MAYIS-HAZİRAN 2022 / ÖNDER ÇİFTÇİ
İstanbul’dan Kars’a uzanan çiftçilik öyküsü: Hayvancılık bizim için terapi
Elif Seçginli, İstanbul’da yaşadıktan sonra Kars’taki köyüne dönerek hayvancılık yapmaya başlamış bir kadın çiftçi. Tarım ve Orman Bakanlığının “Köyümde Yaşamam İçin Bir Sürü Nedenim Var” projesi kapsamında 100 koyun hibe desteği alarak ailesiyle birlikte küçükbaş hayvancılık yapan Elif Seçginli hayvancılığın kendileri için terapi olduğunu söylüyor. Elif hanım ve ailesinin İstanbul’dan Kars’taki köylerine uzanan çiftçilik öykülerini sizlerle paylaşıyoruz.
Kendinizi tanıtır mısınız?
İsmim Elif Seçginli. 1980 yılında Kars Merkez Ataköy’de doğdum. Evli ve 3 çocuk annesiyim. İlk ve ortaokulu merkez Ataköy’de okudum. Liseyi açık öğretimden okuyorum. Evlendikten sonra 1995 yılında İstanbul’a taşındık. Eşim inşaat işlerinde çalışıyordu. Ben de büyük oğlum dünyaya gelmişti onunla ilgileniyordum. O zamanlar evin ihtiyaçlarına yardımcı olmak için el işleri, örgü yapıp eve katkı sağlamaya çalışıyordum. 5 yıl boyunca İstanbul’da yaşadık. Bu dönemde zaman geçtikçe büyük şehrin yaşamı zor gelmeye başladı. Şehirde beton binalar arasında kalmak insanı yoruyor. Köyümüzün kıymetini, üretimin değerini, temiz havayı, özgürlüğü, eş dost akraba muhabbetlerinin önemini daha da çok anlayarak dönme kararı aldık. İyi ki de o kararı vermişiz. Döndükten sonra 15 yıl kadar büyükbaş hayvancılık yaptık fakat bakım masraflarının zorlukları bizi küçükbaş hayvancılığa yönlendirdi. Eşim çocukluktan askere gidinceye kadar küçükbaş hayvancılık ile uğraştı, hayvanları meralarda otlatırdı. Benim de bekârlık dönemimden beri koyunların bakımını biliyor olmam küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine dönme sebebimiz oldu.
“KÖYÜMDE YAŞAMAK İÇİN BİR SÜRÜ NEDENİM VAR PROJESİNE BAŞVURDUK”
Girişimcilik öykünüz nasıl başladı? Çiftçilik yapmak isteyenlere ilham olması açısından anlatır mısınız?
Girişimcilik öyküm 2 yıl önce KOSGEB ve İŞ-KUR’un kendi işini kurma projesiyle başladı. KOSGEB ve İŞ-KUR’ un eğitimlerine katıldım. Tarım ve hayvancılık ile ilgili program yapan kanalları izliyordum, öğrendikçe daha da çok ilgimi çekmeye başladı. Çocukların da yardımı ile internetten videolar izliyorum öğrendikçe daha çok heves eder oldum. ‘Daha iyi nasıl yapabilirim’ diye uğraşıyorum, uygulamaya çalışıyorum.
Tarım Bakanlığımızın da teşvikini duymamla birlikte ‘Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var’ projesine ‘neden olması’ deyip başvuru yaptım. Başvurum kabul edildi ve hayvanlarımızı kısa sürede teslim aldık. İstanbul’dan köye döndüğümüzde 30 koyunla başlamıştık, Bakanlığın projesiyle 100 koyun daha aldık, şu an 170 koyunla hayvancılık yapmaya devam ediyoruz. ‘Neden hayvancılık?’ diye sorarsanız bildiğimiz iş olması bizi cesaretlendirdi ve daha büyük sayıda sürülerimiz olsun, kazancımızı arttıralım istedik. Çocuklarımız büyüdü ihtiyaçları artmıştı. Bunun yanında bu işi bilinçli yaptığınız zaman hayvancılık zamanla insana huzur veriyor terapi gibi geliyor. İyi de bir kazancınız oluyor. Sevdiğiniz işi yapar oluyorsunuz. Bu duygu çok güzel bir duygu insana iyi geliyor.
KÜÇÜKBAŞIN YEM MALİYETİ DAHA DÜŞÜK
Küçükbaş hayvancılığın artıları nelerdir?
Küçükbaş hayvancılıkta alım satım fiyatları daha makul olduğu için ihtiyaç doğduğu anda satmakta zorlanmıyorsunuz. Hızlı satıma gelmesi küçükbaş hayvancılığın artısı, tercih sebebimiz. Otlatma süresi uzun 6-8 ay kadar. Böylece yem tüketimi daha az oluyor. Senede iki kez doğurabiliyorlar. Evimizin et süt ihtiyacını karşılıyor. Derisine peynir basıyoruz. Yapağısını kullanıyoruz, hatta dışkısını yakacak olarak bile kullanabiliyoruz.
“EN BÜYÜK DESTEKÇİLERİM EŞİM VE ÇOCUKLARIM”
Bu işe karar verdiğinizde ilk desteği kimden ve nereden aldınız? Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile sürecin başından beri irtibat halinde misiniz?
Bu işe karar vermemdeki en büyük destekçim eşim ve üç oğlum oldu. Bildiğimiz iş olması ve şehir hayatını sevemememiz. Tabi ki Tarım İl Müdürlüğü ile süreç başladığında hep iletişim halinde idik. Gerekli bilgilendirmeler ile kontrollerini yaptılar. Sağ olsunlar her konuda yardımcı ve yol gösterici oldular. Sizin aracılığınız ile çok teşekkür ediyorum.
Bu işi yapmadan önce tarım sektörü üzerine herhangi bir eğitim aldınız mı?
İşin doğrusu almadım. Babadan dededen gördüklerimiz ile başladık. İşin içine girdikten sonra bildiklerimin yeterli olmadığını gördüm ve sürekli araştırma ihtiyacı duydum. Küçükbaş hayvancılık yetiştiriciliği ile ilgili bilgi veren yayın kanallarını takip etmeye başladım. Öğrendiğim çok şey oldu. Küçükbaş hayvancılık sevgi ve ilgi istiyor. Hepsi ile tek tek ilgilenince geri dönüşü daha sağlıklı oluyor. Hepsi senin çocuğun gibi oluyor artık. Ağıla girdin mi hangisinin ne sıkıntısı var hemen anlıyorsun.
“ÇİFTÇİLİK 7 GÜN 24 SAAT TAKİP İSTER”
Çiftçiliğin zorluklarından bahseder misiniz?
Bildiğiniz gibi burası kış aylarının uzun ve zorlu olduğu bir iklime sahip. Bizim zorlandığımız en önemli konu yem, saman ve ot tedariki. Ve iki yıldır kuraklık sorununun olması bizim işimizi biraz zorlaştırdı. Tarım ve hayvancılık işleri diğer işlere göre 7/24 saat takip ister. Hani derler ya tarım zordur emek ister çocuk gibidir ilgi ister, bakım ister. Düğününüze gidemezsiniz, cenazenizi kaldıramazsınız. Sonuçta bir canlı, karnını doyurmanız yemini suyunu zamanında vermeniz gerekir. Onlara göre yaşıyorsunuz kısacası.