EYLÜL-EKİM 2019 / ÖZEL HABER
Türkiye’deki nadas sonuçları dünya uygulamalarıyla uyumlu
Tarlayı sulama imkânı varsa zaten nadasa gerek yoktur, gerekli bitki besleme ve gübreleme yöntemleriyle çiftçimiz her yıl yetiştiricilik yapabilir.
Kurak ve yarı kurak bölgelerde, yağışın yetersiz olduğu zamanlarda uygulanan nadas, dünyada ve ülkemizde başvurulan tarımsal bir yöntem. Yağış yetersizliğinde sulama imkânı da yoksa zorunluluk olan nadasta uygulanacak doğru yöntemler verim düşüşünün önüne geçebiliyor. Türkiye’nin nadas alan miktarını, nadasta uygulanması gereken doğru teknikleri, dünyadaki nadas uygulama sonuçlarını Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanı Recep Kodaş ile konuştuk.
Öncelikle nadas nedir ve hangi amaçla yapılır?
Nadas; kısaca toprağın işlenerek ekilmeden boş bırakılmasıdır. Ama daha geniş olarak ele alacak olursak nadas: yağışın yetersiz olduğu durumda toprakta nem biriktirmek, topraktaki yabancı otları yok etmek, anız ve bitki artıklarının çürümesiyle birlikte toprakta organik madde birikimini sağlamak ve toprağın biyolojik, fiziksel ve kimyasal özelliklerini geliştirmek amacıyla yapılır.
2018 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye’nin toplam tarım alanı 37,8 milyon hektar. Bunun yaklaşık 15,5 milyon hektarlık kısmı tahıllar ve diğer bitkilerin üretiminde kullanılıyor. Toplam nadas alanı ise yaklaşık 3,5 milyon hektardır.
SULAMA İMKÂNI VARSA NADASA GEREK YOKTUR
Nadasın uygulandığı belli başlı arazi türleri var mıdır? Her tür arazide uygulanabilir mi?
Türkiye’nin kurak ve yarı kurak bölgelerinde, yağışın yetersiz ya da düzensiz olduğu kuru koşullarda, özellikle Orta Anadolu Bölgesi’nde genellikle tahıl/nadas ekim sistemi uygulanıyor. Temmuz ayında tahılların hasadından sonra toprak işlenerek bir sonraki yılın tahıl ekimi yapılacağı Ekim ayına kadar yaklaşık 14-15 ay boş bırakılır. Böylece çiftçimiz aynı tarladan 2 yılda bir ürün alabilmektedir.
Burada nadas etkinliği de üzerinde durulması gereken bir konudur. Nadas etkinliği boş bırakılan tarlaya düşen yağışın ne kadarının toprakta biriktirilebildiği anlamına gelmektedir. Örnek olarak nadas süresinde 300 mm yağış düşmüş ve bunun 60 mm’lik bölümü toprakta tutulabilmişse, bu yüzde 20 nadas etkinliği demektir.
Eğer sulama imkânı varsa zaten nadasa gerek yoktur, gerekli bitki besleme ve gübreleme yöntemleriyle çiftçimiz her yıl yetiştiricilik yapabilir. Ama bu durumda da tek tip ürün yetiştiriciliği değil: belli bir ürün deseni içerisinde tahıllar, çapa bitkisi, baklagiller ve yağ bitkisi gibi farklı bitki türleri ile yetiştiricilik yapılması gerekmektedir.
TÜRKİYE’DEKİ NADAS ARAŞTIRMA ÇALIŞMALARI 1930’LU YILLARDA BAŞLADI
Üretici hataları ( yanlış ekim, yanlış sulama, yanlış sürme) nadası zorunlu kılan bir durum mudur? Dünyada nadas uygulama örnekleri bizimkiyle benzer mi?
Nadasın uygulanma amacından da anlaşılacağı üzere kurak ve yarı kurak bölgelerde yağış yetersizdir ve toprakta nem biriktirilmek istenmektedir. Üretim aşamasında çiftçilerimizin yanlış uygulamaları verim kaybına neden olabilir. Belki meyilli araziler de meyile paralel toprak işlenmesi gibi yanlış sürüm ve yanlış sulamalar erozyon ile toprak taşınımına ve yağış suyunun daha az miktarda toprağa işlemesine neden olmaktadır. Ama bu, nadası zorunlu kılar anlamına gelmez.
Ancak şöyle düşünülürse: toprak işlemedeki yanlışlıklar(toprağın yüzeysel işlenmesiyle suyun derinlere işleyememesi; toprağın anız artıkları bırakılmayarak tamamen çıplak kalmasıyla suyun yüzey akışına geçmesi, birikmemesi, anız bozmada geç kalınması ya da toprak tavlı değilken işlemenin yapılması vb.) ile toprakta nem kalmaması nadas uygulanmasına neden olabilir. Şunu da belirmek gerekir ki çakıllı, kumlu ve ağır killi topraklar ile sığ topraklar nadasa uygun değildirler. Arazi ve toprak özelliklerinden dolayı işlemeli tarıma bile çok uygun olmayan beşinci, altıncı ve yedinci sınıf arazilerde nadasın terkedilmesi önerilmektedir. Bununla birlikte nadası takip eden yetiştirme yılında çiftçilerimiz biriktirilen sudan elde edilecek faydayı en üst düzeye çıkarmak amacıyla uygun yetiştirme tekniklerini (özellikle tohum yatağı hazırlığı, uygun ekim zamanı, şekli ve miktarı ile yabancı ot mücadelesi) uygulamalıdırlar.
Haber Görseli
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanı Recep Kodaş
Türkiye’deki nadas çalışmaları ve araştırmaları 1930’lu yıllarda Numan Kıraç ile başlamıştır. Bunun için Eskişehir de Drayfarming Deneme İstasyonu kurularak bu konu üzerine yoğunlaşılmıştır. Daha sonraları 1970’li yıllardan itibaren bugünkü adıyla Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsünde de aynı özveriyle çalışılmış ve ülkemiz adına güzel sonuçlar elde edilmiştir.
Bu konu, ülkemizde olduğu gibi benzer şekilde nadas uygulanan dünyanın başka ülkelerinde de araştırma konusu olmuştur. ABD’nin Teksas eyaletinde yapılan bir değerlendirmede, 178 çevreden alınan verimlerle, ekim anında toprakta bulunan birikmiş suyun ilişkileri incelendiğinde, birikmiş suyun her 1 mm’sinin verimde dekar alanda 1,57 kilogram artış sağladığı görülmüştür. Bölgemizdeki iki tarlada yaptığımız bir karşılaştırmada elde edilen rakamlar da iki tarlanın ortalaması olarak 120 cm derinlikte toplam 81 mm birikmiş suyun dekar alanda 137 kilogram verim artışı sağladığını göstermiştir; bu da her 1 mm birikmiş su dekar alanda 1,69 kilogram verim demektir. Farklı ülkelerde ve farklı verim potansiyeline sahip çeşitlerle yapılmış çalışmalarda elde edilen değerlerin yakınlığı konunun önemini göstermektedir. Yani Türkiye’deki nadas uygulamaları sonuçları dünyadaki nadas uygulamalarına uyum sağlamaktadır.
DOĞRU NADAS EKONOMİK KAYBI TELAFİ EDEBİLİR
Arazinin nadasa bırakılması sonrası üreticinin uğrayacağı ekonomik kayıp nasıl giderilebilir?
Özellikle üretim sezonunun kurak geçmesi durumunda nadas ile toprakta biriktirilen suyun etkisi ve önemi daha da artmaktadır. “Nadasta tarla hazırlığını iyi yapanla yapmayan, buğdayın kurak yılında kendini belli eder” sözü, çiftçilerimizin bildiği ve sürekli dillendirdiği bir gerçektir. İyi uygulanmış bir nadas, akabinde gelen buğday verimine olumlu olarak yansımaktadır.
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü çatısı altında halen “Orta Anadolu Ekim Nöbeti Araştırmaları” başlığıyla 1982 yılından beri Türkiye’nin en uzun süreli ekim nöbeti denemeleri devam ettirilmektedir.
Bu araştırmalar kapsamında 2’li ve 4’lü ekim nöbeti çalışmaları devam ettirilmektedir. 2’li ekim nöbeti çalışmalarında nadasın tamamen kaldırılarak tarlanın boş kalması yerine alternatif bitkilerin yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Bunun için buğday ana bitkisine ön bitki olarak 8 farklı alternatif bitki yetiştirilmektedir. Üzerine ekilen buğday verimlerine bakılarak nadas ile kıyaslayıp buğday için hangi ön bitkinin daha elverişli olduğu tespit edilmektedir. Kabaca şimdiye kadarki sonuçlara göre: kurak yıllarda nadas uygulaması her zaman buğday verimlerine olumlu etki yapmıştır. Ancak iklim koşullarının iyi gittiği; yağışın ve dağılımının yeterli olduğu yıllarda kışlık mercimek, yazlık mercimek, nohut ve son yıllarda ayçiçeğinin nadas uygulamasına göre, kendinden sonra gelen buğday verimlerine daha iyi katkı sağladığı belirlenmiştir. 4’lü ekim nöbeti çalışmalarında ise nadasın tamamen ortadan kaldırılamadığı durumlarda en azından 4 yılda bir uygulanması amaçlanmıştır. Bunun için 4 yıllık yetiştirme periyodunda bir yıl nadas, bir yıl buğday, bir yıl alternatif bitki ve bir yıl buğday üretilmesi planlanmıştır.
NADASIN ÇEŞİDİNİ TOPRAK İŞLEME ZAMANI VE ŞEKLİ BELİRLER
Nadas çeşitlerinden söz eder misiniz? Bu çeşitler neye göre belirlenir?
Yapılma zamanına ve şekline göre nadasın “güz nadası”, “yarım nadas”, “tam nadas”, “kara nadas” ve “anızlı nadas” gibi çeşitleri vardır. Nadas çeşitlerini toprak işleme zamanı ve şekli belirlemektedir. Nadas yılında kısıtlı olan suyu en azami ölçüde toprakta tutmayı, en azından ekim yatağında çimlenmeyi garanti altına alacak kadar bir nem bulundurmayı hedefleyecek şekilde toprak işleme yapılmalıdır. Özellikle toprak işleme yöntemi ve zamanı toprakta su muhafazası üzerine büyük etki eder.
Ayrı bir nadas yöntemi olarak da total herbisit kullanımıyla “kimyasal nadas” da uygulanmaktadır. Ancak kullanılan ot öldürücü ilacın toprağa olan toksik etkileri, toprak faunasını oluşturan mikroorganizma ve canlıların da zarar görmeleri, hastalık ve zararlılarla mücadelede faydalı predatör canlılar ve faydalı bitkilerin de yok olmaları nedeniyle kimyasal nadasın olumsuz etkileri hayli çoktur.
Haber Görseli
Özellikle üretim sezonunun kurak geçmesi durumunda nadas ile toprakta biriktirilen suyun etkisi ve önemi daha da artmaktadır.
Verimi ve kaliteyi artırmak için toprak ne zaman sürülmelidir?
İlkbaharda erken sürüm yapılırsa toprak kesekli olmaktadır. Daha sonra bu keseklerin parçalanması daha da zorlaşmaktadır. En uygun zaman ise ilkbaharda mart-nisan ayında tarlaya girilebilen en erken dönemde, anızın bozulmasının gerektiği belirlenmiştir. Burada tarlaya girilebilecek en erken zaman kavramının doğru anlaşılması gerekir. Toprağın sürüm için uygun tava geldiği ilk zaman anlamında anlaşılması gerekir. Bunu anlamak için tarla işlenmeye başlandığında çıkan toprağı elle hafifçe sıkıp yere bırakmak gerekir. Eğer yere bırakıldığında dağılıyorsa toprak tava gelmiştir. Bütün hâlinde düşüyorsa toprak henüz tavda değildir.
Toprak işleme 15-20 cm derinliğinde pullukla yapılabileceği gibi(30 cm ve daha fazla derinlikte sürülürse nem kaybı fazla olur), toprağı devirmeden alttan yırtarak işleyen aletlerle derin işleme yapılabilir. Böylece toprak yüzeyi malçlı bir şekilde bırakılmış olur. Anız bozumundan sonra yabancı ot gelişimi ve kaymak tabakası durumuna göre 8-10 cm’den kazayağı ile ikileme yapılabilir. Gereksiz toprak işlemelerden kaçınarak toprak yapısının bozulmasının önüne geçilmelidir.
İKİ YILDA BİR NADAS YERİNE NÖBETLEŞE EKİM TERCİH EDİLEBİLİR
Nöbetleşe ekim niçin yapılır, nöbetleşe ekimi nadastan ayıran yönler nelerdir? Nöbetleşe ekim, nadasa alternatif olabilir mi?
Yetiştiricilikte ürün desenini ve şeklini belirleyen en önemli faktör iklim koşulları ve yağıştır. Her bitki grubunun gelişme tabiatı, kök yapısı ve toprağa katkısı faklıdır. Bu özelliklerine göre belirli bir sıra dâhilinde bitkilerin seçilerek üretimin yapılması gerekmektedir. Bu toprağın sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Çapa bitkileri(pancar) yabancı ot olarak toprağı temiz bırakır, kazık köklü bitkiler toprağın derinlerinden su tüketirken yüzlek köklüler(buğday) daha yukarıdan su tüketir. Baklagiller köklerindeki nodüller sayesinde havanın serbest azotunu toprağa kazandırarak kendinden sonraki bitkiye besin maddesince zengin toprak bırakır. Bütün bu özellikler göz önüne alınarak ve daha da önemlisi pazarlama ve kârlılık durumları hesaplanarak ekim nöbetine girecek bitkilere karar verilir.
Nadas bir zorunluluktur ama her 2 yılda bir yapmaktansa 4’lü ekim nöbetindeki gibi araya alternatif bitki sokularak 4 yılda bir yapılabilir. Toprak yapısının muhafazası ve hastalık zararlılarla mücadele için yetiştiricilikte ürün çeşitliliğinin sağlanması ve ekim nöbetinin uygulanması gerekmektedir.
ANIZ TOPRAK VERİMİNİ ATEŞLE BİRLİKTE YOK EDER
Daha önceki dönemlerde yoğun olarak yapılan anız yakmanın zararlarını anlatır mısınız? Bu konuda bilinçlenmemiş üreticiye uyarılarınız neler olur?
Öncelikle anız olarak, tarımsal üretim sonunda tarlada kalan kök ve sap artıkları akla gelmektedir. Ekonomik olarak değerlendirilemeyen bu artıklar tarlada önemli sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Çiftçilerimizi anız yakmaya yönelten sebepler ise bitkisel artıklardan kolay ve çabuk bir şekilde kurtulmak, akabinde yapacağı üretim için toprağı kolayca işleyebilmektir. Ayrıca yetiştirilen ürünün kök ve saplarında, toprak yüzeyinde konaklayan zararlıları ve yumurtalarını yok etmektir.
Anız yakıldığında toprakta doğal denge bozulmaktadır. Faydalı canlılar ve canlıların beslenme ve yaşam alanları ateşle birlikte yok olmaktadır. Toprakta Karbon(C)/Azot(N) dengesi bozulmakta, mikrobiyolojik aktivite gerilemekte ve organik madde miktarı azalmaktadır. Dolayısıyla toprak verimliliği azalmaktadır. Ayrıca anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırmakta, bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgâr ve su ile taşınarak yok olmaktadır.
Anız yakmanın yerine, tarlanın durumuna göre, biçerdöver ile daha aşağıdan biçim yapılarak tarlada daha az sap kalması sağlanabilir ya da hasat sonrası anız parçalama aletleri ile kalan saplar yok edilebilir.