EYLÜL-EKİM 2023 / KAPAK KONUSU

Cumhuriyetimiz 100, Ziraat Fakültesi 90 yaşında


Müge ÇEVİK    

27.12.2023 

Fakültemiz, yeterli teknik bilgi ve beceriyle donatılmış, gelişen teknoloji ve yeniliklere açık, sorun çözme, analitik düşünme yeteneğine sahip, girişimci ve doğayı koruyan, toplum ve etik değerleri ile Atatürk ilkelerini benimsemiş genç ziraat mühendisleri yetiştirmeye nesiller boyunca devam edecektir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan ve sonsuza dek yaşayacak olan Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutluyoruz. Bu önemli yıldönümünü kutlarken bir yandan Cumhuriyetin önemini anlayıp yeni nesillere aktarıyor bir yandan da 100 yılda ülkemizde yaşanan gelişmeleri yeniden ele alıyor, gelecek hedeflerimize rehber kılıyoruz. Bu sebeple ülkemizin en köklü tarihe sahip fakültelerinden Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin kuruluşundan bugüne yaşadığı gelişmeleri ve Cumhuriyetin ışığında geleceğe yönelik hedeflerini Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Atar ile konuştuk.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin kökleri Cumhuriyetin 10. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsüne hatta daha da eskilere dayanıyor. Öncelikle fakültenin tarihinden kısaca bahseder misiniz?
 
Cumhuriyetimizin 100’üncü, Yüksek Ziraat Enstitüsünün 90’ıncı kuruluş yılında, dünden bugüne tarımsal eğitime bir bakış yapmamız gerekirse Türkiye’de tarım eğitimi de diğer alanlarda olduğu gibi Tanzimat’la başlar. Budapeşte Fen Akademisi kitaplığında bulunan “Asar-ı Ziraa adlı bir el yazması Kitapta, ülkemizde ilk tarım okulunun Mekteb-i Ziraa adıyla Edirne’de 1845’te kurulduğu yazılıdır. Bu okul, “tarım mektep sıralarında öğrenilmez” denilerek üç yıl sonra kapatılmıştır. Ardından 1847 yılında İstanbul Yeşilköy Ayamama Çiftliği'nde “Ziraat Talimhanesi” adıyla açılan bir tarım okulu olup aynı zamanda ülkemizde öğretime açılan ilk mesleki ve teknik öğretim kurumu olarak bilinmektedir. Ardından İstanbul Yeşilköy’ün kuzey batısında bir kısım arazi satın alınarak yeni okulun inşaatı başlamış, 1885’te bitirilmiştir. Okulun ilk öğrencileri Ahırkapı’da öğrenim gören Tıbbıye-i Mülkiye’de hazırlık eğitimlerini tamamlamış baytar talebe olacaktır. Bir yıl sonra, 1892’de aynı okula yüksek ziraat eğitimi görmek üzere “ziraat talebesi” de alınacak ve okulun resmî açılışı “Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi” olarak yapılacaktır. Osmanlı topraklarında görev üstlenen ilk baytarları (veterinerleri) yetiştiren bu okul, Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi, iki ayrı eğitim kurumunun yükünü taşıyamayınca “Baytar Mektebi” ayrılmış, bu yapıda kalan “Ali Halkalı Ziraat Mektebi” yalnız ziraat ve orman memuru yetiştiren bir yüksek okul olarak 1909'a kadar hizmet vermiştir. Orman mektebi Bahçeköy’e taşınınca Halkalı Ziraat Mektebi olarak 1928’e kadar burada eğitim verilmiş, 1930’dan sonra Ankara’da düzenli bir eğitime başlayıp, ancak mezun veremeden 1926’da çıkarılan tarım öğretiminin iyileştirilmesi (Islahı Tedrisatı Ziraiye) yasası gereğince, elde bulunan diğer ziraat okullarıyla birlikte 1933’te Cumhuriyetimizin 10. yılında büyük bir bayram coşkusuyla Yüksek Ziraat Enstitüsü olarak tarım eğitimindeki önemli yerini almıştır. Yüksek Ziraat Enstitüsü, Mülkiye Mektebi (Siyasal Bilgiler Fakültesi), Musiki Muallim Mektebi (Konservatuvar), İsmet Paşa Kız Enstitüsü, Opera Ticaret Lisesi, Ankara Kız Lisesinin de mimarı olan ünlü Alman Mimar Arnold Ernest Egli tarafından yapılmıştır.
 
Öte yandan 20 Haziran 1927’de Sabri Toprak’ın Ziraat Bakanlığı zamanında Meclis tarafından kabul edilen 1109 sayılı Yasa gereğince “Zirai ve Baytari Enstitüler ile Ankara’da Ali (yüksek) Ziraat ve Baytar Mektepleri Tesis ve İnşa İdaresi” kurulması kararlaştırılmıştır. Maarif Vekili Mustafa Necati, 22 Nisan 1928’de önceki seneye ait bütçe hakkında maruzatta bulunurken vekalette teşkil edilen İnşaat ve Mektep Dairesine Mütehassıs sıfatıyla Viyana Mimari Akademisi muallimlerinden Prof. Dr. Egli'yi davet edip, “Bundan böyle tüm okul binalarımızı kendisine yaptıracağımızı bildiririm” demiştir. Böylece bu ünlü mimar eğitim yapılarının Ankara’daki baş mimarı olur.
 
İlk Rektör Falke, 1933-1938 yılları arasında görev yaptığı Yüksek Ziraat Enstitüsünün ilk rektörü olup yeni kurulan bu okula Almanya’dan alanında uzman öğretim üyeleri getirmiş bugünkü hocaların onların yanında yetişmelerini sağlamış eğitimde de Alman ekolü oluşmuştur.

Haber Görseli

Ziraat Fakültesi kurulduğu günden bugüne birçok önemli mezun verdi elbette. Ancak tarihte yerini almış dikkat çeken isimler ve özellikle ilk kadın mezunlar ve öğretim üyeleriyle ilgili bilgi verir misiniz?
Ziraat Fakültesi tarihinde yerini almış, pek çok önemli işe adını yazdırmış kimi Halkalı Ziraat Mektebi mezunu ziraatçıları şöyle sıralayabiliriz: 1902 yılı mezunu Şaban Hami; kendisi Ziraat Marşı ile 10. Yıl Marşı’nın sözlerini yazan ünlü şair, siyasetçi Behçet Kemal Çağlar’ın babasıdır. 1922 yılı mezunu Ahmet Kutsi Tecer; şair, öğretmen ve siyasetçidir. 1911 yılı mezunu Muhlis Erkmen; ziraatçı ilk Tarım Bakanıdır. 1912 yılı mezunu Abidin Ege; milletvekili, İzmir Ziraat Mektebi kurucusu ve Harb Günlükleri’nin yazarıdır. 1922 yılı mezunu Ragıp Ziya Mağden; Ziraat Yüksek Mühendisi, Türk Tarım Tarihi, Zirai Öğretimde 110. yıl, Ankara Ziraat Fakültesinin Kuruluşunun 25. yılı kitaplarının yazarı ve Ziraat Mektebi öğretmenidir. 1927 yılı mezunu Vamık Tayşi; Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanıdır. 1927 yılı mezunu Sadri Aran; Anıtkabir’in yapımı için açılan yarışmada birincilik alan ve uygulanan peyzaj projesinin sahibi öğretim üyesidir. 1935 yılı ilk kadın mezunları Şahide Yargıç ve sınıf arkadaşları Sabiha, Melahat, Hadiye Tuncer, Bahtiye Musluoğlu’dur. Kadın ziraatçilerin bazıları Ziraat Vekaleti’nde, bazıları da Yüksek Ziraat Enstitüsü ardından Ziraat Fakültesi ve Fen Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapmışlardır.
 
1955 yılına dek ülkemizin tek Ziraat Fakültesi olma özelliğini taşıyan Fakültemiz; Ege, Atatürk, Çukurova Üniversiteleri Ziraat Fakültelerini kuran ve gelişmelerini sağlayan bir “Ana Fakülte” olma sorumluluğunu her zaman taşıyacaktır.

Haber Görseli

İLERİ, HEP İLERİ
 
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin tarımsal eğitimdeki yerinin önemini ve kalitesini biliyoruz. Bu eğitimi daha kaliteli ve verimli hâle getirmek için yapılan çalışmalardan söz eder misiniz?
Bugün yaklaşık 500 dekarlık yerleşkede, ikisi İngilizce olmak üzere 13 farklı eğitim programına öğrenci alınan Ziraat Fakültemizin öğrenci sayısı her yıl artıyor. Alanında ilk olmanın bilinciyle "ileri, hep ileri" gitme azmiyle çalışıyoruz. Gittikçe gençleşen akademik kadromuz, her gün yeni bir proje ile gündeme gelen, yayın ve araştırma ağırlıklı bölümlerimizde üretime ve öğrenmeye yönelik çalışmalar hızla devam ediyor.
 
Ülkemizin tarım alanındaki gereksinimlerini dikkate alarak öğrencilerimize kaliteli ve akredite bir eğitim sağlamak Fakültemizin temel hedefi. İlave olarak küçük ölçekli üreticiler dâhil tarıma dayalı sanayiye katkı sağlamak, yön vermek, dış paydaşlarla ortak projeler üretmek, disiplinlerarası çalışmalarda bulunmak ve bunları uygulamak Fakültemizin diğer hedefleri arasında. Cumhuriyetimizin ilk üniversitesi olan Ankara Üniversitesinin kalite politikası çerçevesinde Fakültemiz, bu hedeflere ulaşma yolunda sahip olduğu deneyimli ve üretken öğretim üyesi kadrosuyla uygulamaya aktarılabilecek araştırmaların yanı sıra uluslararası düzeylerde kabul gören araştırmalar da yapmakta.
 
Fakültemiz, yeterli teknik bilgi ve beceriyle donatılmış, gelişen teknoloji ve yeniliklere açık, sorun çözme, analitik düşünme yeteneğine sahip, girişimci ve doğayı koruyan, toplum ve etik değerleri ile Atatürk ilkelerini benimsemiş genç Ziraat Mühendisleri yetiştirmeye nesiller boyunca devam edecektir.
 
Fakültemizin temeli olan ve bugünlere ulaşmamızın temelini oluşturan Yüksek Ziraat Enstitüsünün bu yıl 30 Ekim de 90’ıncı kuruluş yılını kutlayacağız. Cumhuriyetimizin de 100’üncü yılı nedeniyle, Fakültemiz ve Türkiye İş Bankası yönetimi iş birliği ile bir yıl süreli büyük bir sergiye de katılmış bulunuyoruz. “Yaşasın Cumhuriyet” adlı İktisadî Bağımsızlık temalı sergi, 21 Mart 2023’te İş Bankası Eminönü Müzesinde, 23 Nisan 2023’te de Ankara İş Bankası Müzesinde açılmıştır. Sergilerde Fakültemiz müzesinde yer alan envanterli tarihi objeler, bağlı olunan Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü izniyle her iki kentte İş Bankası Müzelerinde sergilenmekte olup anlamlı yıl kapsamasıyla da kalıcı olacaktır.

Haber Görseli

TARIM SEKTÖRÜ, BİLİMSEL BİLGİ TEMELİNE DAYANMALI
Geleceğe yönelik hedeflerinizden de söz eder misiniz? 
 
Fakültelerimizde okutulmak üzere kentsel tarım, tarımsal iletişim gibi dersleri önerdik. 200 kadar öğretim üyemiz var ve öğretim üyelerimizin her türlü taleplerine de cevap vermeyi önemsiyoruz. Bununla birlikte gündemi ve günceli de sürekli takip ediyoruz. Öğretim üyelerimizin sundukları fikirlerle Fakültemizi ileriye taşımak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. 
 
Günümüzde de tarım sektörü istihdam ve ihracat olanağı sağlama, üretim değeri oluşturma, gelir kaynağı ve endüstriye ham madde sağlama ve ulusal beslenmeye katkı sağlama gibi pek çok temel konuda dünyadaki stratejik önemini korumaya ve arttırmaya hızla devam ediyor. Bu nedenle, küreselleşen dünyada gelişimini sürdüren tarım sektörünün dikkatle izlenmesi, desteklenmesi ve taşıdığı önem nedeniyle rekabet edebilirliğinin sağlanması gerekiyor. Bu noktada tarım sektörünün "bilimsel bilgi temeline dayalı" olması önem kazanıyor. 
 
Ülkemiz en çok tarımsal faaliyetin yapıldığı ülkeler arasında. İklim özellikleri, zengin ürün çeşitliliği ile ülkemizin hem güvenli gıda ihtiyacı karşılanıyor hem de ülkemiz insanlarına daha kaliteli ve temiz gıda sağlama imkânına sahip bir ülke potansiyeli gösteriyoruz. Ülkemiz coğrafi özellikleri ve toprak yapısı ile ekolojik özelliklerinden kaynaklanan ürün çeşitliliğinin yanı sıra canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerdeki değişim, her şeyden önemlisi yetişmiş iş gücü bakımından yüksek potansiyele sahip. Biz bir taraftan tarımsal üretimimizi büyütürken bir taraftan da tarımsal sanayimizi katma değeri yüksek üretim yapan içeriğe kavuşturmalıyız. Bu anlamda, tarımsal eğitimin niteliği ve kurumsal kültürü büyük önem taşıyor. Amacımız, üretimi kaliteli kılmak ve daha az alanda büyük üretim gücü yakalayabilmek ve çiftçilerimizin gelir seviyesini daha da yükseltmek.

Ankara Ziraat