7 BİN YILLIK BİR KENT: KÜTAHYA
Kütahya: Geç Miyosen dönemden itibaren Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyan ve Osmanlı dönemine kadar, tarihi 7 bin yıl öncesine uzanan bir şehrimiz. Antik kaynaklarda ünlü masalcı Ezop’un doğduğu yer olarak da gösterilmektedir. Böylesine zengin bir kültür mirasına sahip Kütahya, geçmişten günümüze kadar ulaşmış ve tarihin süzgecinde harmanlanmış kendine özgü pek çok ürüne sahip. Coğrafi işaret çalışmaları bu ürünlerin tanınırlığını ve pazarlama gücünü arttırdığı, kırsal kalkınmaya aracılık ettiği ve ülke ekonomisine katkı sağladığı için Kütahya açısından büyük öneme sahip.
Kütahya’nın coğrafi işaret tescil yolculuğu 1997 yılında tescil edilen Simav El Halısı ile başladı. Bu ürünü 2004 yılında Tavşanlı Leblebisi ve 2006 yılında tescil edilen Kütahya Çinisi takip etti.
Coğrafi işaret başvuruları Kütahya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Kütahya Ticaret Borsasının girişimleriyle 2020 yılında hız kazandı. 2020 yılı başlarında Kütahya Merkez ve Şaphane, Pazarlar, Simav ilçelerinde yetiştirilen vişne çeşidi “Şaphane Vişnesi” adı ile menşe adı olarak tescillendi. Şehre özgü ürünler üzerine çalışmalar arttırılmış, geleneksel yemeklerden “Kütahya Cimcik Aşı/Kütahya Cimcik” ile “Kütahya Kızılcık Tarhanası” ve Osmanlı Döneminden bu yana geleneksel yöntemlerle üretimi yapılan helvalardan “Kütahya Köpük Helvası”, “Kütahya Bitli Helva” ve “Paşa Helvası” mahreç işareti alarak tescillendi. Böylece Kütahya’ya ait coğrafi işaretli ürün sayısı 9’a yükseldi. “Kütahya Pazarlar Kirazı” ve “Simav Eynal Domatesi” için de coğrafi işaret başvuruları yapılmış olup süreç devam ediyor.
Simav Kestanesi ve Gediz Tarhanası başvurularıyla birlikte Kütahya’ya ait coğrafi işaretli ürün sayısının 13 olması hedefleniyor.
COĞRAFİ İŞARETLERİYLE ELAZIĞ
MÖ 2000 yılına dayanan 4 bin yıllık tarihiyle Elazığ ilinin eski yerleşim yeri olan Harput’tur. Yörede Hurriler, Asurlular ve Hititler uzun süre egemenlik sürmüşler. Özellikle, Hititler bu yöreye köklü bir bağcılık kültürünü miras bırakmış. O tarihlerden beri üzümleriyle anılan Elazığ'ın, bu zenginliği “Elazığ Öküzgözü Üzümü” 2008 tarihinde, “Elazığ Boğazkere Üzümü” ise 2019 tarihinde coğrafi işaret olarak tescillendi. Öküzgözü üzümü ismini tanelerinin iriliğinden alır. Etli, sulu ve iri taneli bir üzümdür. Yörenin ikliminden ve toprak yapısından kaynaklı kendine özgü tada sahip, orta kalın kabuklu ve bol şıralıdır. Sofralık, şaraplık ve kurutmalık olarak değerIendirilir. Boğazkere üzümü ise yenildiğinde boğazda yanma-ekşime tadı bıraktığından bu ad ile anılır. Taneleri orta büyüklükte, yuvarlak ve kalın kabuklu bir üzüm çeşididir.
Üzümden elde edilen şıranın içine, önceden hazırlanıp ipe dizilen cevizlerin birkaç kez batırılmasından sonra kurutularak elde edilen ve Elazığ ile özdeşleşen bir diğer coğrafi işaretli ürün de Elazığ Orciği. 2018 tarihinde menşe adı olarak tescil edilen Elazığ Orciği, yöreye özgü üzümlerin ve yeni hasat edilmiş cevizlerin kullanılmasıyla yapılır. Ürünün net kütlesindeki ceviz oranının en az yüzde 30 olması gerekir.
Ağın Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliğinin başvurusuyla 2017 tarihinde coğrafi işaret tescili alan bir başka Elazığ lezzeti de Ağın Leblebisi. Ağın’da yetişen tüylü nohut ile Ağın ilçesi Bademli köyünden çıkarılan kum ve meşe küllü su kullanılmak suretiyle elde edilir. Yöreye has üretim metodu sonucu elde edilen leblebi, rengi kızıl kahve, tadı tuzlu ve görünümü mattır. Bademli köyü kumu, partikül büyüklüğü bakımından alışılagelen kumlardan çok daha küçüktür. İçeriğindeki magnezyum kalsiyum karbonat değerinin yüzde 93 olması, ısı iletme kapasitesinin yüksek olmasını sağlıyor. Bundan dolayı diğer leblebilerden farklı olarak Ağın’da üretilen leblebinin nohutlarının sadece bir kez kavrulması yeterli oluyor. Ağın leblebisinin farklı tarafı gevrek olması ve uzun süre tazeliğini koruması.
Elazığ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü öncülüğünde ildeki kamu kurum ve kuruluşlarından oluşturulan Coğrafi İşaret Komisyonu aracılığıyla; üreticilerimizin katma değerli üretim yapmaları teşvik ediliyor. Yöreye özgü ürünlerin tescillenerek markalaşmasını sağlamak üzere “geleceğimiz, geçmişimizde saklı” prensibiyle ata tohumlardan üretilen Menceki Buğdayı, Keban Biberi ve Elazığ Harput Çedene Kahvesi için Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuruda bulunulmuştur.