OCAK-ŞUBAT 2022 / KAPAK KONUSU

Türkiye turunçgiller pazarında küresel oyuncu


Murat ÖZKAN    

02.02.2022 


Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında turunçgiller ürünleri yıllar itibarıyla önemli bir konuma ulaştı. Dünya genelinde limon üretiminde 4’üncü, portakalda 8’inci, mandalinada 3’üncü ve greyfurtta 8’inci en büyük üretici ülke konumuna gelen Türkiye’nin toplam turunçgiller rekoltesi ise 4,3 milyon ton olarak gerçekleşti. Akdeniz İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı ve Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nejdat Sin ile sektördeki avantajlar ve dezavantajların neler olduğu, üretim ve fiyat istikrarı için gerekli şartlar, markalaşma ve teknolojinin kullanılması gibi birçok değişken için nelerin yapılması gerektiği konusunda dergimiz okuyucuları için bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ülkemizde turunçgiller üretim ve ticaret rakamları ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Anavatanı Çin ve Hindistan olan turunçgiller üretiminde 1990’lı yılların başından itibaren büyük gelişim gösteren Türkiye, son 30 yıllık süreçte ağaç varlığını ikiye, üretim miktarını üçe katlayarak bu sektörde küresel oyuncu haline geldi. Dünya genelinde limon üretiminde 4’üncü, portakalda 8'inci, mandalinada 3’üncü ve greyfurtta 8’inci en büyük üretici ülke konumuna gelen Türkiye’nin toplam turunçgiller rekoltesi ise 4,3 milyon tona ulaştı. 
 
Taze olarak tüketiminin yanında meyve suyu, reçel ve marmelat olarak değerlendirilen, kabuğu kozmetik ve parfüm sektörüne ham madde olan turunçgiller çeşitlerinin üretimi Türkiye’de son çeyrek yüzyılda yıldan yıla düzenli bir artış gösterdi. Bu ürün grubunda 1988 yılında 23 milyon 853 bin adet ağaç varlığına ve 1 milyon 445 bin ton rekolteye sahip olan Türkiye, 2020 yılında ağaç sayısını 51 milyon 961 bine, rekolte miktarını ise 4 milyon 348 bin tona yükseltti. 2020 yılında ülkemizde 1 milyon 333 bin ton portakal, 1 milyon 585 bin ton mandalina, 1 milyon 188 bin ton limon ve 238 bin 012 ton greyfurt hasat edildi. Yüksek ekonomik getirisinin yanında yüz binlerce kişiye istihdam sağlayan dev bir sektör haline gelen turunçgiller tarımı yurt genelinde yaklaşık 144 bin hektar alana yayıldı. 
 
2020 YILINDA 933 MİLYON 150 BİN DOLAR DÖVİZ GELİRİ
2020 yılında 1 milyon 802 bin ton turunçgiller ihraç ederek 933 milyon 150 bin dolar döviz geliri elde eden Türkiye, 2021’in ilk 10 ayında bu ürün grubunda küresel pazarlarda yüzde 10 oranında ihracat artışı yakaladı. Ocak-ekim ayları arasında 1 milyon 93 bin ton turunçgiller ihraç eden Türkiye, 539 milyon 699 bin dolarlık dış satım hacmine ulaştı. Bu dönemde turunçgiller ihracatının yüzde 68‘ine imza atan Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) liderliğini sürdürdü. Türkiye yaş meyve sebze sektörünün koordinatörlük ve sekreterya hizmetlerini yürüten Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, söz konusu dönemde 367 milyon 822 bin dolarlık turunçgiller ihracatına imza attı. 
 
En çok ihracatımız genel olarak hangi ülkelerle yapılıyor? Uzak pazarlara açılma noktasında çalışmalar var mı?
Türkiye’nin 2021 yılı Ocak-Ekim dönemindeki turunçgiller ihracatını ülke gruplarına göre değerlendirdiğimizde ana pazarlarımızı yüzde 51 pay ile Bağımsız Devletler Topluluğu, yüzde 25 ile Orta Doğu ve yüzde 15 pay ile Avrupa Birliği ülkeleri oluşturdu. Söz konusu dönemde en fazla turunçgiller ihraç ettiğimiz ülkeler listesinde 205 milyon dolar değer ile Rusya Federasyonu birinci sırada yer aldı. Turunçgiller ihracatımızın yüzde 38’ini gerçekleştirdiğimiz Rusya pazarında bu dönemde yüzde 21 oranında artış yakaladık. 84 milyon dolar değer ve yüzde 16 pay ile Irak ikinci, yüzde 8 pay ve 42 milyon dolar değer ile Ukrayna üçüncü ülke oldu. Ocak- ekim döneminde turunçgiller ihracat hacminde en yüksek artışları ise Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak pazarlarında elde ettik. Suriye’ye yüzde 472 artışla 8,5 milyon dolarlık, Birleşik Arap Emirlikleri’ne yüzde 50 artışla 7,7 milyon dolarlık, Irak’a yüzde 45 artışla 84 milyon dolarlık turunçgiller ihraç ettik. 
 
İHRACAT PAZARLARI ÇEŞİTLENECEK
Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak turunçgiller üretiminde ve pazarlamasındaki sorunlara çözüm üretmek için büyük gayret gösteriyoruz. Dış pazarlarda rağbet gören çeşitlerle bahçelerin tesis edilmesi, hasat ve ihraç tarihleri, hasat işçiliği maliyetleri ve turunçgiller zararlılarıyla mücadele konularında tüm sektör paydaşlarını bir araya getirerek ortak akıl ile ilerliyoruz.
 
Son yıllarda ilgili bakanlıkların ve devlet kurumlarının birçok üründe olduğu gibi turunçgiller sektörünün tüm bileşenlerini bir araya getirerek karşılıklı fikir alışverişinde bulunuyor. Bu sahiplenme, geleceğe yönelik daha etkin bir turunçgiller üretim planlaması, üretimi teşvik edecek verimli bir destekleme politikası ile yeni pazarlara ulaşma ve markalaşma stratejisi oluşturabileceğimize yönelik ümitlerimizi güçlendiriyor. Bunları elde edebildiğimiz takdirde İspanya, Güney Afrika, Brezilya, Çin ve Amerika gibi piyasanın hâkimi ülkelere karşı rekabet gücümüz daha da artacaktır. Bu yıl da sezona girilirken yaptığımız istişare toplantılarında ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmeye yönelik hedef pazarlarımızı Uzak Doğu ve Avrupa Birliği ülkeleri olarak belirledik. Özellikle mandalinada Çin, Uzak Doğu, Güney Kore ve ABD pazarlarında etkinliğimizi artırmak istiyoruz. 
 
Pazar çeşitliliğini artırmaya yönelik hedeflere ulaşılabilmesi için Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatının yaklaşık yüzde 45’ini gerçekleştiren Çukurova illerinde demir yolu altyapısının güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. 

Haber Görseli

ERKENCİ VE GEÇÇİ ÇEŞİTLERLE ÜRETİM SEZONUNUN UZATILMASI BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Turunçgillerde ülkemizin üretim ve pazarlama stratejisi nasıl? Türk ürünleri yurt dışında ilgi görüyor mu? Markalaşmada sıkıntı oluyor mu?
Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında en önemli kozunun turunçgiller ürünleri olduğunun bilincindeyiz. Rakamları daha yukarı taşımak, pazarı korumak ve genişletmek için bu meyvelerde erkenci ve geççi çeşitlerle üretim sezonunun uzatılması büyük önem taşıyor. Dış pazarlarda ürünün kalitesi, tutundurma faaliyetleri, taşıma şekilleri, ürünü fiyatlandırma şekilleri ve ithalatçı ülkenin veya müşteri isteğinin karşılanmasının rekabetçilikte önemli etkenler olduğunu biliyoruz. Rekabetin yoğun olduğu turunçgiller ticaretinde küresel pazarlarda tercih edilebilirliği artırmamız için ürünlerin kalitesini veya verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalara çok daha fazla yönelmeliyiz. Çünkü turunçgiller ihracatında rakip durumda olan ülkelerdeki hasat dönemi Türkiye’nin hasat sezonuyla çakışıyor. Ayrıca İspanya gibi ülkelerdeki çeşitlerin geniş hasat sürecine yayılmış olması da rekabetçiliğimizi olumsuz etkiliyor. 
 
Kimi zaman belli ülkelerden bazı ürünlerin geri gönderilmesi gibi durumlarla karşılaşılmakta. Bu ve benzeri durumlarla ilgili ne tür önlemler almaktasınız?
Bitki zararlıları ve zirai ilaç kalıntısı yaş meyve ve sebze ihracatımıza darbe vuruyor. Ürünlerimizin ihraç pazarlarından geri dönmesi ülke imajını da zedeliyor. Son yıllarda zirai ilaç kullanımını büyük ölçüde azaltacak metotların, eylem planlarının ve bilinçlendirme faaliyetlerinin hayata geçirilmesinde önemli mesafeler kat edildi. Ancak turunçgiller ve sert çekirdekli meyvelere zarar veren Akdeniz meyve sineğinin varlığı halen çok ciddi tehdit olarak devam ediyor. Bu nedenle zararlı sinek ile mücadeleyi Tarım ve Orman Bakanlığının öncülüğünde tüm kurumlarımızla birlikte en etkin şekilde yürütmemiz gerekiyor.
 
AKDENİZ MEYVE SİNEĞİ MÜCADELESİ ULUSAL EYLEM PLANI
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından oluşturulan Akdeniz Meyve Sineği Mücadelesi Ulusal Eylem Planı’nda sağlıklı, güvenilir ve kontrollü ürün yetiştirilmesi, sektörde farkındalık oluşturulması, pazarlama imkânlarının artırılması, ticaretin kolaylaştırılması ve sürdürülebilir üretimin artırılması amaçlanıyor. Meyvelerde önleyici tedbirlerin alınması, biyoteknik ve kimyasal mücadelenin eş zamanlı ve toplu şekilde yapılması başarıyı artırmada büyük önem taşıyor. Bu zararlıya karşı bahçelerde, nakil araçlarında, işleme ve paketleme tesislerinde, satış noktalarında, çöp ve atık toplama alanlarında etkin mücadele yapılması gerekiyor. İhracatçı olarak bizler de paketleme ve işleme tesislerimizde bulaşık meyvenin ayıklanması, uygun koşullarda toplanması, toprağa gömülerek imha edilmesi konusunda gerekli tedbirleri uyguluyor, çalışanlarımıza eğitimler veriyoruz. Bu sorunun üstesinden gelmek için üreticilerimizle birlikte mücadeleye devam ediyoruz.
 
Sektörü bir bütün olarak ele alıp zirai ilaç kullanımını büyük ölçüde azaltacak metotların, eylem planlarının ve bilinçlendirme faaliyetlerinin hayata geçirilmesinde seferber olan Tarım ve Orman Bakanlığımızın destekleriyle hem üretimde hem de ihracatta çok daha büyük başarılar elde edeceğimize inanıyoruz.

Haber Görseli

KISIR SİNEK METODU 
Teknolojik yeniliklerin üretim ve pazarlamada kullanılması noktasında hangi çalışmalar yapmaktasınız?
Akdeniz meyve sineği ile baş etmek için nükleer tekniklerin kullanılmasına ilişkin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2010 yılından beri araştırmalar yürütüyor. Hazırlanan teknik raporda Akdeniz Meyve Sineği İle Mücadelede Nükleer Tekniklerin Kullanılması başlığı altında ‘kısır sinek metodu" uygulaması ayrıntılı olarak ele alınıyor. Kısır sinek metodu ile üretilen erkek sinekler doğaya bırakılıyor. O sinekler dişilerle çiftleşiyor. Dişi sinek meyveye yumurta bırakıyor fakat kısır olduğu için larva üretmiyor. Bu yöntem, 1970’li yıllardan itibaren Meksika, Şili, Arjantin, Peru, Portekiz, Ürdün, Güney Afrika, İsrail, Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya ve Florida bölgelerinde başarıyla uygulanıyor. Bu ülkelerin hepsinde zirai ilaç kullanımı büyük oranda azaldı. Halen kısır böcek üretim tesislerinin yüzde 60’ı Amerika’da, yüzde 14’ü Afrika, yüzde 11’i Asya, yüzde 9’u Avrupa ve yüzde 6’sı ise Avustralya’da bulunuyor. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bu konuda ülkemizde de bir tesisin kurulması ve kısır sinek üretilerek doğaya salınmasını önerdi. Yaklaşık 10 yıldır gündemde olan bu konuda geçtiğimiz aylarda Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonunda İzmir Bornova’da Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde ilk adımlar atıldı. 

Haber Görseli

ZİRAİ İLAÇ KULLANIMI AZALACAK
Akdeniz meyve sineği’nin yanı sıra unlu bit, kırmızı kabuklu bit ve pas böcüsü gibi bitki zararlıları ile mücadelede meteorolojik verilerin ve tahminlerin daha etkin kullanılması ile ilgili olarak Mersin ve Adana’da "Gün Derece Yöntemi" adıyla bir başka proje hayata geçiriliyor. Mersin Meteoroloji İl Müdürlüğünün teknik altyapı ve AR-GE çalışmasını yaptığı bu projede ilk aşamada tarımsal amaçlı gözlem yapacak üç istasyon kuruldu. Bu istasyonlarla gerekli veriler üretilmeye başlandı. Bu proje, öncelikle bitki zararlılarının gelişme safhalarında ihtiyaç duyduğu toplam sıcaklık prensibi üzerinden yürütülüyor. Akdeniz meyve sineğinin ergin döneme geçmek için ihtiyaç duyduğu 369 derecelik toplam sıcaklıktan sonra tek bir ilaçlama ile mücadelesinde başarı hedefleniyor. Bu projede en doğru ilaçlama zamanının yakalanması amaçlanıyor. Gün Derece Yöntemi’nde tarımsal ilaç maliyetlerinin yüzde 30 oranında azaltılması ve rekolte artışı öngörülüyor.
 
Turunçgiller sektörünün ülkemizdeki geleceği ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Turunçgillerde ton başına birim ihraç fiyatı maalesef yıldan yıla azalıyor. Küresel pazarlarda miktar olarak elde ettiğimiz pozisyonu değer olarak koruyamıyoruz. Uluslararası Ticaret Merkezi’nin verilerine göre 5 yıl öncesine kıyasla Türkiye’nin ihracatı miktar olarak yüzde 47 düzeyinde arttı. Ancak aynı döneme göre yaklaşık değerde yüzde 11 oranında bir gerileme söz konusu. Türkiye, 5 yıl öncesine göre portakalı ton başına yüzde 44, mandalinayı yüzde 37, limonu yüzde 28, greyfurtu yüzde 31 daha ucuza ihraç ediyor. 
 
Örnek verecek olursak, mandalinada ton başına 459 dolar gelir sağlamaktayız. Bu rakam Çin için ortalama 1.355 dolar, İspanya için ortalama 950 dolar seviyesindedir. Portakaldan ülkemiz ton başına 383 dolar gelir sağlarken Mısır ortalama 860, İspanya 850 dolar gelir elde ediyor. Limonda da durum pek farklı değil. Turunçgiller ihracatımızın çok büyük bölümünü sadece üç ülkeye gerçekleştiriyoruz. Rusya, Irak ve Ukrayna pazarları miktarda yüzde 68, değerde yüzde 66’lık pay alıyor. Hâlbuki dünyada turunçgiller talebinin yüzde 40’tan fazlası Avrupa Birliği ülkelerinden geliyor. Avrupa Birliği 7 milyon ton hacminde ve yaklaşık 8 milyar dolar değerinde turunçgiller pazarına sahip. Türkiye’nin Avrupa Birliği pazarından aldığı pay ise yüzde 3’e yakındır. En önemli ithalatçılar olan Hollanda, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde İspanya ile rekabet edemiyoruz. Dünyada sofralık turunçgiller ticaretinde yaklaşık 18 milyon tonla yaklaşık 15 milyar dolarlık bir pazar hacminden söz ediliyor. Endüstriyel turunçgiller ürünlerinin ticaretinde de yaklaşık 10 milyar dolarlık önemli bir pazar bulunuyor. Bu pazardaki payımızı artırmak için sofralık turunçgiller ürünlerinin üretimi ve ihracatında katma değer yaratan, işleme sanayisini geliştirecek yeni politikalar geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hem rekabetçi olduğumuz mevcut ürünlerin hem de yeni tür ve çeşitlerin hasat süresini, ürün ve kalite kaybı olmadan tüm sezona yayılacak şekilde genişletmenin yollarını aramalıyız.

narenciye akdeniz ihracat yaşmeyve günderece