OCAK-ŞUBAT 2018 / EL SANATLARI

Geleneksel el sanatlarından biri: Taş baskı


Hilal DOĞAN    

19.03.2018 

Baskı sanatlarından taş baskı ya da litografi/ litografya kireç taşı üzerine yağlı mürekkeple çizilmiş şekil ve yazıların basım sanatı olarak biliniyor. Taş baskıya el litografyası da deniyor.
Bir bölgenin yerel kültürünü yansıtan geleneksel el sanatları, Anadolu’nun her köşesinde farklı şekillerde karşımıza çıkar. Geçmişten izler taşıyan bu sanatların çoğu teknolojiye yenik düşerek unutulmaya yüz tutmuş durumda. Onların tekrar canlandırılması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çeşitli eğitim, tanıtım ve destek faaliyetlerinde bulunuyor. Biz bu sanatları tanıtmak ve hatırlatmak için bundan sonraki sayılarımızda köşelerimizden birini geleneksel el sanatlarına ayıracağız. Bu sayıda da taş baskı ya da el baskısı denilen el sanatından söz edeceğiz.

Baskı sanatlarından taş baskı ya da litografi/ litografya kireç taşı üzerine yağlı mürekkeple çizilmiş şekil ve yazıların basım sanatı olarak biliniyor. Taş baskıya el litografyası da deniyor. Modern ofset litografyanın başlangıcı sayılan taş baskı tekniğinde esas, yağın suyu itmesi özelliği.
Baskı kalıbı olarak kullanılan kireç taşı 6-8 cm kalınlığında levha şeklinde hazırlanıyor. Kalsiyum karbonattan ve gözeneklerden oluşan kireçtaşı, yüzeyi pürüzsüz hale gelinceye kadar tesviye ediliyor. Bu düzgün yüzeye yazı veya resim özel bir mürekkeple nakşediliyor. Mürekkebin özelliği ise yağlı olması. Baskı kalıbı, yazı işleri tamamlandıktan sonra yazıların ve resmin net bir görünüm alması için terebentinle siliniyor. Baskı kalıbı daha sonra su içine sokulup çıkarılıyor. Kireçtaşı gözenekli olduğu için yazılar ve resim çizgileri haricindeki sathın tamamındaki gözenekler suyla doluyor. Baskı taşına bu durumda baskı mürekkebi sürülüyor. Mürekkep, yazıların bulunduğu susuz yüzeylerden gözeneklere emilirken boş kısımlardaki sulu yüzeylerden itiliyor. Baskı kalıbı bir kağıda bastırılmak suretiyle istenilen baskı elde ediliyor. Gözeneklere emilen mürekkep bitinceye kadar baskı yapılabildiği gibi kalıplar saklanarak ilerde tekrar baskıda kullanılabiliyor. Mürekkep rengi değiştirilerek, değişik renklerde baskı da yapmak mümkün. Kastamonu El Sanatları Eğitim Merkezi Müdürlüğü günümüzde pek uygulanmayan taş baskı sanatının tekrar canlanması için bazı faaliyetlerde bulunuyor. Biz de bu faaliyetleri ve taş baskı sanatı ile ilgili bilgileri Müdürlükte görevli Firuzan Barut’tan aldık.

ÇEYİZ SANDIKLARINDAN KALIPLARI TOPLADIK

Barut, taş baskıya yörede sofra örtüsü baskısı, yazmacılık ya da el baskısı da denildiğini belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Tamamen el ürünü göz nuru. Geçmişte sadece sofra örtülerine bu baskılar yapılıyormuş. Buradan şunu da çıkarabiliriz ki Anadolu insanı ve Kastamonu yöre halkı, yemek yediği örtüye, sofrasına daima büyük özen göstermiş. Sadece bunun için bile bir sanat oluşturmuşlar ve böylesine meşakkatli bir uğraşı sofra örtülerine taşımışlar. Fakat günümüzde ise bu baskı sanatını hanımlar daha farklı objelere uygulayabiliyorlar. Masa örtüleri, sehpa örtüleri, plaj çantaları, bluzlar, bebek elbiseleri, bandanalar, fularlar, şalvarlar, yastıklar, nevresim takımlarında da baskıyı kullanıyorlar.”

2007 yılında bu sanat dalının yok olmaması için Müdürlüğün bir proje başlattığını dile getiren Barut: “Kastamonu’da ancak çeyiz sandıklarında kalan son baskı kalıplarını proje kapsamında topladık. Böylece baskıcılık eğitimlerine başladık. Dolayısıyla da bu el sanatının unutulmaktan kurtulmasına vesile olduk.” şeklinde konuştu.

200’DEN FAZLA KİŞİ BASKICILIK EĞİTİMİ ALDI

Projeyle birlikte 2007 yılından sonra eğitim faaliyetleri içerisine dahil olan baskıcılık sayesinde artık Kastamonu’da hediyelik eşyalar içerisine taş baskıları bulmak mümkün. Her yıl düzenli olarak açılan baskıcılık kursalarında bugüne kadar 200’ün üzerinde kursiyerin bu konuda ustalaşması sağlandı.
Baskıcılık el sanatı, düz pamuklu dokuma üzerine yapılıyor. Taş kalıpların yanısıra ahşap kalıplar da kullanılıyor. Ahşap kalıplar ise ıhlamur ağacından yapılıyor. Ihlamur ağacından yapılmasının sebebi ise hem oymasının kolay olmasından hem de boyayı çekme özelliğinin iyi olmasından kaynaklanıyor. Özel hazırlanmış tek renkli boyaya batırılıp basılması suretiyle meydana getirilen taş baskıların boyası da özel olarak hazırlanıyor. Boyanın içinde çiriş, kökten yapılan analin, göz taşı (güverçile), potasyum katılıyor. Yıkanıp boyanın sabitlenmesi için de yıkama suyuna amonyak katılıyor. Bazen doğal ceviz kabuğu da kullanılabiliyor. Yaz ve kış aylarında hazırlanan boyalar yoğunluk olarak farklı olmakla birlikte 2- 3 günde içerisinde kullanılması gerekiyor. Yazın sıcaktan dolayı daha çabuk kullanılması gerekiyor.

BASKI YILLARCA SOLMADAN KULLANILABİLİYOR

Bez üzerine yapılan baskı, önce yeşil renkte oluyor. Kurudukça siyahlaşıyor. Baskısı biten ürünler kurumaya bırakılıyor. Yazın güneşte kurutulan ürünler, kışın sobalı bir ortamda kurutuluyor. Baskının arka tarafına da geçmesi gerekiyor. Bu yüzden yaklaşık olarak 2 gün bekletiliyor. Ardından baskılı kumaşlar yıkanıyor, desenler daha sabitlensin diye yıkama suyuna biraz amonyak konuluyor böylece rengi daha çabuk siyaha dönüyor. Yıkanan ürünler kurutulduktan sonra ütüleniyor, overlok çekiliyor ve son olarak da yine Kastamonu yöresine özgü tırnak bağı yaptırılarak kullanıma hazır hale getiriliyor. Yapılan bu baskının özelliği ise solmaması ve yıllarca kullanılıyor olabilmesi.

Haber Görseli

ÖRTÜLERDE BARIŞI SİMGELEYEN GEYİK FİGÜRÜ KULLANILIYOR

Taş baskıda Kastamonu’nun klasikleşmiş geçmişten gelensofra bezi figürleri var. Bunların başında tek geyik, çift geyik bu barış anlamına geliyor ve Hitit Güneşi geliyor. Çember kalıbı, Hürrem Sultan’a hediye edilen ilk çiçek gazel, mektup kuşları, Şerife Bacı kalıbı, tavus kuşu, çift kuşlar, Osmanlı Lalesi gibi figürlerde sık kullanılıyor.

Tokat yöresine özgü yazmacılık

Kültür zenginliğiyle yüklü Tokat’ta yine aynı baskı tekniğiyle yapılmakta olan yazmacılık sanatı var. Hatta yazmacılık sanatı Tokat’ta 600 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Tokat yöresine has ve orada basılan yazmalar günümüzde 1626-31 yılllarında inşa edilen tarihi Taş Han’da basılmaya devam edilmektedir. Tokat yazmalarında kompozisyonu oluşturan motiflerde, tıpkı diğer Anadolu el sanatlarında olduğu gibi Türk süsleme sanatının karakteristik özellikleri ve daha çok Anadolu’da medeniyet kurmuş olan Selçuklu sanat geleneğiyle beraber doğaya yakın bir anlatım şekli görülüyor. Meyvesi bol olan yörede kiraz ve elmalar, çiçekler ve o çevre halkı yaşantısına ait baskın renkler dikkati çekiyor. Gül, lale, sümbül, düğün çiçeği, horoz kuyruğu, gelincik, karanfil, hercai menekşe, dal ve yapraklar, haşhaş çiçeği gibi motiflerin seçiminde bir süreklilik vardır. Tokat yazmaları genellikle koyu zemin üzerine çok renkli bir anlayışta olup, geleneğe bağlı sağlam bir renk çeşitliliği görülür. Karakalem ve Elvan olmak üzere iki tip yazma basıldığını görürüz.