KASIM-ARALIK 2022 / RÖPORTAJ
Beslenmenin başladığı yer toprak
Canlı varlığının vazgeçilmezi toprağın önemini vurgulamak ve farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 5 Aralık Dünya Toprak Günü olarak kutlanmakta. Dünya Toprak Günü kapsamında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) ülkemizde ve dünyada yaptığı faaliyetler ve toprağın önemi konusunda FAO Türkiye Temsilcisi Dr. Ayşegül Selışık ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
2013 FAO Konferansında 5 Aralık Dünya Toprak Günü olarak belirlendi ve o tarihten bu yana her yıl kutlanmakta. Dünya Toprak Günü ile amaçlanan temel hedef nedir?
Her yıl 5 Aralık tarihi, tüm dünyada ve Türkiye’de toprak sağlığının önemine odaklanmak ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir yönetimini savunmak için Dünya Toprak Günü olarak kutlanıyor.
Toprak, hava ve su ile birlikte yaşamın üç olmazsa olmaz unsurundan biri. Dünyamızın 3’te 1’i su, 3’te 2’si ise topraktan oluşuyor. Yaklaşık üçte biri su, üçte biri mineral ve geriye kalan oranı ise organik maddelerden oluşan toprak, tarımsal üretimin en temel elementidir. Bu nedenle, gıda güvenliği, beslenme hedefleri ve iklim değişikliğiyle mücadele için sağlıklı topraklara ihtiyaç vardır.
Topraklarımız; gittikçe büyüyen şehirler, ormanların tahrip edilmesi, sürdürülebilir olmayan arazi kullanımı ve yönetim pratikleri, tuzlanma, evsel, tarımsal ve sanayi kaynaklı kirlilik, aşırı otlatma ve erozyon yüzünden büyük tehlike altında. Günümüzdeki toprak bozulum oranları gelecek nesillerin gıda ihtiyaçlarını karşılayacak kabiliyet ve yeterliliği tehdit ediyor.
Sürdürülebilir toprak ve arazi yönetiminin teşviki; sürdürülebilir gıda sistemlerinin temini, kırsaldaki geçim kaynaklarının iyileştirilmesi ve sağlıklı bir doğal çevre açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun için bazı aksiyonları gecikmeden almak gerekiyor. Kamuoyunu bilinçlendirmek, sürdürülebilir toprak yönetimi faaliyetleri için yatırımı teşvik etmek, çiftçiler ve sivil toplum ile karar vericiler arasında diyalog kanallarını açık tutmak etkili politikaları ve eylemleri desteklemek için de bize fırsat sunuyor.
Haber Görseli
Dr. Ayşegül Selışık
FAO Türkiye Temsilcisi
TOPRAKLARIN BESİN DEĞERİ GİDEREK YOK OLUYOR
FAO olarak Dünya Toprak Günü kapsamında ne gibi etkinlikler yapmaktasınız?
Topraklarımız maalesef gittikçe besin değerlerini kaybediyor. Bu durum, küresel çapta sürdürülebilir gıda üretimi ve gıda güvenliğine karşı en önemli küresel sorunlar arasında yer alıyor. Bu nedenle 2022 Dünya Toprak Günü ve "Topraklar: Gıdanın başladığı yer" temasıyla toprak yönetiminde artan zorlukları ele alarak, toprak bilincini artırarak ve toplumları toprak sağlığını iyileştirmeye teşvik ederek ekosistemleri ve insan refahını korumanın önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.
FAO olarak bu sene küresel çapta oldukça yoğun bir etkinlik takvimimiz var. 7 kıta ve onlarca ülkeye yayılan takvimde 109 farklı etkinlik yapılması planlandı. ABD’den Japonya’ya uzananan bu etkinlikliklerde kamuoyunda bir farkındalık yaratmak, toprağı korumaya yönelik harekete geçirmek, STK’lar, akademi çevreleri, yerel ve ulusal yönetimler, küresel ve bölgesel örgütlenmeler aracılığıyla yarınlarımız için toprağa hakettiği korumayı sağlamayı istiyoruz. Türkiye’de 5 Aralık Günü Ankara Üniversitesinde bir etkinlik düzenleniyor. Bunun haricinde FAO olarak, Türkiye’deki katılımcıların da başvurabileceği çok sayıda yarışmamız var.
TOPRAK SINIRLI BİR KAYNAK
Her yıl hem ülkemizde hem dünyada, başta erozyon olmak üzere pek çok sebeple toprak kaybı yaşanıyor. Bu kayıplar oransal olarak nedir? Erozyonla mücadele konusunda yeteri kadar bilinçli miyiz?
Toprak erozyonu; su, rüzgâr ve tarımsal faaliyetler yoluyla toprağın en verimli üst katmanının aşınması ve ait olduğu yerden başka bir yere taşınmasıdır. 2015’te açıklanan Dünya Toprak Durum Raporu’nda sağlıklı toprakların önündeki en büyük 10 tehditten biri olarak kabul edildi. Aslında erozyon doğal sebeplerle gerçekleşen bir olay ancak insan faaliyetleri (ormansızlaştırma, aşırı-yoğun tarımsal faaliyetler, aşırı otlatma ve düzensiz toprak kullanımı gibi) nedeniyle bu süreç normalinden bin kat daha yoğun ve hızlı olarak yaşanıyor. Maalesef küresel olarak erozyon ile kaybedilen miktar doğanın ürettiği toprak miktarından çok daha fazla seviyede. Toprak sınırlı bir kaynak ve kaybedilen toprağın bir insan ömrü zarfında yeniden kazanılması da mümkün değil.
Tarımda, toprak erozyonunun mahsul veriminde yüzde 50'ye varan kayıplara yol açabileceğini tahmin ediyoruz. Toprak erozyonunun çiftçiler üzerindeki doğrudan etkisi kadar tarım dışında da etkileri vardır. Su kalitesi, enerji sektörü, kentsel altyapı da dâhil olmak üzere çevremiz ve sağlığımız üzerinde yıkıcı etkiler oluşturabilir.
Toprak erozyonu ve arazi bozulumu, küresel gıda güvenliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşılmasına karşı da büyük bir tehdit oluşturuyor ve dünya çapında en az 3,2 milyar insanın refahını tehlikeye atıyor.
Gıdamızın yüzde 95'i topraktan geldiğinden, sürdürülebilir toprak yönetimi uygulaması toprağımızı korumak için kritik öneme sahiptir.
BM'ye göre toprak erozyonu, küresel mahsul verimini 2050 yılına kadar yüzde 10'a kadar azaltabilir, bu da milyonlarca dönümlük arazinin tarımsal faaliyetler için artık uygun olmaması anlamına geliyor. Dünya toprak kaybettiğinde, gıda arzı, içme suyu ve biyolojik çeşitlilik için de tehditler büyüyor.
FAO TOPRAĞIN KORUNMASI KONUSUNDA 7 KITADA 600’DEN FAZLA PROJE İLE FAALİYET YÜRÜTÜYOR
FAO olarak toprağın korunması konusunda Türkiye’de ve dünyada yaptığınız çalışmalar neler?
FAO olarak küresel düzeyde toprağın korunması, erozyonla mücadele, arazi tahribatını dengeleme gibi konularda 7 kıtada 600’den fazla proje ile faaliyet yürütüyoruz.
Türkiye’de toprağın korunmasına yönelik çok sayıda projemiz var. Küresel Çevre Fonu ile yürüttüğümüz Konya Karaman Kapalı Havzasındaki projemizde toprağın verimini artırmaya yönelik uygulamaları hayata geçirdik. Bu bölgede erozyona karşı rüzgâr panelleri uygulaması yaptık. Bu projede de toprağın ve bozkır ekosistemlerinin korunmasına yönelik çalışmalar yürüttük.
Ayrıca Yukarı Sakarya Havzası’nda da arazi tahribatını dengelemeye yönelik sürdürdüğümüz bir projemiz var. Bu projemizde geliştirdiğimiz karar destek sistemi pek çok ülke tarafından yakından takip ediliyor.
Gıda güvenliği ve karasal yaşamla ilgili sürdürülebilir kalkınma amaçlarının tamamı, toprak özelliklerinin ve işlevlerinin kilit rol oynadığı ekosistem hizmetleri ile ilgilidir. Topraklar, iklim değişikliğinin etkilerini azaltma ve iklim değişikliğine uyum sağlamada önemli bir rol oynamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, Arazi Tahribatının Dengelenmesi projesinde üretilen karar destek sistemi bu hedeflere ulaşma konusunda karar vericilere yol gösteriyor. Bu sayede 17 FAO ülkesinde ATD hedef belirleme çalışmalarına katkıda bulunuldu. Öte yandan proje kapsamında iklim değişikliğine dayanıklı tarım ve ormancılık pratikleri sahada uygulanarak, erozyonu ve arazi tahribatını önlemek için tedbirler alındı. Kuru tarım alanlarında organik toprak düzenleyiciler ve sertifikalı nohut tohumu ile gerçekleştirilen uygulama, çiftçilere yüzde 50 gelir artışı sağladı. Ayrıca bu gibi önemli uygulamalar proje sahasında uygulamalı çiftçi okulları ile yaygınlaştırılıyor.
Bazı temel göstergeleri paylaşmak gerekirse;
-
Sadece 2-3 cm toprak üretmek 1000 yıla kadar sürebilmektedir.
-
Dünya topraklarının yüzde 33'ü hâlihazırda bozulmuş durumda ve 2050 yılına kadar bu oranın yüzde 90'ın üzerine çıkabileceği öngörülüyor (FAO ve ITPS, 2015; IPBES, 2018).
-
Küresel olarak her beş saniyede bir futbol sahası eşdeğeri kadar toprağı kaybediyoruz. (FAO ve ITS, 2015).
-
Ekilebilir veya yoğun otlatılmış arazilerde tahmini hızlandırılmış toprak erozyonu oranları, doğal erozyon oranlarından 100 ila 1000 kat daha yüksektir.
-
Toprak erozyonu mahsul veriminde yüzde 50'ye varan kayıplara neden olabilmektedir.