Ülkemizin 8 bin 333 km kıyı uzunluğu, 24,6 milyon hektar kullanılabilir deniz ve 1,3 milyon hektar iç su olmak üzere toplam 26 milyon hektar su yüzey alanı bulunuyor. Türkiye’nin bu özelliğiyle deniz ve iç su yüzey alanları orman ve tarım alanlarından fazlalık gösteriyor. Su zengini olan ülkemizde Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü yaptığı faaliyetlerle büyük önem arz ediyor.
İç su kaynaklarımızın sayısı sulama ve enerji amacıyla yapılan gölet ve barajların sayısına bağlı olarak her geçen gün artmaktadır. Ayrıca üretim alanı olarak kullanılabilecek 178 bin km uzunluğundaki nehirlerin yanında yetiştiriciliğe müsait olan ve şu anda üzerinde yetiştiricilik yapılan pek çok su kaynağı da bulunmaktadır.
2020 YILINDA EN KAPSAMLI SU KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ YAPILDI
Ülkemizde su ürünleri alanında Cumhuriyet dönemi sonrası yapılan ilk yasal düzenleme 1971 yılında çıkarılan Su Ürünleri Kanunu’dur. Bu Kanun’da 48 yıl sonra tarihinin en kapsamlı değişikliği yapılmış ve bu değişiklikler 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Su Ürünleri Kanunu'ndaki değişiklikle başta denizlerimizi, göllerimizi akarsularımızı ve buralarda yaşayan canlıları, ayrıca alnının teriyle ekmeğini denizden çıkaran kurallara uygun avcılık yapan gerçek balıkçıların haklarını koruyacak düzenlemeler yapılmıştır.
Kanun değişikliği ile ilgili getirilen önemli düzenlemelerden bazıları şunlardır:
Kabahatler Kanunu’na uyum sağlanarak denetimlerde etkinlik ve caydırıcılık sağlanmıştır.
Yetiştiricilikte su, su alanlarının, avcılıkta su ürünleri istihsal hakkının ve balıkçı barınaklarının kiralanmalarında yetki Bakanlığımıza verilerek bürokrasi azaltılmıştır.
İdari yaptırımlar kabahatin ve suçun niteliğine göre güncellenerek caydırıcılık sağlanmıştır.
Balıkçı gemilerinin avcılık faaliyetlerini izleme sisteminin kurulması ve yetiştiricilik tesislerinin çevresel etkilerinin uzaktan anlık olarak izlenmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Su ürünlerinin, yaşam alanlarının ve buralara ait türlerin muhafazası, istilacı ve yabancı türlerin yayılmasının önlenmesi amacıyla balıklandırma faaliyetleri yapılmadan önce Bakanlıktan izin alınması zorunluluğu getirilmiştir.
Balıkçı gemilerimizin başka ülke kara sularına ve uluslararası sulara avcılık amaçlı gidişlerinde, balıkçılarımızın ve ülkemizin menfaatinin korunması amacıyla, yurt dışındaki avcılığın belirli bir kural ve disiplin altında olmasını teminen Türk balıkçıların başka ülke sularında avcılık yapmaları öncesinde Bakanlıktan izin alınması mecburiyeti getirilmiştir.
SU ÜRÜNLERİ ÜRETİMİNDE KİRALAMA YÖNETMELİĞİ ÇIKARILDI
Bu Kanun kapsamında Su Ürünleri Üretiminde Kiralama Yönetmeliği çıkarılmıştır. Balıkçı barınaklarının işletilmesi ve kiralanması, su ürünlerinin korunması, istihsali, yetiştiriciliği ve kontrolüne dair ikincil mevzuatların güncellenmesi çalışmalarına devam edilmektedir.
Kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yasa dışı avcılık faaliyetinde bulunan 162 gemiye ve 565 ton su ürününe el konulmuş, 7 bin 211 cezai işlem uygulanarak 20,8 milyon TL idari para cezası kesilmiştir.
2020’DE YÜZDE 33’LÜK REKOR ÜRETİM ARTIŞI GERÇEKLEŞTİ
Ülkemizde yıllık 600-700 bin ton civarında su ürünleri istihsal edilirken, geçtiğimiz yılda bir önceki yıla göre avcılık üretimimiz yüzde 48, yetiştiricilik üretimimiz yüzde 19, toplamda ise yüzde 33 gibi rekor bir seviyede artış göstererek 837 bin ton toplam üretim gerçekleşmiştir. Kanun değişikliğinin balıkçılığımız üzerindeki olumlu etkileri daha birinci senesinde üretimde artış olarak görülmeye başlamıştır. İstatistiklere giren en yüksek toplam üretim miktarı 2007 yılında 772 bin ton olarak gerçekleşmişti.
Balık stoklarını güçlendirmek amacıyla düzenli olarak balıklandırma çalışmaları yapılmakta olup: sazan, şabut, doğal alabalık, mersin balığı, yayın, levrek, çipura, lahoz, granyoz balıkları uygun kaynaklara bir program dâhilinde bırakılmaktadır.
2002-2019 yılları arasındaki dönemde su ürünleri yetiştiricilik üretimimiz 6 kattan fazla artış göstererek 374 bin tona ulaşmıştır. Su ürünleri yetiştiricilik üretimindeki artış ihracata da olumlu yansımıştır. FAO tarafından yapılan bir çalışmada, ülkemizin Avrupa çipura-levrek pazarında yüzde 25’lik paya ulaştığı tespit edilmiştir.
Su ürünleri ihracatımız son 18 yılda yaklaşık 7,5 kat artarak 27 bin tondan 200 bin tona yükselmiştir. İhracat değeri ise 2002 yılına göre 10,5 kattan fazla artış göstermiş ve 2019 yılında 1 milyar 26 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Su ürünleri ihracatımızın 2019 yılı ilk on ayı ile 2020 yılı ilk on ayı karşılaştırıldığında parasal olarak yüzde 1,4 oranında sınırlı bir daralma olduğu görülmektedir. Bu daralmanın etkileri özellikle pandeminin ülkemizdeki ilk görülmeye başladığı 2020 Mart, Nisan ve Mayıs aylarında şiddetli görülmüş ancak 2020 Haziran ayından itibaren hızlı bir toparlanma süreci başlamıştır.
BALIK TÜKETİM KAMPANYALARI DÜZENLENDİ
Pandemi nedeniyle ihracat ve iç pazardaki daralmadan yetiştiricilik sektörünün olumsuz etkilenmesini azaltmak ve bu dönemde hem oluşan arz fazlasının giderilmesi hem de halkımızın protein, enerji, vitamin ve mineraller ile sindirilebilirlik bakımından pek çok üstün özelliklere sahip su ürünlerini daha bol tüketmeleri amacıyla tanıtım ve tüketim kampanyaları düzenlenmiştir. Bu kapsamda 3-7 Nisan 2020 tarihleri arasında çipura ve levrek, 15-17 Nisan 2020 tarihleri arasında Türk somonu, 21-22 Nisan tarihleri arasında alabalık tüketim kampanyaları düzenlenmiş ve maliyetine satışlar yapılmıştır. Kampanya döneminde 5 bin tondan fazla balık satılmıştır.
2023 yılında su ürünlerinde 2 milyar dolar ihracat ve 600 bin ton üretim hedefi belirlenmiştir.