MAYIS-HAZİRAN 2023 / ÖNDER ÇİFTÇİ

Çiftçilikten vazgeçemedi


Abdülmuttalip EFENDİLER  - Mahmut Sami SENGİR    

08.08.2023 


Çiftçilikten polis memurluğuna, memur emekliliğinden hayvancılığa uzanan hayat hikâyesi. Yozgat Yerköy ilçesi Çakırhacılı köyünden Mehmet Uzun çiftçiliği bir hayat tarzı olarak görürken, yenilikleri yadırgamayan, denemekten korkmayan bir çiftçi olarak yaşamını sürdürüyor.

Kendinizi tanıtır mısınız?
 
İsmim Mehmet Uzun. 1967 Yerköy Çakırhacılı köyü doğumluyum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Sekili'de, liseyi Yerköy’de tamamladım, 1985 yılında Mersin’e taşındık. Narenciye fabrikasında 3 sene çalıştım. 1991 yılında polis memuru olarak Adana’da göreve başladım. Adana, Erzincan ve Şırnak’ta görev yapım. Ardından yat kaptanlığı belgesi alarak Mersin Deniz Şubeye geçtim. 2011 yılında polislikten emekli oldum. Yenilikleri yadırgamayan, denemekten korkmayan risk almayı seven biriyim.
 
Çiftçilik hikâyeniz nasıl başladı? Çiftçiliğe başladığınız zaman ile bugününüzü karşılaştırdığınızda ne söylemek istersiniz?
 
Çiftçilik bizde aile mesleği idi. Çocukluğum köyde geçtiğinden 6-7 yaşlarında traktör kullanmaya başladım. Memuriyet sırasında da izinlerimi yazları tarlada çalışmak için kullandım. Memuriyetin bitişiyle tüm hayatımı tarıma göre şekillendirdim. Emekli ikramiyemi sermaye yaparak biçerdöver ve 40 düve aldım. Kendim güttüm. Ertesi sene danasını aldım. 40 hayvandan 75 büyükbaş hayvana ulaştım. Güzel kazançlar elde ettim.
 
Hayvanların yem ihtiyacını karşılamak amacıyla kendimize ait olan tüm arazileri ekmeye,  atıl durumda olanları değerlendirmeye başladım. Hayvancılıktan elde ettiğim geliri sermaye ederek arazi varlığımı 600 dönüme kadar çıkardım, traktör aldım. Aspir, nohut, fiğ, yonca üretimi yaptım. Aynı zamanda tüm arazilerimi TARSİM aracılığıyla sigortaladım. 2013 yılında bölgemizi vuran büyük dolu afetinde arazilerimin sigortalı olması sayesinde zararım karşılandı. Çok büyük zarar etmekten kurtuldum. O dönemin çiftçilik serüvenimde dönüm noktalarından olduğunu düşünüyorum. Şu anda küçükbaş hayvancılıkla birlikte 400 dönüm yer      ekmekteyim. Örneğin bu yıl 200 dönüm alanda nadasa bıraktım. Köyümden biraz uzakta olan arazime kendi imkânlarımla güneş enerjisinden elektrik üreten paneller kurdurdum ve hayvanlarımın olduğu çiftliğime suyumu kendi artezyen kuyumdan sağlıyorum.

Kendi imkânlarınız dışında devlet kuruluşlarından herhangi bir destek veya yardım aldınız mı?
 
Tarım teşvikleriyle 2013 yılında traktör, balya makinesi, kazayağı, pulluk ve tarım alet ekipmanları aldım. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlıyım. Bakanlığımızın verdiği, şartlarını sağladığım tüm tarım ve hayvancılık desteklerinden yararlandım, hâlâ yararlanıyorum. 2018 yılında çeşitli nedenlerden dolayı toplam sayısı 100 olan büyükbaş yetiştiriciliğini bıraktım. "Hayvancılığı artık bitirdim yapmam derken" 2019 yılında sonuçlanan ve TİGEM, Ziraat Bankası, Tarım Orman Bakanlığı ortaklığıyla verilen 300 Koyun Projesi'nden 200 Akkaraman koyun ve 10 koç alarak yeniden hayvancılığa başladım.
 
Büyükbaş hayvanlarıma ait olan tüm yapılarıma bakım ve tadilat yaparak, yeni yapılar inşa ederek küçükbaş tesisine çevirdim.  7 yıl vadeyle ve ilk 2 yıl geri ödemesiz sıfır faizle ödemesini yaptığım 210 hayvanımdan 250 kuzu aldım. Her sene kuzuları ve yaşlıları satıyor, sürekli hayvanları yeniliyorum. Borçlarını taksitlerini ödediğim gibi güzel kârlar da elde ediyorum. Şu anda ağılımda 530 hayvan mevcudum bulunuyor.
 
Hayvancılığa ait teorik bilginiz var mıydı? Teknik bilgi gerektiren süreçlerde neler yaptınız?
 
Yerköy İlçe Tarım Müdürlüğünde çalışan veteriner hekimlerimiz yardımlarıyla işleri teknik anlamda da öğrenmeye başladım. Sezaryen işlemlerini öğrendim. Suni tohumlama belgesi almak istedim ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi kursuna başvurdum. 
 
50 YAŞINDA LABORANT VE VETERİNER SAĞLIK BÖLÜMÜNE BAŞLADIM
 
Kursu almam için hayvancılıkla ilgili bir mezuniyetimin olması gerektiği söylenince "2 yıl sonra görüşürüz’' diyerek üniversite sınavına hazırlandım.  50 yaşında üniversite sınavına girerek örgün eğitimde Laborant ve Veteriner Sağlık Bölümü'ne başladım. 2019 yılında okulu bitirdim. Büyükbaş hayvanlarımı sattığım için üniversite okumama neden olan suni tohumlama belgemi almak kısmet olmadı ama diplomam sayesinde devletimizin verdiği tüm projelerde ek puanlar alarak önceliklerden yararlanıyorum. Ayrıca iğne yapmak, yem rasyonu, aşı yapmak, hayvancılıkta zamanlama, hayvan sağlığı refahı, arıcılık faaliyetleri, hayvan hastalıkları teşhisi gibi hayvancılıkta hayati önemi olan konuları okulda öğrendim.

Haber Görseli

Ortalama bir gününüz nasıl geçiyor anlatır mısınız?
 
Çalışmanın üretmenin sadece geçim kaynağı değil ibadet olduğuna inanıyorum. Sabah 5’te uyanarak günüme besmele ile başlıyorum. Öncelikle kuzularımın emzirilmesini sağlayıp hayvanlarımı yemliyorum. Tarlalarımı her gün düzenli olarak gezerek hem araziye hâkim oluyor hem de bitkilerin durumuna göre gerekli planlamaları yapıyorum. Piyasayı takip etmek amacıyla ilçe merkezindeki hayvan pazarına gidiyorum. İlçe Tarım Müdürlüğüne haftalık ziyaretler yaparak yeni projeler olup olmadığını takip ediyorum. Ziraat mühendisi ve veteriner hekimlerden soru ve sorunlarıma yardımcı olmaları konusunda teknik destek alıyorum. Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi olmam nedeniyle meslek örgütümüzü ziyaret ediyorum. Yine interneti aktif olarak kullanmam nedeniyle her gün Bakanlığa ait internet sitelerini  takip ediyorum. İlçedeki ziyaretlerim sonunda dönüş yapıp yine kuzularımın emzirilmesini sağlayıp hayvanlarımı yemliyorum. Hasta olduğunu tespit ettiğim hayvanları sürüden ayırıyorum.
 
Pazarlama konusunda sıkıntılar yaşıyor musunuz? Yaşadığınız sorunlar nelerdir? Tecrübeleriniz ışığında hayvancılığa başlayacak olanlara tavsiyeleriniz nelerdir?
 
Pazarlama noktasında geçmiş yıllarda çeşitli sorunlar yaşamış olsam da şu dönemde sorun yaşamıyorum. En genel sorunumuz çoban bulma ve girdi maliyetlerinin artmış olması. Bölgemizden bulmuş olduğumuz çobanlar yüksek paralar vermemize rağmen uzun süre çalışmıyor, işi bırakıyor. Afgan ve Iraklı çobanlar çalıştırıyorum.

 

Haber Görseli

HAYVANCILIK SEVMEDEN NEFRET EDEREK YAPILACAK İŞ DEĞİL AŞKLA YAPMAK GEREKİYOR 
 
Hayvancılık sevmeden nefret ederek yapılacak iş değil aşkla yapmak gerekiyor. Hayvanlarla her gün iletişim kuracaksın, seveceksin, benim hayvanlarımın çoğunun ismi vardır o şekilde çağırırım.
 
Tecrübelerimden yola çıkarak yeni başlayanlara söyleyeceğim, çok para kazanmak hayalleriyle bir anda çok fazla hayvan sayılarıyla işe başlamasınlar. Bakabilecekleri kadar hayvan alsınlar, hem büyük risklere girmesinler hem de hayvancılık zahmetli iştir, bıkmasınlar. Hayvancılıkla uğraşacaklarsa mutlaka bir kısmı da olsa kendi yem üretimlerini yapsınlar. Aynı zamanda onlar Allah’ın dilsiz kullarıdır. Bakımları, açlıkları, sağlıkları hatta psikolojileri bizim sorumluluğumuzdadır. İyi bakamayacaklarsa hakkını veremeyeceklerse günaha girmesinler. 
 
Gelecek planlarınız nelerdir?
 
Hayvancılığı inişli çıkışlı sabit olmayan getirisine rağmen seviyorum, hayvan sayımı biraz daha artırmak istiyorum. Zirai üretim noktasında geçmiş yıllarda tahıl konusunda arazilerimde demonstrasyon çalışmaları yapmıştık, yine aynı şekilde yenilikleri sevmem nedeniyle bölgeye uyumlu olacak, verim ve kalitesi yüksek tarla bitkisi çeşitleri yetiştirmeyi istiyorum. Arazi varlığımı biraz daha artırma planım var. Süt ve süt ürünleri konusunda markalaşma çalışmalarım olmuştu ancak gerçekleştiremedim. Şartlar uygun olursa bu hedefime ulaşmak istiyorum. Memuriyet yıllarımda deniz şubede çalışmam ve denizlere ilgim olması nedeniyle bir yat alarak turistik amaçlı çalıştırmak gibi bir hayalim var.

yozgat emekli aile mesleği hayvancılık risk