OCAK-ŞUBAT 2022 / ÖNDER ÇİFTÇİ
“Sürdürülebilir tarım ve çevreyi koruma bilinciyle çiftçilik yapıyorum”
Hülya OMRAK -
İbrahim YAVUZ
Mehmet AYAZ
Turizm sektöründe üst düzey yöneticiyken 2018 yılında tarıma yönelen Gülay Yando Antalya’nın Manavgat ilçesinde 30 bin metrekarelik alanda üretim yapıyor. 20 bin metrekaresinde örtüaltı muz, 10 bin metrekare açık alanda ise avokado, zeytin gibi çeşitli meyveler üreten Gülay Yando, hayallerinin üzerinde üretim yaptığını söylüyor. Kadınlara ilham olmak istediğini dile getiren girişimci Gülay Yando’nun hikâyesini dergimizin bu sayısında sizlerle paylaşıyoruz.
Biz sizi yaşadığınız bölgenin üreten ve girişimci bir kadını olarak tanıyoruz ama kendinizi bir de siz anlatır mısınız?
2018 yılından itibaren yaklaşık 4 yıldır Antalya’nın Manavgat ilçesinde 30 bin metrekarelik alanda çiftçilik yapıyorum. 20 bin metrekare örtüaltı muz üretimi, 10 bin metrekare açık alanda zeytin, avokado ve bazı meyveleri yetiştiriyorum. Aynı zamanda 50 kilovatlık enerji üretimi ile hem tükettiğim enerjiyi karşılıyor hem de bundan gelir elde ediyorum.
KADININ İSTEDİĞİ ZAMAN ÜSTESİNDEN GELEMEYECEĞİ HİÇBİR İŞ YOKTUR
Girişimcilik öykünüz nasıl başladı? Çiftçilik yapmak isteyen kadın girişimcilere ilham olması açısından anlatır mısınız?
Uzun bir süre üst düzey yöneticilik ve danışmanlık derken 20 yıllık turizm geçmişinden sonra artık kendi işimi yapmaya karar verdim. Kariyerimi ve hayallerimi ortak bir noktada buluşturmak aynı zamanda birikimimi doğru iş modeli ile değerlendirmek benim için önemliydi. İnovasyonlardan, özgün fikirlerden ve fırsatlardan yararlanarak neler yapabileceğimi araştırdım.
Hangi sektör olursa olsun; proje öncesi araştırma, yapılacak işin ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi ve bu ihtiyaçları karşılayabilecek donanıma sahip olmak, yapacağımız işin sürdürülebilir olması, olumsuzlukları göz önünde bulundurmak, istikrarlı olmak, öz kaynakları doğru yönetmek ve akabinde kullanmaya devam edebileceğimiz bir bütçeye sahip olmak ve en önemlisi ürettiğimizi pazarlayabilecek stratejileri iyi gözetmek gerekmektedir.
HAYALLERİMİN ÜZERİNDE ÜRETİM YAPIYORUM
Ben bunların hepsini birleştirdiğimde ve öz benliğimi de yapacağım işle harmanladığımda ruhum beni üreticiliğe yani tarıma yönlendirdi. Kendi öz sermayemle yapabileceklerimi araştırırken devlet destek ve imkânları ile karşılaştım. Yapacağım yatırımın yüzde 50’sini bana hibe edeceklerinin taahhüdünü aldım. Ve artık hayallerimin bile üzerinde üretim yapabiliyorum.
Bir de eklemek istiyorum, kadınlarımız şu doğruyu sürekli akıllarında tutsun. Kadın olarak hayata 1-0 önde başlıyoruz. Hassas düşünebilen, ayrıntıya dikkat eden, düzenli, çalışkan, çoğalabilen, dayanıklı ve duygusal yaratılmışız. İş hayatı ile bunları olumlu yönde birleştirdiğimizde bir volkan oluşturabiliriz. Kadının istediği zaman yapamayacağı, üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yoktur.
Yıllardır çiftçilik yapan kadınlarımızdan ilham aldım ve modern tarım ile yoğurdum. İnanıyorum ki bundan sonraki nesiller de bizlerden ilham alıp kendilerini güncelleyerek yola devam edeceklerdir.
TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ SÜRECİ DESTEKLEDİ
Serayı kurmaya karar verdiğinizde ilk desteği kimden ve nereden aldınız? Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile sürecin başından beri irtibat halinde misiniz?
İnternetten başvuru sonrasında Antalya İl Tarım Müdürlüğü Kırsal Kalkınma Şubesinden ön bilgiyi aldım. Proje tamamlanana kadar birlikte tüm süreci takip ettik. Hala bazı istişarelerimiz devam ediyor. Yeni fikirleri, yeni üretim ağı ve modern tarım uygulamalarını konuşuyoruz. Bir ayağım sürekli Antalya İl Tarım Müdürlüğünde denebilir.
ALANINDA UZMAN ZİRAAT MÜHENDİSLERİNDEN SÜREKLİ DESTEK ALDIM
Bu işi yapmadan önce tarım sektörü üzerine herhangi bir eğitim aldınız mı?
Minimal çiftçilik yapan bir ailede doğdum ancak yaptığım işlerde bunun bir yeterliliği yoktu. Tarımda üretime başlamadan önce çiftçiliğe dair herhangi bir eğitim maalesef almadım. Ancak ne demişler: Bilmiyorsanız bir bilene sorun. O yüzden alanında uzman ziraat mühendislerinden sürekli destek alarak üretimin ilk yılını tamamladım, biraz alaylı oldum denebilir.
Pandemi döneminde krizi fırsata çeviren olmak çok önemliydi. Antalya İl Tarım Müdürlüğünün başlattığı on-line eğitimlerle ürettiğim ürünlerin tarihinin, menşeinin, yetiştirilme ve verimlilik arttırma yöntemlerinin neler olduğunu profesyonellerinden bizzat öğrenme imkânım oldu. Bu sayede hem alaylı hem eğitimli oldum.
TEKNOLOJİDEN FAYDALANMAK İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETİYOR
Çiftçiliğin zorluklarından bahseder misiniz?
Elbette her işin zorlukları ve riskleri var. Önemli olan bunları görebilmek ve önlem almak. Çiftçilik ilk bakışta zor gelebilir ancak çiftçilik eskiye nazaran daha kolay. Eğer sistemi iyi kullanır ve teknolojiden yararlanırsanız işinizi yüzde 50 hafifletmiş olursunuz.
Benim seram modern bir sera, teknoloji çağından faydalanıyorum. Telefonla uzaktan tek tuş ile seranın içindeki tüm aksiyonları yönetebiliyorum. Isı pompası ile yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak sera içindeki iklimlendirmeyi sağlıyorum. Modern iş makineleri ile beden işçiliği gerektiren işleri hafifletiyorum.
İşinizi iyi takip ederseniz ve oluşabilecek olumsuzlukları öngörebilirsiniz bu da sizi başarıya ulaştırır. Her işin zorlukları vardır, önemli olan sürdürülebilir, çevreci, yenilenebilir ürünleri üretmek. Ben sürdürülebilir tarım ve çevreyi koruma bilincinde hareket ediyorum.
TÜRKİYE TÜKETTİĞİ MUZUN YÜZDE YÜZÜNÜ ÜRETEBİLİR DURUMDA
Seradan elde ettiğiniz ürünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Pazarlama kısmından biraz bahseder misiniz?
Muz dalından yeşil toplandığı için sofralara ulaşıncaya kadar belli serüvenlerden geçer. Birincisi hasat, ikincisi kalibrasyon ayrımı ve kasalama, üçüncüsü sarartma işlemi. Bu işlemlerin ardından pazara sunulur. Çiftçiler bu işin sadece üretme kısmında varlar sonra diğer işlemleri bir firma gelir ve tamamlar. Bizler ürünle tarlada vedalaşırız.
Türkiye 2017 yılında tükettiği muzun yaklaşık yüzde 70'ini ithal muz olarak pazarlıyordu. Ülkemizdeki sup tropik iklim sayesinde dış mekânlarda Alanya ve çevresi, Anamur ve çevresi yerli üretimi belli dönemlerde destekleyebiliyordu. Ancak örtü altında iklimlendirmeyi şartlandırarak tropik meyve üretimi başladı, bu sayede muz başta olmak üzere şu an Türkiye'de birçok tropik meyve üretimi yapılabilmektedir. Devlet teşvik destek ve hibeleri sayesinde şu an Türkiye kendi tükettiği muzun neredeyse yüzde 100 'ünü üretebilir durumda.
Tarımda bilinçli hareket etmek ve yeniliğe açık olmak ar-ge çalışmalarıyla yeni trend ürünleri kovalamak sizi pazarda bir adım önde tutacaktır.
“KADINLARA İLHAM OLMAK İSTİYORUM”
Hedefleriniz nelerdir?
Şu an yapmakta olduğum işi en iyi haliyle yapmaya devam etmek, yeni tropik meyveleri üreterek üretim hacmimi büyütmek, ülkemin en ücra köşesindeki vatandaşları bile, yani tüm Türkiye'yi dünya meyveleri ile tanıştırmak ve son olarak çiftçiliği yapmayı düşünüp bir türlü harekete geçemeyen kadınlarımıza da ilham olmak istiyorum.