MART-NİSAN 2019 / HAYVANCILIK
Geliştirilen etçi yerli ırklarla et verimi artırılıyor
Ülkemizde 2002 yılında 421 bin ton olan kırmızı et üretimi 2017 sonu itibarı ile 1 milyon 126 bin tona ulaştı.
Kırmızı et ihtiyacının önemli bir kısmını büyükbaş hayvanlardan sağlayan Türkiye’de etçi sığırların geliştirilmesi ve sayılarının artırılması noktasında önemli çalışmalar yapılıyor. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Hayvancılık ve Su Ürünleri Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Ali Ayar, yapılan bu çalışmaları ve Türkiye’nin son yıllarda büyükbaş hayvancılıkta yaşadığı gelişmeleri Türk Tarım Orman Dergisi için değerlendirdi.
Türkiye’de en çok yetiştirilen etçi sığır ırkları hangileridir? Ülkemizde daha çok yerli ırk mı yabancı ırk mı var? Yeni geliştirilen etçi sığır türlerinden bahseder misiniz?
Ülkemizde 2002 yılında 421 bin ton olan kırmızı et üretimi 2017 sonu itibarı ile 1 milyon 126 bin tona ulaştı. Kırmızı etin yüzde 88’i büyükbaş hayvanlardan sağlanıyor. Büyükbaş hayvanlarda et üretiminde besi materyali olarak sütçü ırkların erkek yavruları, kültür ırkı, yerli ırk melezleri, kombine verimli sığır ırkları ve etçi ırklar kullanılıyor.
Dünyada geliştirilmiş ve yetiştirilen etçi sığır ırklarına örnek olarak Belçika mavisi, Angus, Brahman, Brangus, Şarole, Hereford, Limuzin, Shorthorn, Piyementosa verilebilir. Ülkemizde ise yetiştiriciliği yapılan ırklar sütçü, kombine, etçi ve yerli olarak gruplandırılıyor.
Türkiye’de yetiştiriciliği yapılan yerli sığır ırklarını Yerli kara, Boz ırk, Güney Anadolu Kırmızısı (GAK), Yerli Güney Sarısı, Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK) ve Zavot olarak saymak mümkün. Genel Müdürlüğümüz tarafından tescil edilen bu ırklar aynı zamanda koruma altına da alındı.
Yerli büyükbaş hayvan ırklarının verim yönünden geliştirilmesi için Cumhuriyetin ilk yıllarında damızlık hayvan ithal edilerek geriye melezleme çalışmaları yürütülmüştür. Buna en güzel örnek Karacabey Esmeri sığır ırkı verilebilir. Daha sonraki yıllarda melezleme çalışmalarına devam edilerek büyük ölçüde süt verim yönlü Montofon olarak da bilinen Karacabey Esmer ırkı elde edilmiştir.
Ülkemizde Esmer ırkından sonra getirilen kültür ırkları ile kısmen ıslah çalışmaları yürütülse de daha çok kültür ırklarının ülkemize adaptasyon sağlayarak yetiştiriciliği yapılması tercih edilmiştir.
3 MİLYON ADET SUNİ TOHUMLAMA YAPILDI
Türkiye’de en çok Angus, Hereford, Limuzin, Şarole, Belçika mavisi, Brangus yaygın olarak yetiştiriliyor. Ülkemizde et ihtiyacının daha çok kültür ırkı erkek buzağıları, kültür yerli ırk melezleri, kombine verimli ırklardan ve besi ağırlıklı sığır ırklarının ithal edilerek yetiştiriciliği yapılması yoluyla ya da bu ırkların spermasının ithal edilerek suni tohumlama yöntemi ile karşılandığı söylenebilir. 2018 yılı itibarı ile yaklaşık 3 milyon adet suni tohumlama gerçekleştirildi. Bu tohumlamaların yaklaşık 50 bin adedi etçi kültür ırklarından elde edilen spermalar ile gerçekleştirildi. Etçi ırklara ait spermalar ücretsiz olarak il müdürlüklerine gönderilerek özellikle besi materyali üreten illerde suni tohumlama yapılması sağlanıyor.
Haber Görseli
Hayvancılık ve Su Ürünleri Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Ali Ayar
Bakanlığımızca Yerli kara, Boz ırk ve DAK gibi ırklarımız ile etçi ırk özellikleri bulunan Belçika mavisi ve Piyomentosa gibi ırkların melezlenmesi yolu ile yeni, ülkemize özgü hastalıklara dirençli, yöreye adapte olmuş etçi ırk geliştirme projeleri hazırlandı.
SON 10 YILDA BÜYÜKBAŞ HAYVAN SAYISINDA ARTIŞ YAŞANDI
Dünya ile kıyaslandığında Türkiye, etçi sığır ırkı türü geliştirmede ne noktada?
Büyükbaş hayvancılık sektöründe son 10 yılda önemli değişiklikler olmuştur. Büyükbaş hayvan sayısı artmış ve aynı zamanda birim hayvan üretim miktarlarında artışlar meydana gelmiştir. Ancak bu artışlar yeterli düzeyde değildir.
Türkiye büyükbaş hayvan sayısı bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Sığır sayısı 2004 yılından itibaren 2008-2009 yılındaki et krizi dışında artış göstermiş ve 2017 sonu itibarı ile 16 milyon başa ulaşmıştır.
Türkiye’de Karacabey esmeri gibi bazı kombine verimli ırklar elde edilse de özellikle etçi ırk geliştirme konusunda çok yol alınamadı. Bu duruma, etçi ırklar için kaliteli ve uzun süreli kullanıma uygun mera azlığı ve üreticilerin az da olsa sığırlardan süt sağma istekleri etkili olmaktadır. Kombine ırklar hem et üretimini hem de süt ile ilgili talepleri karşılaması bakımından daha hızlı yaygınlaştı.
İklim değişikleri sebebiyle son yıllarda biyoçeşitliliğin korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla yerli ırklar Genel Müdürlüğümüz tarafından korunmaya alındı. Biyoteknolojik yöntemler de kullanılarak bu ırkların hastalıklara dayanıklılık gibi bazı iyi özelliklerinin yaygın kullanılan etçi ya da sütçü ırklarla birlikte değerlendirileceği bazı projeler üzerinde çalışıyoruz.
ETÇİ VE SÜTÇÜ IRKLARDA AMAÇ VERİMİ ARTIRMAK
Etçi sığır ırklarının yetiştirilme süreci sütçü ırklardan hangi yönüyle ayrılıyor?
Yetiştirme şekilleri bakımından seleksiyon, melezleme, kan tazeleme, döl kontrolü vb. gibi yöntemler uygulanıyor. İster etçi ister sütçü ırk olsun bu hayvanları yetiştiren damızlıkçı işletmelerde yetiştirme ve bakım yönünden (uygun rasyon, sağlık ve hijyen şartları vb.) herhangi bir fark bulunmuyor.
Haber Görseli
Damızlıkçı işletmeler, piyasa ihtiyaçlarını gözeterek et ya da süt verim yönlü ırk ihtiyacına yönelik kaliteli damızlıkların üretimine yoğunlaşmalıdır.
Aslında, işletmeleri et verim yönlü sığır yetiştiren işletmeler ya da süt verim yönlü sığır yetiştiren işletmeler diye ikiye ayırmadan önce ıslah sisteminde olan “damızlıkçı işletmeler” ve ıslah kaydı tutmayan piyasa şartlarına göre melezleme vb. yöntemler uygulayan “ticari işletmeler” diyebileceğimiz işletmeler olarak ikiye ayırmak gerekir. Damızlıkçı işletmeler, piyasa ihtiyaçlarını gözeterek et ya da süt verim yönlü ırk ihtiyacına yönelik kaliteli damızlıkların üretimine yoğunlaşmalıdır.
Ülkemiz coğrafyası hangi sığır ırkının yetişmesine daha elverişli?
Sığır, kutuplar hariç dünyanın hemen her yerinde yetiştirilebilmektedir. Türkiye’de sığır yetiştiriciliği bakımından bölgeler arasında önemli farklılıklar var. Türkiye’de kültür ırkı hayvan varlığı son yıllarda gelişim kaydediyor. Yüksek et ve süt verimliliğine sahip bu hayvanlar büyük işletmeler tarafından tercih ediliyor. Türkiye’de entansif yetiştiricilik yapan işletmeler olarak tanımlanabilecek işletmelerin büyük çoğunluğu gelişmiş kabul edilen batı ve orta bölgelerde yer alıyor. Sığır varlığı içerisinde kültür ırkı ve melezlerinin payı bu bölgelerimizde oldukça yüksek, diğer bölgelerimizde ise oldukça düşüktür. Yetiştiricilerimiz geleneksel olarak kombine ırkların yetiştiriciliğini tercih ediyor. Etçi ırkların kullanımına son yıllarda başlandı.
Geliştirilen türlerde verim artışı ne kadar sağlanıyor? En çok verim hangi ırktan alınıyor?
Türkiye’de sığırlarda yeni ırk geliştirmeden daha çok bugüne kadar yapılan işlem, yerli ırklarla kültür ırkların melezlemesi şeklinde olmuştur. Bu işlemin sonucunda her bölgeye adapte olmuş yerli ırkların verimleri artırılmaya çalışılmıştır. Ülkemizde büyük ve küçükbaş hayvanlarda etçi yerli ırk geliştirilmesi ile ilgili Genel Müdürlüğümüz bünyesinde kamu, özel sektör ve üniversite ortak iş birliği kapsamında ve bağlı enstitü müdürlüklerinde yapılan bazı çalışmalar vardır. Bunlardan bazılarını sayacak olursak “Ülkesel Merinos Geliştirme Projesi” adı altında Orta Anadolu ve Karacabey merinosu Konya ve Balıkesir’de yetiştirilmektedir. Yerli koyunlarda “Myostatin (Çift Kaslılık) Geninin Aktarılması Projesi” kapsamında üretilen hayvanların canlı ağırlığında yüzde 20 artış sağladık.
Genel Müdürlüğümüzce, “Halk Elinde Hayvan Islahı Ülkesel Projesi” kapsamında 23 koyun ve 7 keçi ırkımızda 60 ilde 180 alt proje kapsamında 1 milyon 200 bin baş anaç hayvan materyali ile ıslah çalışması sürdürülmektedir. Bu projedeki ırklar etçi sütçü ve kombine olarak sınıflandırılmış ve ıslah çalışmaları bu yönde devam etmektedir. Proje Küçükbaş da her yıl 500 bin baş kaliteli damızlık üretecek kapasiteye ulaşmıştır. Aynı proje kapsamında Anadolu Mandasında yürütülmekte olan 18 ilde 30 bin anaç materyalde ıslah çalışması sürdürülmektedir. Projenin etkisiyle azalmakta olan manda sayısı kısa sürede iki katına çıkmıştır. Proje kapsamında Türkiye de ilk defa üstün verimli, hastalıklardan ari manda boğalarından sperma üretimine başlanmıştır. Projedeki hayvanlarda doğum, altı ay ve 1 yaş canlı ağırlıklarında ve süt veriminde önemli artışlar sağlanmıştır.
Yine yerli sığır ırklarımızdan yerli kara sığır ırkına Myostatin (Çift Kaslılık) geninin aktarılması ile et veriminin artırılmasını amaçladık.
ETÇİ – SÜTÇÜ IRK AYRIMI SON YILLARDA DAHA İYİ YAPILIYOR
Çiftçi, etçi ırkla sütçü ırk ayrımını yapabiliyor mu? Bu farkındalığı oluşturmak için Bakanlıkça yapılan çalışmalar var mı?
Çiftçilerimiz üretim amaçlarını belirledikten sonra etçi-sütçü ya da kombine verim yönlü ırk ayırımını son yıllarda daha iyi yapıyor. Ayrıca taşra teşkilatlarımız, özel veteriner hekimlerimiz ve üretici birliklerimiz çiftçilerimizi üretim amaçları doğrultusunda bilgilendirerek suni tohumlama yapıyorlar. Son yıllarda ise etçi ırk spermalar ile yapılan tohumlamalardan doğan buzağılar için destek ödemeleri artırıldı.