MAYIS-HAZİRAN 2018 / ÖNDER ÇİFTÇİ
Hem organik ürünler satın alıp hem de yamaç paraşütü yapabilirsiniz
Hatice OLGUN
Recep YAPINCAK
Samsun -Bafra Sürmeli Köyü 1924 yılında Yunanistan’ın Kavala Bölgesinden gelen Olucak Köyü mübadilleri tarafından kurulmuş. Köyde 90 yıldan fazla süren tütün bitkisi üretimi, değişen tarım politikalarıyla birlikte yerini hayvancılık ve yem bitkileri üretimine bırakırken köylüler tarafından bitkisel üretim anlamında bir arayış da başlamış.
Samsun -Bafra Sürmeli Köyü 1924 yılında Yunanistan’ın Kavala Bölgesinden gelen Olucak Köyü mübadilleri tarafından kurulmuş. Köyde 90 yıldan fazla süren tütün bitkisi üretimi, değişen tarım politikalarıyla birlikte yerini hayvancılık ve yem bitkileri üretimine bırakırken köylüler tarafından bitkisel üretim anlamında bir arayış da başlamış.
2010 yılında, Bafra Kaymakamlığı tarafından İkizpınar Göleti’nden dört köyün arazilerini sulayacak şekilde bir “damla sulama” projesinin başlatılmasıyla kısa süre içerisinde köyde sulu tarıma geçilmiş ve bir nevi köyün kaderi de değişmiş. Organik tarım yapılmaya karar verildikten sonra hem bu ürünlerin pazarlamasını kolaylaştıracak hem de köyün daha iyi tanıtılması için çalışmaları yürütecek bir dernek de kurulmuş. Üyelerinin çoğu kadınlardan oluşan Sürmeli Köyü Derneği(SÜR-DER) ürünlerin satışını yapabilmek için bir pazar kurulmasına da öncülük etmiş.
Yoğun olarak meyve sebze yetiştiriciliği yapılan ve 200’ü aşkın ürünün tarımı yapılan köyde her hafta sonu kurulan pazarda organik ürünler alıcısıyla buluşuyor. Böylece beldenin kadınları yetiştirdikleri doğal ürünleri doğrudan ve aracısız olarak satışa sunma imkanı buluyor. Pazar dediysek de öyle gelişi güzel bir pazar aklınıza gelmesin. Pazarın uyarma, kınama, (1 haftadan- 1 aya kadar) pazardan uzaklaştırma ve en nihayetinde pazardan çıkarma cezalarını dahi içinde barındıran ve yazılı kuralları olan bir ‘disiplin yönetmeliği’ bile var.
Bu sıra dışı köyün, alışılmışın dışındaki gayret ve başarılarını istedik ki gidip yerinde görelim ve bu vesileyle diğer köylerimize de örnek olmasını arzu ettiğimiz söz konusu çalışmalardan sizleri haberdar edelim. Bu amaçla SÜR-DER Başkanı Emine Tan, dernek kurucularından Kazım Tuncay ve organik pazarın çok değerli emektar kadınları ile bir araya gelerek bir sohbet gerçekleştirdik. Kazım Tuncay bizlere bu serüveni detayları ile anlatırken kadın üreticilerimiz ise bu işten sonra hayatlarının nasıl değiştiğini bizlere aktardı. Baştan şu kadarını söyleyebiliriz ki; organik pazarın hemen yanındaki çayevinde gerçekleştirdiğimiz röportaj sırasında bizlere ikram edilen çay bile organikti. İnsanlarının, özellikle de orta yaşın üzerindeki kadınlarının dahi ciltleriyse pırıl pırıl ve sağlıklı. Daha ne olsun…
Projeye ve Dernek faaliyetlerine girmeden önce bize Sürmeli Köyü biraz anlatır mısınız?
Bizler Sürmeli Köyü olarak 1924’te Balkanlardan gelerek bu topraklara yerleşen mübadil bir köyüz. O tarihten itibaren tütün, hayvancılık ve buğday üretimi yapıyorduk sonraları sulu tarıma geçilmesiyle meyve sebze üretimine yöneldik. Yani yaklaşık bir asırdır bu toprakların ekmeğini yiyoruz. Köyün nüfusu yaz aylarında artıyor. Özellikle İstanbul’dan yaz aylarında gelenler çok oluyor. Bafra’ya uzaklığı 13 km olan köyümüzün, 2006’da yenilenen yolu sayesinde ulaşım eskisine nazaran kolay oluyor.
Peki, bu ‘Organik Köy’ fikri nasıl gelişti?
Bafra Kaymakamlığı Özel İdare Dairesi 2010 yılı bütçesinden İkizpınar Damla Sulama Projesi 1- 2 ay içerisinde tamamlandı ve bu sayede çalışma kapsamındaki köylere su verildi. Proje tamamladığında Sürmeli Köyü’nün ekilebilir alanlarının yüzde 50’si sulanabilir duruma gelmişti. Yalnız bir belirsizlik söz konusuydu; “Bu sulama yöntemiyle bu topraklarda ne yetişebilirdi?” Zira o güne değin köyümüzde tütün başta olmak üzere buğday ve mısır tarla tarımı yapılıyordu. Tütün ziraatı bırakıldıktan sonra da süren hayvancılık vesilesiyle sadece bazı yem bitkilerinin üretimine devam edilmişti.
Köyde ilk toplantı Bafra İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü uzmanları tarafından yapıldı. Akabinde 19 Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Ziraat Fakültesi, Bafra Kaymakamlığı, Samsun Özel İdare AR-GE Dairesi ve gönüllü sivil kuruluşların da dâhil olduğu toplantılar peş peşe devam etti. Toplantılar, konferanslar, gezi gözlem ve ziyaretler sürerken kendiliğinden bu süreci yürütecek bir “sivil inisiyatif” grubu da oluşmuş oldu. Birkaç ay süren bu söyleşiler ve değişik bölgelere yapılan çiftçi ziyaretleri sonunda bu su ile bu bölgede organik tarım yapılabileceğine karar verdik hep birlikte.
KÖY HEM ORGANİK ÜRETİM HEM EKOLOJİK TURİZM ALANI
Fikir aşaması bu şekilde oluştuktan sonra gelelim tarladan- pazara giden bu serüvenin uygulama aşamasına, kısaca anlatır mısınız?
Organik tarımın nasıl yapılacağına dair gerek Bafra İlçe Gıda Tarım ve Tarım Müdürlüğü gerekse OMÜ öğretim görevlileri tarafından bizlere eğitim verildi. Yine İŞKUR üzerinden verilen Organik Tarım Kursu kapsamında 24 çiftçimiz belge almaya hak kazandı. Bu sırada Samsun Valiliği Özel İdare Müdürlüğü de AR-GE faaliyetleri kapsamında projeye ilgi duymuştu. Köye gelerek incelemeler yaptılar, köyümüzün genel konumu ve dokusundan çok etkilenmişler ki yapılan toplantıda Tarımsal Dönüşüm ve Organik Tarım Projesi’ne ekolojik turizmi de eklemeyi önerdiler. Düşünce bizler tarafından heyecanla karşılandı.
KÖYDE YAMAÇ PARAŞÜTÜ VE FOTO-SAFARİ YAPABİLİRSİNİZ
Akabinde iki adet sera köyümüze tahsis edildi ve sınırlarımız dâhilindeki Keltepe’nin yamaç paraşütü eğitim alanı olarak kabul edilmesi gibi gelişmeler de aynı günlerde gerçekleşti. Bu gelişmelere ilaveten sulama kanalları tamamlanarak bir de foto-safari çekim alanı olarak belirlenen köyümüzün, Bafra Kaymakamlığınca Organik-Ekolojik Turizm Alanı ilan edilmesi kuşkusuz tanıtımımız için olumlu katkılar sundu. Tüm bu altyapı üzerine 2014 yılında pazar açılışımızı yaptık ve o günden beri de doğal ürünler pazarımız her pazar günü meraklısıyla buluşuyor. Şuan tarım yapan 35 aile var bunun 27’si sertifikalı organik tarım yapıyor.
Köyünüzde en çok hangi ürünler üretiliyor? Samsun dışından talep olursa bu illere gönderim yapabiliyor musunuz?
Köyde yazlık kışlık olmak üzere Karadeniz Bölgesi'nde yetişen her ürün mevcut. Hayvancılık nispetinde yem bitkileri ekilişine ilaveten ayrıca çok yıllık meyve olarak da fındık, ceviz, elma, armut, hünnap yetiştirilmekte; organik olarak pazar stantlarında satışa sunuluyor. Pazar günleri açılan köy pazarının dışına şimdilik ürün vermiyoruz. Çünkü gelen müşterilere ancak ürün yetiştirilebiliyor diyebiliriz. İkinci neden ise bir ortak üretim merkezi olmadığından bazı ürünlerde standart oluşturmak için birlikte üretme disiplini henüz oluşturulamadı. Hali hazırda bu yönde çalışmalarımız da sürüyor. İleri vadede; üretimde artışa ilaveten paketleme ve tabi nakliye konularında entegrasyona gidebilirsek “Samsun dışına da ürün pazarlama neden olmasın?” diyoruz. Zira ürünlerimize her platformda güveniyoruz.
ÜRÜNLER ORGANİK SERTİFİKALI
Ürünleriniz organik ürün sertifikası bulunuyor mu? Pazarda tüketicinin en çok talep etiği ürünler neler oluyor?
Ürünlerimiz, ilgili düzenleme gereği; organik zincire kayıtlı ‘sertifikalı organik ürün’ olarak, hayvan ve hayvansal ürünler ‘köy ürünü’ olarak, evlerde (kendi hayvanlarından veya kendi ürünlerinden) elde edilen yan ürün ‘ev imalatı’ olarak, doğadan topladığı mevsimsel ürünler ise doğal ürün olarak kategorize ediliyor ve etiketlenerek kendi standartlarında sunuluyor.
Bu kategorideki ürünler elbette organik sertifikalı. Şu anda bu alanda 38 aile, ürettikleri organik- köy ürünü-doğal ürün ile ev imalatı ürünlerini satarak aile bütçesine katkı sağlıyor. Organik ürün üreticileri, üretim aşamasında tarlada ve satış sırasında sözleşmeli sertifikasyon kurumu tarafından (zaman zaman müşteri gibi habersiz gelmek suretiyle) ürünlerimizi sıkı bir şekilde denetliyor.
EN ÇOK İLGİYİ MEYVE-SEBZE, TURŞU VE REÇELLER GÖRÜYOR
Organik pazarımızda en çok ilgiyi; sebze-meyveler, ev yapımı reçel-turşu ve erişte-kuskus-makarna gibi ev imalatı işlenmiş ürünler görüyor. Yumurta, süt, beyaz et gibi hayvansal ürünler ise tam organik değil, ‘köy ürünü’ olarak satışa sunuyoruz. Ayrıca, gelen müşteriler için oluşturulan doğal ortamdaki pazar kahvaltısı hizmeti de özellikle şehir ortamından gelenlerin yoğun ilgisini görüyor.
BİR SOSYAL SORUMLULUK VE KADIN HAREKETİ
Proje, çiftçilerin özellikle de kadınların hayatlarına nasıl bir renk getirdi, sosyal hayatlarına nasıl yansıdı?
Organik Üretim Projesi’nin ekonomik ve sosyal olmak üzere iki boyutu var. Ekonomik olarak üretimden düşmüş aileler emeklerinin karşılığını, ürettikleri ürün ve harcadıkları emek nispetinde almaktan mutlu ve memnunlar. Tüketiciler de aracısız olarak uygun fiyatlarla sağlıklı ürüne ulaşabiliyor.
Kadın üretiyor, kadın pazarlıyor, kadın yönetiyor. Bu bağlamda, projeyi bir ‘sosyal sorumluluk ve kadın hareketi’ olarak niteleyebiliriz. Maddi boyutuyla kadınlarımız eskiden eşlerinin eline bakarken, proje ile kazanır oldular ve bu sayede özgüvenleri yerine geldi. Artık pek çoğu eşlerinden harçlık istemek şöyle dursun; kendileri evlerinin geçimine-çoluk çocuklarının okul masrafı yahut harçlığına en az eşleri kadar katkı sunmakta, daha iyi kazananlar da iş veya aile hayatlarıyla ilgili yatırım dahi yapabiliyor. Pazar bünyesinde yalnızca tarımsal ürünler üretip satan kadınlarımız yok. Örneğin müşterilerin talebi doğrultusunda gözleme yapan satan kadınlarımız da var ki bunlar da ekonomik olarak kendilerine katkı sağlıyor.
Bakanlığımızın verdiği desteklemelerden ve eğitimlerden yararlanıyor musunuz? Bugüne kadar başka ne gibi destekler aldınız?
Köyümüzde kayıtlı, denetimli organik üretim gerçekleştirildiğinden, bu zincire kayıtlı üreticiler Tarım Bakanlığının ilgili tüm desteklerinden yararlanıyor.
PROJE SAYESİNDE KENDİMİZE OLAN GÜVENİMİZ ARTTI
Sabber YILDIZ (Organik Üretici): “Ben 27 çeşit organik ürün yetiştiriyorum. Yine hayvansal ürünlerden süt loru, tereyağı, ayran çökeleği, tavuk, yumurta aklınıza ne gelirse üretip satıyorum. Kazanç olarak da aylık olarak diyebiliriz ki genellikle büyük kısmımız bir asgari ücret kadar alabiliyoruz. İki çocuğum var, buradan aldığım parayla onları okutuyorum.”
KAZANDIĞIM PARAYLA TRAKTÖRÜMÜ ALDIM
Yadigâr BİRCAN (Organik Üretici): “ Organik yeşillik, bezelye, silaj, buğday sebze aklınıza ne gelirse üretiyorum. Dün mesela 100 kilogram patates, 15 kilogram soğan ektim. Çilek yetiştiriyorum organik tarlamda. Hepsini eşimle beraber yapıyoruz. O toprağı sürüyor, ben dikiyor, ekiyorum. İşçi tutuyoruz, çünkü kiraladıklarımızla birlikte 60 dönümden fazla arazide yapıyoruz bu işleri. Şu an açıkta yapıyoruz ama yakında devletimizin de desteğiyle sera düşünüyoruz. Kendi müşterimiz de oluştu. Allaha şükür kazandığımızla traktörümüzü, ekim makinemizi aldık, çocuklarımızı okutuyoruz.”
ARTIK EŞİMDEN HARÇLIK ALMIYORUM
Keziban ÖZKAN (Organik Üretici): “Peynir yapıyorum, kaşardan tel peynirine kadar, çeşit çeşit peynirler yapıyorum. Tavuklarım var 50- 60 tane kadar, yumurtalarını satıyorum. Ben Trabzonluyum, yayla kızıyım buraya gelin geldim. Annemden öğrendim bu türlü çeşitli peynirleri yapmayı. Bu işleri yaptıktan sonra gelirimiz tabi ki arttı, eskiden eşlerimizden harçlık isterdik. Ama şu anda Allah bereket versin her hafta az ya da çok ama muhakkak kazanıyoruz ve artık eşlerimizden harçlık almıyoruz. İçimizden daha Samsun’a gidip görmeyenler vardı, bu proje sayesinde nerdeyse Türkiye’yi gezdi kadınlarımız.” işin başından beri gerek düzenli eğitimler-seminerler ve gerekse de talep oldukça danışmanlık anlamında desteklerini sürdürüyor.
ORGANİK ÜRÜNLERLE KAHVALTI YAPMAK MÜMKÜN
Duyduk ki proje etkisiyle köyünüzde festivaller, şenlikler de düzenleniyor. Bunlardan da kısaca söz edebilir misiniz?
Elbette. Başta da ifade ettiğimiz gibi; sınırlarımız içindeki Keltepe’nin yamaç paraşütü eğitim alanı olarak kabul edilmesine ilaveten, köyümüzün fotoğraf meraklıları için foto-safari çekim alanı ve organik-ekolojik turizm alanı ilan edilmesiyle birlikte meselenin sosyal boyutu kendini göstermeye başladı.
Pazar günleri kurulan organik pazarımızın hemen yanına inşa edilen piknik alanı ve kahvaltı evlerinin şehir ortamından çektiği kalabalığın da etkisiyle sosyal boyut daha da öne çıktı. Bu bağlamda köyde değişik sosyal etkinlikler düzenleniyor. Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri, Yöresel Ot Festivali, Yerli Tohum Şenliği, TEMA Uçurtma Şenliği, Dünya Organik Günü kutlamaları gibi. Yine bu kapsamda, mümkün olursa; köydeki Türk evlerinin restorasyonunu gerçekleştirmek istiyoruz. Bu evlerde de mübadil yemeklerinin tanıtıldığı bir restoran hizmetiyle farklı lezzetleri görücüye çıkarmak da düşüncelerimiz arasında.