MART-NİSAN 2019 / ÖNDER ÇİFTÇİ

“Doyduğumuz topraklarda kalkınmanın vakti geldi”


Ayşegül ULUCAN ŞAHİN - Melda KAPLAN ÇUKURLUÖZ    

01.03.2019 

Ödemiş’te geçimini hayvancılıktan sağlayan dar gelirli bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Türkmen Kocaoğlu doğayı kendisine arkadaş olarak seçmiş.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü her yıl tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Ülkemizde de emekçi kadınların başarı dolu hikayeleri her geçen gün artarak devam ediyor. İzmir’in Ödemiş İlçesi’nde geçimini hayvancılıkla sağlayan Türkmen Kocaoğlu, kadın girişimcilerden sadece bir tanesi. Kocaoğlu, kadınların istedikleri sürece her işi başarabileceğinin bir göstergesi olarak, “Doyduğumuz topraklarda kalkınmanın vakti geldi” diyor.

Türkmen Kocaoğlu, Ödemiş’te geçimini hayvancılıktan sağlayan dar gelirli bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Çocukluğu doğanın içinde toprağa taşa dokunarak, tavukların peşinde oradan oraya koşarak geçen 37 yaşındaki Türkmen Kocaoğlu’nun anne ve babası yörük olduğundan, doğayı kendisine arkadaş olarak seçmiş. Babasının desteği ile eğitimine liseye kadar devam eden Kocaoğlu, “Başlarda benim oyun olarak görüp severek yaptığım şeyler zamanla ailem için yardıma dönüştü. Traktör kullanmayı öğrendim” diyor.

Kocaoğlu, hayat hikayesine şöyle devam ediyor: “Evli ve iki çocuk annesiyim. Evlendikten sonra eşim uzman çavuş olduğu için Kemah’a tayinimiz çıktı. Ailemden ve topraklardan ayrılmak zor gelse de zamanla gittiğimiz her yere İzmir’in bereketli topraklarından da bir avuç götürdüm. Lojman bahçesine sebze, meyve ektim. Sokak hayvanlarına bakıp onları besledim”.

Köyde yaşanan kötü ve üzücü bir olay sonrasında abisini kaybeden Kocaoğlu,  “Bu olaydan sonra ailemin maddi ve manevi olarak desteğe ihtiyacı oldu. Onların yanında olmam gerekiyordu. Bir kış günü kuzeyden esen soğuk bir rüzgar bizi yeniden baba evine döndürdü. Eşim uzman çavuş olarak çalışırken ani bir karar ile istifa etti ve köye yerleşmeye karar verdik. Babamın atalık topraklarına sahip çıktık. Tekrar köye dönmemize sebep olan şey üzücü olsa da özümüze dönüp üretime yeniden başlamak bize çok iyi geldi. Ailemin arazisini icradan satın alıp hayvancılığa başladık. Arazimizin içine bir ev yaptık. Şimdi ailemle birlikte mutlu bir şekilde yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuşuyor.

HAYVANLAR BİZİM CANIMIZ CİĞERİMİZ

Hayvancılıkla ilgili eğitiminiz bulunuyor mu? Bu mesleğin zorlukları neler?


Hayvancılıkla ilgili herhangi bir teorik eğitim almadım. Ama çocukluğum masal kahramanı Heidi gibi kırlarda hayvanların arasında geçti. Hayvanların bakım ve beslenmesini iyi biliyorum. Annem ve babamdan öğrendiklerim sayesinde hayvancılık konusunda oldukça tecrübe kazandım. Tabi ki bunun yanında öğreneceğim çok şey var biliyorum. Kendimi geliştirmek için sürekli okuyup araştırıyorum.

Kırsal alanda hayvancılık yapmanın maddi ve manevi zorlukları var. Hayvan bakımı süreklilik arz ettiği için istediğimiz zaman bırakıp gidemiyoruz. Hayvanlar bizim canımız ciğerimiz. Yeri geliyor ailemizle geçirmemiz gereken zamanlarda bile hayvanların bakımı ile ilgileniyorum.

Maddi olarak işletmenin kurulma aşamasında tamamen kendi sermayemizle işe başladığımız için hayalini kurduğumuz tam teşekküllü işletmeyi kuramadık. Silaj çukuru, kaba yem deposu gibi eksikliklerimiz var. Hayvan bakımı konusunda ve işletme giderlerinin karşılanmasında sıkıntılar yaşıyoruz.

Genç çiftçi hibesinden faydalandınız mı?

Genç çiftçi hibesine başvurdum ancak hibe desteğinden yararlanamadım. Ama hibe ve kalkınma desteklerini yakından takip ediyorum.

ÇİFTÇİLİK YAPMAK, RUTİN BİR İŞTE ÇALIŞMAKTAN ÇOK DAHA İYİ

Hayvancılıkla uğraşan bir kadın olmanın artı ya da eksi yanları bulunuyor mu? Eşinizden destek görüyor musunuz?


Günün ağarmasını beklemeden sabah 6’da kalkıyorum. 44 baş büyükbaş hayvanımız var. Bir kadın olarak soğuk sıcak demeden hayvan bakımı, sağımı ve tarladaki işlere girişiyorum. Çiftçilik yapmanın, rutin bir işte çalışmaktan çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Tabi ki bu işlerin dışında evde de görevlerim var. Ama üretmeden olmaz. Tüm bu zorluklara, fedakârlıklara rağmen işimi severek ve özgürce yapabiliyorum. Bu işleri yaparken eşimin desteğini her zaman alıyorum. Erkek kadın işi demeden birlikte omuz omuza çalışıyoruz.

Haber Görseli

Çevrenizde sizin gibi girişimci kadınlar var mı?

Çevremde benim gibi hayvancılık ve tarımsal üretim yapan kadın çiftçiler ile görüşüyorum. Bakanlık destekleri hakkında birbirimize bilgi veriyoruz. Tanıdığım, Bakanlıktan destek alan genç çiftçiler var. Ayrıca İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün “Toprağın Kadınları” projesinde yer aldım. İzmir’de benim gibi üretim yapan 34 girişimci kadın ile tanışma fırsatı buldum.

Mesleğinizle ilgili hedefleriniz neler?

Hayvan sayısını artırıp işletmemizi büyütmek örnek bir kadın çiftçi olarak yanımda başka kadınlara da istihdam alanı yaratmak istiyorum. 30 dönüm arazide yem bitkisi ekiyoruz. Şu anda aile olarak hepimiz işletmede çalışıyoruz.

Köyde bir gününüz nasıl geçiyor?

Sabah saat 6’da kalkarak, günün ilk öğününü hazırlayıp çocuklarla birlikte kahvaltı yapıyoruz. Kahvaltıdan sonra saat 7’de hayvanların bakımını yapıyorum. Hava durumuna göre hayvanlarla işim saat 10 gibi bitiyor. Hayvanları sağımdan sonra tarlaya otlatmaya götürüyorum. Saat 16’ya kadar hayvanlar otlakta kalıyor. Onlar merada otlanırken ben de evdeki işlerimi hallediyorum. Meradan hayvanlar gelince bakımlarını ve beslemelerini yapıyorum. Akşam ise çocuklarla ilgilenip komşu ziyaretlerine gidiyorum. Hafta sonları bazen ihtiyaçlarımızı gidermek için şehre de iniyoruz.

Hayvancılıktan elde edilen ürünleri nasıl pazarlıyorsunuz? Bu konuda sıkıntı yaşıyor musunuz?
 

Hayvanlarımızın sütünü anlaşmalı olduğumuz şirketlere sağarak verdiğimizden dolayı çiğ sütten başka bir ürün elde edemiyoruz. Bu seneki kesif yem fiyatlarının artması nedeniyle süt gelirimiz azaldı. Tek geçim kaynağımız hayvancılık olduğu için biraz zorlanıyoruz. Bunun yanında sağılan anaç ineklerin yıllık yetişen erkek ve dişi hayvanların satımını ise çevredeki celeplere pazarlık usulü satıyoruz. Hem üretim yapmak hem de ürünleri pazarlamak biraz sıkıntı oluyor. Bu konuda ailelerimizden farklı olarak hayvancılığı bilmemizin yanında insanlarla iletişimimizin de iyi olması gerekiyor.

Haber Görseli

KADIN ÇİFTÇİLERE DESTEK OLMAK İÇİN MUHTAR ADAYI OLMAYI DÜŞÜNÜYORUM

Dünya Kadınlar Günü nedeniyle çiftçilikle uğraşan hemcinslerinize bir mesajınız var mı?


Öncelikle şehir hayatını deneyimlemiş ve kırsal alanda yaşayan bir kadın olarak tüketici konumundan tekrar üretici kısmına geçmek bana oldukça iyi geldi. Şimdi mümkün olduğunca dışardan bir şey almadan her ihtiyacımızı kendimiz üretmeye gayret ediyoruz. Kadın olarak üzerimize düşen en önemli görevlerden birinin üretmek ve kendimize güvenmek olduğunu düşünüyorum. Bu arada diğer kadın çiftçilere destek olmak için de köyümüze muhtar adayı olmayı planlıyorum.

Devletimizin kadın üreticilerimize verdiği önemin farkındayım ve çevremdeki bütün kadınlara da bu önemi anlatmaktayım. Doğumdan ölene hayatın her alanında var olan biz güçlü kadınlar için artık birlik beraberlik zamanı, bence artık bizi biz yapan değerlerimizle doyduğumuz topraklarda kalkınmanın vakti geldi.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Kadın çiftçileri teşvik etmek amacıyla kadınların BAĞ-KUR primleri devlet tarafından ödenebilir. Bu tarz destekler köyden kente göçü engelleyebilir.
Hayvan kaba yemi üretiminde silajlık mısır, arpa, İtalyan çimi ve şalgam ekimi yapmaktayım. Ama arazi sınırlılığı nedeniyle diğer ot türleri için deneme bahçelerim yok. Deneme bahçeleri tesis edilmesi için destek verilmesi oldukça faydalı olabilir. Ayrıca yem fiyatlarının sabitlenmesinin de üreticilerin elini rahatlatacağını düşünüyorum.

dünya kadınlar günü kadın çiftçi Türkmen Kocaoğlu İzmir