Bilindiği üzere buğday Anadolu insanının hem geçim kaynağı hem de temel besin maddesidir. Buğday üretimini ve kalitesini düşüren en önemli zararlılardan biri süne adı verilen bir haşeredir. Urfa yöresinde süneye ‘Kımıl’ denilir. Bu haşere buğdaylar başak bağladığı sırada tanelere dadanır. 10-11 mm uzunluğunda tıknaz gövdeli bir böcektir. Kışı yüksek yerlerde yaylalarda yaprakların ve bitki kırıntılarının altında geçirir. İlkbaharda ovalara iner; yumurtalarını iki sıra halinde yaprakların alt yüzüne bırakır. Yumurtadan çıkan böcekler sütlü taneleri emerek beslenir. Urfa yöresine ait Kımıl adlı türkünün hikayesinin kahramanı işte bu haşeredir. Rivayete göre Urfalı çiftçiler bir dönem bu haşereyle ilaç kullanarak bile başa çıkamamıştır. Bu durumla başa çıkamayan çiftçiler bu haşereleri toplama yoluna başvurmuştur.
Toplanan kımıl, kilo ile zirai mücadele kurumlarına satılmıştır. Kımıl toplayanların ellerinde genellikle kalbur, bellerinde iş önlüğü veya torbalar bulunur. Toplayıcılar kalburla buğday saplarına vurarak buğday başakları üzerindeki kımılların kalbura dökülmesini sağlarlar. Kalburda biriken kımıllar, önlüklere ve daha sonra torbalara aktarılır. Böylece her köylü, günde birkaç kiloyu bulan kımıl toplamış olur. İşte Kımıl türküsü ve halk oyunu bu olayı anlatmak için yazılmış ve oynanmıştır. Halk oyunu halay türündedir. Yay ve daire şeklinde sıralanan, çok sayıda erkek ve kadın tarafından köy meydanında oynanmaktadır. Bu türküyü besteleyen ve oyunu koreografisini yapan ise yine o yörenin insanı olan Abdullah Balak’tır.
KIMIL TÜRKÜSÜ
Urfalılar hep ağlar
Buğdasına bel bağlar
Şu kımıl yürek dağlar
Havar kımıl lo kımıl
Ekinimiz kavruldu
Gök yüzüne savruldu
İslam değil gavurdu
Havar kımıl lo kımıl
Ekinimiz ekmişiz
Boşuna beklemişiz
Kımıldan çok çekmişiz
Havar kımıl lo kımıl
Yöre: Urfa