MART-NİSAN 2022 / EL SANATLARI

Kalemin dili: Hüsn-ü Hât


Hilal DOĞAN    

12.04.2022 


Arapça, çizgi, yazı anlamına gelen hât kelimesine ilk defa, bilinen yazılı kaynaklar arasında, İslami Türk edebiyatının ilk eseri olan Kutadgu Bilig’de (1069) rastlanmıştır. Eserde hât, şu şekilde geçer: ‘’balâgât bile xatt teneşse’’ (söz güzelliği ile yazı güzelliği denk gelse).

Hat sanatı, icra ediliş biçiminden de anlaşılacağı üzere Kur’an-ı Kerim’i temel alarak; O’na duyulan saygı ve sevginin bir tezahürü olarak ortaya çıkmış olup usta ellerden hususi kağıtlara aktarılmış eşsiz eserlerin ortaya konulduğu sıra dışı bir sanattır. Hat sanatı icra eden kişiye de hattat denir. Tarihte ilk defa hattat unvanı ile karşımıza çıkan ve Arap harflerini sanat olarak geliştirdiği bilinen ilk kişi Emeviler dönemine damgasını vuran Kutbetü’l Muharrir’dir. Emevilerden sonra Abbasiler, Fatımiler, Karahanlılar ve Gazneliler döneminde de kufi yazı çeşidi kullanılagelmiş olup en önemli eserlerin Kahire ve İstanbul’da yapılmasının önü açılmıştır. Bunun yanında Semerkant’taki bazı cami ve türbelerde rastlanan celî yazılar ve Anadolu Selçuklu mimari eserlerinde görülen hat sanatları dikkat çekicidir. Anadolu Türkleriyle daha da önem kazanan hat sanatı, Osmanlı devrinde zirveye ulaşmıştır. Fatih Sultan devrinde Türk hattat Şeyh Hamdullah, yazıda yeni bir üslubun çıkmasını sağlamış ve ‘Türk ekolü’ denilen bir üslup ortaya çıkmıştır. O dönemden itibaren en çok kullanılan yazı çeşidi sülüs ve nesih olmuştur. Bu ikisini yazabilen, diğer yazı çeşitlerini kolaylıkla yazabiliyordu. Divani yazı ve günlük işlerde kullanılan rika da Osmanlılara has olup Arapların rika yazı çeşidini Türklerden öğrendikleri bilinmektedir. 
 
Bu usta ellerden birisi de bu kadim sanatın hem okulunu okumuş hem de sahasında yetişmiş olan bir âli mektep hocası, yani akademisyen. İstanbul, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Eski Yazı Ana sanat Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hattat Hüseyin Gündüz’le sanatı hakkında konuşacağız. 

Haber Görseli

HATTAT GÜNDÜZ: “ HAT SANATININ TEMELİNDE ‘GÜZEL’ VARDIR”
Bize kendinizden bahseder misiniz? Hüseyin Gündüz kimdir?
 
1961 yılında Kayseri’de dünyaya geldim. Babam Necip Bey, annem Hatice Hanımdır. Babamın işi dolayısıyla 1972 yılında İstanbul’a gelip Beşiktaş’ta Ressam Hamdi Bey sokaktaki evimize yerleştik. 1975 yılında lisede musiki dersine gelen hocam Muhiddin Serin’den yazı meşk etmeye başlayarak hat sanatı ile tanıştım. Muhittin Serin hocamdan sülüs, nesih ve rika yazılarını öğrendim. Daha sonra Süleymaniye Camii başimamı Hâfız Saim Özel’in nesih derslerine katıldım. 1976 yılından itibaren vefatına kadar Hamit Aytaç’tan sülüs ve nesih yazılarını meşk ettim ve kendisinden sülüs-nesih icâzetimi aldım. 
Aynı dönemler içerisinde Kemal Batanay’ın ta’lîk derslerine katıldım. Bu arada 1980 yılında tanıştığım Prof. Emin Barın Hocam ile 1987 yılında vefatına kadar hat sanatının incelikleri, yazı tetkiki, kûfi, dîvânî ve celî dîvânî yazıları ve yazı restorasyonu konusunda çalışmalar yaptım. Bu süre içerisinde Çemberlitaş’ta bulunan Barın Yazı ve Cilt Atölyesi’nde Emin Barın Hoca’mın asistanlığını da yaptım. 1984 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldum. 1985 yılında Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Hat Ana sanat Dalında araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Üniversitede Hattat Mahmut Öncü, Prof. Dr. Ali Alparslan, Prof. Kerim Silivrili, İslam Seçen, Tahsin Aykutalp, diğer hocalarım ve meslek arkadaşlarımla güzel ve verimli bir başlangıç oldu. Üniversitede hem derslere girmeye hem de akademik anlamda lisansüstü eğitim ve öğretim yapmaya başladım.  
 
1988 yılında‘’ Şeyh Hamdullah ve Karahîsâri Ekollerinin Karşılaştırması‘’ konulu çalışmamla yüksek lisans programını, 1994 yılında ise ‘’Hat Sanatının Estetik Öğeleri‘’ konulu çalışmamla Sanatta Yeterlik (Doktora) programını tamamladım. 
 
Üniversitede Hattat Mahmut Öncü ile celî sülüs yazısı ve tuğra üzerine çalışmalar yaptım. Prof. Ali Alparslan ile ta’lîk ve celî dîvânî yazılarını meşk ettim. 1996 yılından bu yana Hat Ana sanat Dalı Başkanı olarak görevimi sürdürmekteyim. Sadberk Hanım Müzesi’nde, yerli ve yabancı koleksiyonlarda eserlerim bulunmaktadır. Sadberk Hanım Müzesi, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi ve birçok özel koleksiyonlarda bulunan el yazmalarının restorasyonlarını yaptım. Hat sanatı ile ilgili 30 kadar makalem yayınlanmış olup, Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanmış 6 kitabım ve katalog kitaplarım bulunmaktadır.

Haber Görseli

‘’HAT, CİSMÂNÎ ÂLETLERLE MEYDANA GETİRİLEN RÛHÂNÎ BİR HENDESEDİR‘’
Hat sanatı ve hattatlık deyince ne anlamalıyız? 
 
İnsanlar arasında yazılı haberleşme ihtiyacından doğan yazı, toplumlar geliştikçe estetik değerler kazanarak bir sanat hâline gelmiştir. Yazı sanatı günümüzde hiç kuşkusuz resim, heykel gibi görsel sanatların yanında yer almış ve hattâ diğer görsel sanatları etkilemiş, onların ilham kaynağı olmuş bir sanat dalıdır.  Estetik değerlere sahip, belirli ölçü ve kaideleri olan, tasarım yapmaya en uygun yazı, Arap yazısından gelişmiş olan ‘’hüsn-ü hat‘tır. 
 
Hat sanatıyla tanışmanız nasıl oldu? 
 
Çocukluktan beri zaten yapımda güzel sanatlara karşı var olan alaka, lise sıralarında musiki ve hat sanatı ile tezahür etti. Lise sıralarında musiki ve hat hocamız Muhittin Serin’den yazı meşk etmeye başlayarak hat sanatının güzel ve mistik dünyasına adım attım.
 
Hâfız Osman’ın yazdığı Kur’ân-ı Kerîmler, Ayasofya Camii’nde  Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından celî sülüs hattı ile  neftî yeşil zemin üzerine yazılan “Allah cc., Muhammed as. ve Çihâr yâr-i güzîn levhaları çok etkilemiştir beni. Altın kullanılarak, zer-endûd tekniğinde yazılan daire formundaki levhaların çapı 7.5 m. olup, 35 cm. kalınlığındaki kalem ile yazılmıştır. Allah Lafzındaki “elif” harfi 5 m. 60 cm.’dir. Kazasker’in imzası 1.5 m. yüksekliğindedir. Allah’ın kelâmını en iyi şekilde yazma duygusu ile gelişen hat sanatı adeta mıknatıs gibi çekmişti beni. Küçük harfler daha sonra anlamlı ve estetik güzel yazılara dönüşmüştü. Celî yazılardaki kalem akışı ise muhteşem bir estetik görüntü vermekteydi. Kalem, kâğıt, mürekkep, Allah’ın kelâmını en iyi şekilde yazma duygusu, hat sanatının gönlüme düşmesinde etkili olmuş âmillerdendi.
 
İcra ettiğiniz sanatın hem okulunu okumuş, eğitimini almış hem de bu işi senelerdir tatbik eden biri olarak hat sanatının üzerinizdeki tesirini bizimle paylaşır mısınız? 
 
Hat manevi olarak bir ibadet gibidir. Temelinde güzel yatar. Hattın temelinde yatan güzeli ruhunda, kalbinde ve kişiliğinde biriktiren sanatkâr bu güzeli diğerlerine yansıtır ve paylaşırsa amacına ulaşmış ve en güzel sanat eserini yapmış olur. Bir eseri hazırlarken yaşanan süreç çok önemlidir. Sanatkâr metni belirledikten sonra harfleri dizerken, kompozisyonu tasarlarken, kağıdı özenle seçerken, mürekkebi hazırlarken ve kalem ile kağıdı buluştururken, kalemin çıkardığı sesten keyif alırken, kalem ile mürekkebin akışını kağıt üzerinde sabitleştirirken aldığım manevi haz aynen sessiz bir musiki gibidir. Yazı yazarken adeta zaman durmuş gibidir. Zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Yazdığınız ibare bitip tashihi de yapıldıktan ve bir de uygun bir tezyinatla bezendikten sonra deymeyin keyfime…

Haber Görseli

SANATTA YETENEĞİ GELİŞTİRMEK İÇİN EĞİTİM ŞART 
Bu sanatla uğraşabilmek eğitimle mi alakalı yoksa yetenek midir? Herkes hattat olabilir mi?
 
Herkes yazı yazabilir, ancak her yazılan yazı sanat eseri niteliği taşımaz. Birçok sanat dalında olduğu gibi hat sanatında da yetenek ve bu yeteneği geliştirmek için eğitim şarttır. Eğitime ilaveten uğraştığınız sanatı çok sevmeli, araştırmalı ve çok çalışmalısınız. Harfleri kaideleriyle gözünüz kapalıyken bile yazabilecek seviyeye ulaşmalısınız. Hat sanatında belirli kaideler ve ölçüler vardır. 
 
MALZEMELERİN KALİTESİ VE BİRBİRİYLE UYUMU ÇOK ÖNEMLİ 
Hat sanatını uygularken hangi malzemeleri kullanıyorsunuz? 
 
Hat sanatında ve diğer sanat dallarında yetenek, işçilik kadar kullanılan malzeme de çok önemlidir. Malzeme bir eserin üretilmesinde en önemli özelliklerden biridir. Eğer kullanılan malzemeler yeterince iyi değilse başarılı bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Hat sanatında kullanılan malzemelerin başında iyi aharlanmış kaliteli bir kağıt gelir. Mürekkebin akışkanlığı, örtücülüğü ve kağıtla uyumu çok önemlidir. Hat sanatını icra ederken kullanılan kalemler; kamış kalemler ve ahşaptan üretilmiş kalemlerdir. Ahşap kalemler genel olarak celî, yani büyük, kalın harflerle yazı yazmak için tercih edilir. Kalemin ucunu meyilli kesmek için kullanılan malzemeler, kalemi meyilli kesmek için üzerine yatırılan makta ve kalemin ucunu kesmek için kullanılan bıçaklardır. Harflerin kenarlarındaki çapakları düzeltmek için ucu ince hassas bir tashih bıçağına ihtiyaç vardır. 
 
Sanatınızı pek çok öğrenciye öğretiyor olmak nasıl bir duygu? 
 
Öğrenci sayısı zaten az olduğu için her öğrenci ile ilgilenmek için yeterli vakit var. Öğrencinin okul ve mesai saatleri dışında gösterdiği performans ve pratik uygulamalara ayırdığı süre çok önemlidir. Disiplin çok mühim. Yetenekli ve istekli öğrenci olduğu zaman çok mutlu oluyoruz. Elimizden gelen tüm gayreti sarf ediyoruz. Zengin arşivimizi öğrencilerimizin hizmetine sunuyoruz
 
Hat sanatına başladığınızda bir hedefiniz var mıydı? Ona ulaştığınızı düşünüyor musunuz?
 
Her sanatçının bir hedefi vardır elbette. Hocalarından öğrendiği ölçüde en iyisini layıkıyla yapabilmek ve hocasının muhabbetine mazhar olmak. Aslında en iyisini layıkıyla yapıyor olmak, insan ruhunu eğitip beslerken bir noktaya doğru farkında olmadan taşıyor insanı. Ben çalışmalarımdan çok memnunum. Ucu bucağı olan bir uğraş değil hat sanatı. Ben oldum, istediğim noktaya veya hedefe geldim demek doğru bir ifade değildir. Siz yürüdükçe yol da uzuyor ve açılıyor. Elinizden kalem düşene kadar yürüyorsunuz.
 
Hat sanatına ülkemizde ilgi var mı? Dünya ve Avrupa'nın bu sanata yaklaşımı ne yönde? 
 
Hat sanatına ilgi ülkemizde ve birçok İslam ülkesinde oldukça memnun edici boyutta.  Çok güzel yazı yazan ve farklı tasarımlar üzerinde çalışan hat sanatkârlarımız var. Ayrıca hat sanatı konusunda ülkemizde ve yurt dışında yapılan etkinlikler; yarışmalar, sergiler, bienaller, yayınlar ve üniversitelerde akademik olarak hat sanatı eğitiminin yapılması bu sanata olan ilginin arttığının delilleridir. 
 
Tüm İslam coğrafyasında yapıla gelmiş hat sanatı, en çok Osmanlıyla vücut bulmuştu. Bu sanatta da bir üslup ve uyulması ve muhafaza edilmesi gereken geleneksel bir çizgi var mıdır? 
 
Osmanlı hattatları elinde, hat sanatı estetik değerler kazanarak tüm İslam dünyasına örnek teşkil etmiştir. Bu süreç içerisinde, temelde kurallar, ölçüler ve kaideler aynı olmakla birlikte farklı üsluplar gelişmiştir. Zaman içerisinde bu üsluplar kabul görmüş, geleneksel hale gelmiştir. Sanat durağan bir uğraş değildir. Sanatı ve sanatçıyı etkileyen birçok neden vardır. Diğer sanat kollarında olduğu gibi hat sanatında da başlangıcından itibaren yeni arayışlar ve gelişmeler vardır. Bu arayışlar daha güzele ulaşma isteği ile olmuştur. 
 
Son olarak; hat sanatına merak duyanlara, hattat olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler? Sanatınıza dair eklemek ve iletmek istediğiniz herhangi bir husus var mıdır?
 
Öğrenciler öncelikle sanata ve hocalarına karşı saygılı olmalıdır. İlgilendikleri sanatı çok sevmeleri, çok çalışmaları, çok örnek görmeleri ve yapabildiklerinin en iyisini yapmaya gayret etmeleri gerekir. Eserleri ve özelliklerini etüt etmeleri gerekir.  Müzelerimizde binlerce güzel örnekler mevcut ve bu eserlerin dijital kopyalarına ulaşmak çok kolay. 

Hat,kufi eser kaide sanat yazı