OCAK-ŞUBAT 2023 / ÖNDER ÇİFTÇİ

Üç-beş kavanoz reçelle başladı, şimdi başarılı bir işletmeci


Sema ÖZAY    

14.04.2023 


Girişimcilik serüvenine bundan 7 yıl önce komşularının yardımıyla 3-5 kavanoz reçel yaparak başlayan Sevgül Batur, bugün reçelden erişteye, salçadan turşuya, kurutulmuş meyve ve sebzelerden kahvaltılık soslara kadar birçok çeşit ürünü üreten bir işletmenin sahibi. Evinin yanı başındaki işletmesinde 20 kadına istihdam sağlayan, sosyal medyada takipçi sayısı yarım milyonu aşan ve 3 ayrı yerden girişimci kadın ödülü alan Batur, hayatını, yaşadığı zorlukları ve başarı hikâyesini dergimiz okurları için anlattı.

Nazilli’de 1980 yılında doğdum.  Evli ve 4 çocuk annesiyim. Nazilli’de yaşıyorum. Kız kardeşimle beni anneannem ve dedem büyüttü. Anneannem ve dedem bize çok güzel şeyler öğretti. Hayatın gerçeklerini, elimizdeki imkânlarla yetinmeyi, aza kanaat etmeyi, çalışmayı ve insanlara nasıl davranmam gerektiğini onlardan öğrendim. Yaşı ilerlemiş ve tecrübe kazanmış bir insandan aldığınız eğitimle genç bir insandan aldığınız eğitim çok farklı oluyor. O yüzden anneannem ve dedem benim hayatımda çok özel bir yere sahipler. 15 yaşlarında evlenerek İstanbul’a gelin gittim. Bir buçuk yıl kadar orada kaldım ama bir buçuk yılın sonunda dayanamayıp Nazilli’ye tekrar döndük. Eşim inşaat ustası. Memlekete döndükten sonra eşim burada işine devam etti. Bende çocuklarıma zaman ayırdım. Diğer yandan evin geçimine nasıl katkı sağlarım düşüncesiyle ufak tefek etrafımdaki komşulardan, büyüklerimden duyduğum yemek, tarhana, erişte tariflerini evde denemeye başladım.  Genellikle yaşı ilerlemiş insanlarla vakit geçiriyorum. Hayatım boyunca yanımda çok fazla genç arkadaşım olmadı. Büyük teyzelerle daha çok iletişim kurabiliyorum. Bilmediğim ürünlerin yapımını hem anneannemden hem de tecrübe sahibi teyzelerden öğrendim.
 
TEMİZLİK PERSONELİ OLARAK ÇALIŞIRKEN REÇEL YAPMAYA BAŞLADIM
Reçel yaparak başladınız. Neden reçel, süreç nasıl başladı, anlatır mısınız?
 
Tabii ki hayatta zor şartlar da var, zorlukla idare edenler de var. Ben bunların hepsini yaşadım. Fabrikada çalıştım. Seralarda, meyve bahçelerinde çalıştım. Portakal topladım, limon topladım. Ekiminden dikimine çiftçilikle ilgili az da olsa her şeyle ilgili bilgim var. Bizim buralarda evini geçindirmek isteyen insan ya ovada ya bir şirkette çalışır. Evde yaptığım reçel, tarhana, salça gibi ürünleri satmaya başlamam okulda temizlik personeli olarak çalışırken başladı. 2015'ten beri 7 yıldır bu işi yapıyorum. Reçel yapmaya kivi reçeli ile başladım. Nazilli’nin zeytini, inciri, zeytinyağı da güzel ama farklı bir şey yapmak istedim. Ben de ilk başta tutar mı tutmaz mı diye çok tereddüt ettim. Ve on numara reçel oldu. Az bir ürünle, bir-iki kilo meyve ile kendi evimin mutfağında küçücük bir tencerede reçel yapıyordum. 

Haber Görseli

İşimi temiz titiz yaptığımı gören öğretmenler benden satın almaya başladılar. Bir taraftan da sosyal medyaya olan merakımdan yaptıklarımın fotoğraflarını çekip İnstagram’da kişisel hesabımda paylaşmaya başladım. Kazandığım paralar ile meyve, şeker, kavanoz alıp yapmaya devam ettim. Bir süre sonra beğenenler, soranlar ve satın almak isteyenler artmaya başladı. Bu durum bana cesaret verdi. Ben az da olsa kendi işim olsun istedim. Sonra cevizli incir reçeli, fındıklı kayısı reçeli yaptım. Sonra birçok çeşit reçelimiz arka arkaya geldi. Bu reçeli yaparken kivinin reçeli de mi var diye soruyorlardı. Şimdi biraz daha yayıldı tabii.
 
Çevrenizden nasıl tepki aldınız?
 
İlk başta inanılmaz zor şartlarda ilerledim. İlk başladığımda bu reçelleri ve diğer ürünleri olsun az az, kısım kısım yapardım. Ürünleri dışarda kapının önünde kazanda yapıyordum. Videoları da kızım çekiyordu. Video çekilirken çok zorlanıyordum. Karşımdakinin gülümsemesi ve komik bir şekilde bakması dikkatimi çok dağıtıyordu. Bazen görenler taklit ediyorlardı. Çekimi tamamlayamıyorduk. Bu nedenle ilk yıllarda çok zorlandım. Dalga geçer gibi konuşanlar oluyordu, çok üzülüyordum.  Şimdi ise başardığımı gören insanlar saygılı, “Sevgül Hanım nasılsınız?” diyorlar. Ama ne olursa olsun pes etmemek lazım. Pes etmek geri dönmek demek.
 
Ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz?
 
Elli çeşit reçelimiz var. Süt reçeli, çıtır kabak reçeli, ham ceviz reçeli, portakal kabuğu reçeli, karpuz kabuğu reçeli, domates reçeli gibi çeşit çeşit. Erişte, salça, Nazilli’ye has ürünlerimiz var. Bizim için hazine kadar kıymetli lezzetleri insanlara sunuyoruz. 
 
Fıstık ezmesini bu yıl yaptık. Fıstığın öğütülüp harmanlanıp biraz kavrulmasından sonra ezmesini yapıyoruz. Ben tarlaya gittiğimde ürünleri nasıl değerlendireceğime kafa yorarım. İlk karpuz kabuğu reçeli yaptığımda, karpuz içlerini değerlendiremediğimiz için üzülüyordum. Sonra karpuz pekmezi yapmaya başladık. Turunçların kabuklarını reçel, içini turunç ekşisi yaptık. Sıfır atıkla üretim yapma çabası içindeyiz. Vişnenin meyvesini reçel yapıyoruz, çekirdekleri yıkıyoruz, bir taşım kaynatıp kurutuyoruz. Küçük küçük keselere koyuyoruz. Bu çekirdekleri anneler bebeklerine gaz giderici olarak kullanıyorlar. Yapılması gereken çok az ısıtıp bebeklerin yatağına keseyle koyulması. 
 
Sıfır atık hedefiyle çalıştığımız zaman hem ürünlerimiz çeşitleniyor, hem de katma değer yaratmış oluyoruz. Mesela kabaklardan çıtır kabak reçeli, cevizli, fındıklı bal kabağı marmelatı yapıyoruz. Çekirdeğini kavurup tüketiyoruz.
Bizim üretimimizde çok sayıda kadın çalışıyor. Yemek saatimiz geçince iç rahatlığı ile kendi reçelimizi açıp yiyoruz. Kendi sirkemizle turşumuzu kuruyoruz. Bütün reçellerimizi pancar şekeri ile yapıyoruz ve odun ateşinde pişiriyoruz.

Fotoğraf Galerisi

İLK SAĞLIK SERTİFİKASINI CEVİZLİ İNCİR REÇELİNE ALDIK
Hangi ürününüz sağlık sertifikası aldı, süreci anlatır mısınız?
 
Cevizli incir reçeli, bu işe başladığımdan beri yaptığım bir reçel. Çok severek yapıyorum.  Ağaçtan kavanoza kadar her aşaması önemli. İncirler toplandığı zaman hemen reçel olmuyor. Reçelimizi kuru incirle yapıyoruz. Mor ışıktan geçirilerek aflatoksin kontrolü yapılıyor. İnsanların sağlığı bizim için çok kıymetli. Sonra yıkama işlemine alıyoruz, reçelimizi yapıyoruz. Ben bu sertifikaya yurt dışından bize büyük miktarda talep geldiği için başvurdum. İhraç edilecek ürünlerin bu sertifikayı alması şartı var. Benim bu ürünlerin analizini yaptırmam gerekiyordu. İlçe Tarım ve Orman Müdürümüz Sunay Güler ve çalışan diğer personel çok ilgili şekilde bana yardımcı oldular, sağ olsunlar. Cevizli incir reçelimin analizi yapıldı, bir gün içinde bana döndüler. “Sevgül Hanım ürününüz temiz çıktı, sağlık sertifikasına hak kazandınız” diye aradılar. Çok mutlu oldum, çok gururlandım. 
 
Meyve sebzeleri nereden temin ediyorsunuz? 
 
Kiraz ve vişne toplama zamanı gelince Aydın’ın Avra köyü var,  orada çok güzel vişne ve kirazlar oluyor. Avra’ya gidip kendi ellerimizle meyveleri topluyoruz. Ertesi gün gelip ürünü yıkayıp, çekirdek çıkarma işlemi yapıyoruz. Karpuzlarımız Atça’dan geliyor. Çileklerimiz Sultan Hisar ve Atca’dan geliyor. Çilekte çok hassasız. Birazcık beklese rengi soluyor, büyüklüğü ve tazeliği de çok önemli. İşlediğimiz sebze ve meyveleri öncelikle bölgemizden temin ediyoruz.
 
Eşiniz ve çocuklarınız size destek oluyor mu?
 
Elbette destek oluyorlar. Yetişkin insanlar her şeyi ben biliyorum dememeli. Gençlerimizin zekalarından ve düşüncelerinden faydalanmak lazım. Kızım ve oğlum bana hep yeni fikirler verdiler. Eşim de her zaman destekçim oldu. Özellikle kargo bölümünde çok emek verdi. Hala çalışıyor. İnternet sitesine bir çalışanımız bakıyor. Çocuklarım whatsapp ve instagrama bakıyor.
 
İlk başladığım zamanlarda tek çalışıyordum. Bu işleri 3 yıl boyunca tek başıma yaptım. Çok yoruluyordum, bir gün bayağı yetişemez oldum. Bir ağabeyimiz omzuma dokundu, “yanına birini al” dedi. O zaman kendime geldim ve yanımda çalışacak birini aldım. Sonra bir kişiyi daha yanıma aldım, bir kişi bir kişi daha derken, köyümüzdeki kadınlara da iş kaynağı oldu. Şu an işletmemizde 20 kişi çalışıyor. Ayrıca evlere de incir, fasulye doğrama gibi iş veriyoruz. Onları da dahil edersek kış mevsiminde 150-200, yazın ise 300 kişiye yakın kadına istihdam sağlamış olduk. Şu an işletme dışında, Nazilli’de bir satış mağazamız var. Nazilli’nin eski adını yaşatalım istedik, Nazlıköy’ü seçtik.  Bir de Amsterdam’da açtık. Buralarda da çalışanlarımız var. Bize yurt dışından çok talep geliyor, tabii çok miktarda alamıyorlar buradan. Orada bir mağazanın açılması ulaşmalarını kolaylaştıracak. 

Fotoğraf Galerisi

 
KOVİD ORTAMI BİZİM İÇİN FIRSAT OLDU
Hepimizin hayatını etkileyen bir Kovid salgını yaşadık, sizin işlerinizi nasıl etkiledi?
 
Kovid salgını bana yaradı desem yanlış olmaz. Neden diyeceksiniz. Bu salgın döneminde birçok insan evden dışarı çıkamadı, hastalık korkusuyla çarşıya pazara gitmedi, gidemedi. Biz bu dönemde dışarı çıkıp sebze meyve alamayanların eli, kolu ve gözü olduk. Ürünlerimizi nineler usulü anneler usulü yaptığımız için internet sitemize ve ürünlerimize yoğun bir ilgi oluştu. Herkes evinde online çalıştı, okula gidemedi. İnsanların eve kapanmasından dolayı bazan ürün yetiştiremez olduk. İnşallah bu hastalık hiç kalmasın ama salgın şartları bize fırsat oldu. Bu sayede kalitemizi de ispatlamış olduk. 
 
Verdiğiniz emeğin karşılığını alıyor musunuz, kazancınız hayatınızda değişiklik sağladı mı?
 
Ben 13 yıl boyunca köyde toprak evde yaşadım. Yağmur yağdığında tavandan bazen su damlıyordu. Şartlarımız iyi değildi. Bu işe başlarken yeni eve geçtik. Borcumuz vardı, bir aracımız yoktu. Üretime başladıktan sonra borcumuzu ödedik, arabamızı aldık, evimin yanında bir bahçe vardı onu aldık, burada üretim için tesis kurduk. Sonra onun yanındaki bahçeyi de aldık işimizi genişlettik. Şu ana kadar 50 binden fazla müşteriye ulaştık. Tabii ki kazancımız arttı. İşinizi temiz ve düzgün yaptıktan sonra kazanıyorsunuz. Hayal ettiğimiz şeyler çok uzak gibi geliyor ama çalışırsan gerçek de olabiliyor.
 
ANCAK İLKOKULU OKUMA İMKÂNIM OLDU
Bu başarılı çalışmanızdan dolayı 3 ayrı ödül aldınız, bunları anlatır mısınız? Ayrıca sizin gibi çalışmak isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyenlere ne söylemek istersiniz?
 
Öncelikle şunu söylemek isterim. Anneannemle dedemin bugünleri ve başarımı görmesini çok isterdim.  Başarımda onların da payı var. Ne yapsam haklarını ödeyemem. Onlara çok şey borçluyum.
2022 yılında "Duse Mimarlık Uluslararası Medya Ödülleri ve Sosyal Medya Ödülleri” değerlendirmesinde iki kez yılın girişimci kadın ödülünü aldım. Ayrıca, Türkiye çapında Halkbank “Bölgesinde Fark Yaratan Kadın” ödülü aldım. O kadar kişinin içinden seçilmek çok güzel bir duygu, çok mutlu oldum. Panelist olarak gitmiştim, ödül alarak çıktım. 
 
Kadınların hepsi maharetli. Kadının eline un verirseniz hamur yapar, hamuru verirseniz ekmek yapar. O yüzden her insanın farklı yetenekleri var, bunları ortaya çıkarsın, yapamayacağı şey yoktur.
 
En çok beğendiğiniz ürün hangisi, okurlarımız için bir tarif paylaşmak ister misiniz?
 
Hepsini beğeniyorum tabii ki ama en çok acuka ve cevizli incir reçelini seviyorum. İki dedim ikisini de paylaşayım.  Acuka kahvaltılık sos, yoğunluğu acı biber salçası ve domates salçasından oluşuyor. Büyük kazanlarla yaptığımız için tam ölçü veremeyeceğim. Zeytinyağı, ceviz ile 2 diş sarımsak eklesinler. Nane hariç istedikleri baharatları kullanabilirler, çok az kekik, kimyon, karabiber eklenip tüm malzemeler harmanlanır. Parlak görünümlü ve kaşığa yapışmayacak hale gelince kavanozlara doldurulur. Buzdolabında bir yıla yakın saklanır. 
 
Cevizli incir reçelini kuru incirden yapıyoruz. Sapı çöpü ayıklanmış incirleri, doğruyoruz. Aflatoksin kontrolü için mor ışıktan geçirdikten sonra yıkıyoruz. İncirleri bol suyla tertemiz yıkadıktan sonra, kaynayan pancar şekeri ile su karışımından oluşan özleşmiş, belli bir kıvama gelmiş şerbetin içine atıyoruz. Rengi parlak bir renk alana kadar kaynatıyoruz. Cevizini ilave edip miktarına göre limon suyunu ekliyoruz. 10 dakika daha kaynatıp ocaktan indiriyoruz. Herkese afiyet olsun.

sevgülbatur salça turşu reçel