilmiş, takip eden yıllarda bunu diğer hara ve inekhaneler izlemiştir. Türkiye’de mevzuat bakımından ıslah çalışmalarının ilk adımı 1926 yılında yayımlanan 904 sayılı Islahı Hayvanat Kanunu’dur. Bu Kanun’la birlikte 1927 yılında, Türkiye dünyada Rusya’dan sonra sığırlarda suni tohumlama yöntemini uygulayan ikinci ülke olmuştur. 1925 yılında Avusturya’dan ithal edilen Avusturya Esmeri (Montofon) boğa ve inekler Karacabey Harasına getirilerek gerek kendi aralarında saf olarak yetiştirilmişler, gerekse izleyen yıllarda Bursa-Balıkesir bölgelerinin yerli sığırı olan boz ırk ile çevirme melezlemesi yöntemiyle ve suni tohumlama kullanılarak çiftleştirilmişlerdir. Bu sayede sonradan Karacabey Esmer Irkı olarak da adlandırılan ve Türkiye koşullarına tam uyum sağlamış bir ırk elde edilmiştir. Sığır ıslah çalışmalarına 1935’te Avusturya’dan, 1947’de İsviçre’den ithal edilen damızlık boğa ve ineklerle devam edilmiştir. 1950 yılında Devlet Üretme Çiftliklerinin kurulması ile birlikte damızlık üretim çalışmaları başlamış 1970 yılında ise köylere damızlık boğalar dağıtılarak sığır popülasyonunda iyileştirmeler amaçlanmıştır. 1973 yılında Türkiye’de ilk kez boğa spermasının dondurulması ile bu çalışmalar hız kazanmıştır.
1995 yılında sığırlarda kayıt sistemini yürütmek ve ıslah çalışmaları yapmak üzere, Islahı Hayvanat Kanununda yapılan değişiklikle Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri Kurulmaya başlanmış, aynı zamanda sadece devlet eliyle ve ücretsiz olarak yapılan suni tohumlamada özelleştirmenin yolu açılmıştır. 1998 yılında Merkez Birliği kurularak çalışmalar Merkez Birliği ile yürütülmeye başlanmıştır.
Haber Görseli
Hayvancılık Genel Müdürü Zekerriya ERDURMUŞ
2001 yılında Islahı Hayvanat Kanunu’nun yerine Avrupa Birliği ile uyumlu olarak 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu; 2001 ve 2002 yıllarında da ilgili yönetmelikler çıkarılmıştır. Böylece ıslah çalışmalarının yasal mevzuatı oluşturulmuştur. 2010 yılında 4631 sayılı Hayvan Islah Kanunu iptal edilerek, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ve 2011 yılında da ilgili yönetmelikler çıkmıştır.
Koyun türünde; Merinoslaştırma çalışmaları kapsamında Bursa’da kurulan Merinos fabrikasına ham madde sağlamak amacı ile 1928 -1939 yılları arasında Merinos koyun ve koç, Akkaraman ve Morkaraman için 1952 yılında Alman Yapağı Et Merinosu koçları katılmış, süt verim yönlü ırklar için Doğu Friz koçları kullanılmıştır.
Bununla birlikte ülkemizde yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan yerli saf ve melez ırklar çeşitli verim yönlerine göre Türkiye küçükbaş popülasyonu içerisinde yer alıyor. Üniversiteler ve Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı enstitüler kanalıyla geliştirilen melez ırk ve genotipler yetiştiricilerimiz nezdinde karşılık bularak ülke küçükbaş popülasyonu içerisinde yer edinmiştir.
GEN TEKNOLOJİSİ İLE BUZAĞININ DAMIZLIK DEĞERİNİ TESPİT ETMEK MÜMKÜN
Türkiye’de son zamanlarda yapılan yeni ıslah teknolojileri var mı? Varsa bunlardan kısaca söz edebilir misiniz?
Esasen tüm dünyada ıslahın ilkeleri belirlidir. Ancak ıslahın temelinde kayıt ve kayıtlara ilişkin analiz yapma gerekliliği var. Bakanlığımız 2000 yılından itibaren Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ile birlikte yürüttüğü ve tüm dünyada da çok uzun yıllardır kullanılan bir yöntemi kullanıyor. Buna göre sığır türünde damızlık değer tespitine yönelik klasik döl kontrol (progeny test) yöntemiyle seçilen boğa adaylarının kızlarının verimlerine göre damızlık değer tespiti yapılıyor.
Bu yöntem ile sonuç almak en az 5 yıl gibi bir süreci kapsıyor. Bu çalışmalarımız çerçevesinde progeny testi tamamlanan holsteın, simental ve esmer ırkı boğaların spermaları uzun yıllardır sahada yetiştiricilerimizin damızlık materyal temininde kullanılıyor.
Ancak teknolojideki baş döndürücü değişim, gen teknolojisinin ve moleküler biyolojinin ıslah çalışmalarında kullanımını da beraberinde getirdi. Son yıllarda genom analizleri yapılarak hayvanlarda kısa sürede damızlık değer tespiti (yeni doğan bir buzağının damızlık değerini tespit etmek gibi) yapmak mümkün hale geldi. Bakanlık olarak 2017 yılında genom analizlerinden hareketle genomik seleksiyon çalışmalarımızı başlattık. Şu an siyah-alaca (Holsteın) ırkında süt verimi ve genetik kusurlar açısından damızlık değer tespitine esas olacak referans popülasyon oluşturma çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmaların 2019 yılı başlarında nihai aşamaya gelmesi planlanıyor ve oluşturacağımız referans popülasyonla, doğan yavrunun kan örneklerinden yapılacak genetik analizler ile kısa sürede damızlık değerini tespit edip, sürüde tutulup tutulmayacağını yetiştiricilerimiz öğrenme imkânına sahip olacaklar. Böylelikle bir hayvanın damızlık çağına gelmeden erken yaşta damızlık değeri tespit edilecek ve yetiştiricilerimiz damızlık niteliği taşımayan hayvanlarını sürüde tutma maliyetinden kurtulmuş olacak.
ISLAH ÇALIŞMALARINA ÖZEL SEKTÖR DE KATILIYOR
Islah çalışmalarına özel sektörün katkısı oluyor mu?
Bilindiği üzere ıslah çalışmalarında döl verimi ve oluşacak nesillerin damızlık niteliği suni tohumlama uygulamalarında kullanılan spermanın kalitesiyle doğrudan etkili. Bu noktada ülkemizde yılda ortalama 2 milyon doz-payet sperma üretiminin yaklaşık yüzde 60‘ı 3 adet özel sektör firması ve Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliğince gerçekleştirilmektedir.
Genel Müdürlük olarak söz konusu sperma üretim merkezlerinin kuruluşu, çalışması ve denetlenmesine ilişkin konularda yetkili olmakla birlikte bu merkezlerde üretilen her tür spermanın da rutin analizlerini de yapmaktayız.
YAPILAN ISLAH ÇALIŞMALARI KAYIT ALTINDA
Islah çalışmalarının kayıt altına alındığı sistemler nelerdir?
Genel Müdürlüğümüz tarafından Islah Amaçlı Damızlık Yetiştirici Birlikleri ile ıslah amaçlı kayıtların tutulmasına ilişkin veri tabanları kuruldu. Bunlar; E-Islah, Küçükbaş Islah Kayıt Sistemi (SOYBİS) ve Manda Islah Kayıt Sistemi (MIS).
Sığır türünde ıslah amaçlı soy kütüğü ve ön soy kütüğü kayıtlarının tutulması amacıyla kurulan E-Islah veri tabanında 2000 yılından itibaren ebeveyn, verim bilgileri ile yetiştirmeye ilişkin kayıtlar tutuluyor. Bu veri tabanında 2002 yılında 28 ilde 8422 işletmede 178 bin 471 baş dişi hayvan kayıtlı iken 2017 yılında bu sayı 81 ilde 150 bin 24 işletmede 3 milyon 28 bin 65 başa ulaşmıştır. E-ıslah veri tabanı üzerinden kayıtlı sığırlara ilişkin 2017 yılında 8 bin 953 adet, 2018 yılı eylül ayı itibariyle 11 bin 100 adet Damızlık Belgesi düzenlenmiştir.
Küçükbaş Islah Kayıt Sistemi (SOYBİS) ile küçükbaş hayvanlarda ıslaha yönelik kayıtların tutulması amaçlanıyor. Küçükbaş hayvan ıslahı ile ilgili ıslah programı oluşturma çalışmaları devam ediyor.
Ülkemizde 28 ilde manda yetiştiricileri birliği bulunuyor. 2018 yılı itibariyle kurulu il birlikleri içinde soy kütüğü yürütme yetkisi alan 16 ilde 2184 işletmede 21 bin 343 baş dişi manda, 5 bin 962 baş manda boğası Manda Islah Kayıt Sistemi’nde kayıtlı bulunuyor.
YETİŞTİRİCİLER SİMENTAL VE MONTOFONU SEVDİ
Islah çalışmaları ile büyükbaş hayvan varlığımızda ne gibi değişimler oldu?
2002 yılından beri büyükbaşlarda yapılan ıslah çalışmaları sonucunda sığır popülasyonunda kültür ırklarının sayısı artarken yerli ırk azaldı.
Sığır varlığı içerisinde yetiştiriciliği yaygın olarak yapılan etçi, sütçü ve kombine ırklar ülkemizde saf veya melez olarak bulunuyor. Türkiye’de Simental ve Esmer ırk dediğimiz Montofon ırkı yetiştiricilerimizce kabul görmüş, kombine verim yönlü ırklar. Ayrıca sığır popülasyonu içerisinde Angus, Hereford, Limuzin gibi etçi kültür sığır ırkları önemli bir paya sahip.
Bunun yanında coğrafyamızın en eski ırklarından olan Yerli Kara, Doğu Anadolu Kırmızısı, Güney Anadolu Kırmızısı, Boz Irk gibi yerli ırklarımız popülasyonda saf olarak yetiştiriciliğinin yapılmasının yanında, kültür ırkları ile melezlenerek verim düzeylerinin artması sağlandı.
Islah ve suni tohumlama konularında üreticiyi bilinçlendirmek adına neler yapılıyor?
Ülkemizde suni tohumlama uygulamaları veteriner hekimler ve veteriner hekim sorumluluğunda veteriner sağlık teknisyeni ve teknikerleri tarafından yürütülüyor. Her yıl uygulayıcı adayların talepleri doğrultusunda, Lalahan Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü, veteriner fakülteleri ile Veteriner Hekimler Odası tarafından kurslar düzenlenmekte. Kurslar ağırlıklı sığır suni tohumlaması olarak yapılıyor. Ayrıca koyun ve aygırlarda suni tohumlama kursları düzenlenerek katılımcılara sertifikaları veriliyor. Hayvancılık Genel Müdürlüğü ise embriyo transfer ve üretim kurslarının koordinasyonunu yapıyor. Bu kurslar kapsamında, ülke genelinde 75 kişi embriyo transferi, 66 kişi de embriyo üretimi ve transferi uygulamaları konusunda sertifikalandırıldı.